English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ö ] / Önce sen

Önce sen Çeviri İspanyolca

8,946 parallel translation
Önce sen.
Vas primero.
Ama önce sen başla.
Pero primero tienes que irte.
Önce sen anlat. Kabuslarında ne görüyorsun?
Usted primero... ¿ Qué ves en esas pesadillas?
- Önce sen.
Tú primero.
Hey. Az önce sen benim resmimi mi çektin?
Oye. ¿ Me tomaste una foto?
Önce sen söylersin, belki benim de söyleyecek bir şeyim vardır.
Tú primero, y luego quizá tenga algo que decir.
- Önce sen.
- Tu primero.
Ne buldun? - Önce sen.
¿ Qué encontraste?
Önce sen git.
Tú primero.
Önce sen git. Yürü.
Ve.
Önce sen. Enchante.
Después de ti.
- Önce sen.
- Tú primero.
- Tamam, önce sen.
- Bien, tú primero.
Önce sen gelmiştin.
Usted estaba aquí primero
Önce sen.
Tú primero
Birisi seni öldürmek istediğinde ilk önce sen onu öldürmelisin.
La única opción con los que quieren matarte, es matarlos primero.
Sen kaybetmeden önce bile iş için gereken şey yoktu sende.
Nunca tuviste lo que se requería para el trabajo incluso antes que perdieras eso.
Evlenmeden önce bayılan sen olsaydın benden nefret ettiğini ve benimle birlikte bir şey yapmak istemeyeceğini düşünürdüm.
Si hubieras sido tú quien se desmayara justo antes de casarnos, estaría segura de que me detestas y de que no quieres nada conmigo.
Sen daha önce girmiştin.
Tú estuviste ahí antes.
Sen bir şey demeden önce şunu belirteyim ki ne zaman okula geri dönmekten bahsetsem türlü nedenlerle bunun neden imkansız olacağını söylüyorsun.
Antes de que hables recuerda que cada vez que yo hablo de estudiar tú siempre dices que eso es imposible...
- Az önce. Sen?
Ahora. ¿ Y tú?
Sen az önce bana çenemi kapatmamı mı söyledin?
¿ Me mandaste a callar?
Sen devralmadan önce ben sistem yazılım paketlerini güncelliyordum.
Antes de que tomaras control, yo actualizaba paquetes de software.
Şirketin daha önce yasal olmayan sürgünler yaptığını sen de biliyorsun.
La compañía hace ejemplos de los exiliados ilegales.
Dorothy Cuda'yla öylesine ağır çekim bir yürüyüş mü yaptın sen az önce?
¿ Acabas de entrar como si nada y en cámara lenta con Dorothy Cuda?
Yok, yok! Sen bir sey demeden once bile zaten aklimdan geciyordu!
¡ No, no estaba pensando en eso mucho antes de que dijeras algo!
Sen ve sana yardım edenler bugün 11 adamımızı öldürdünüz. Ve ne için?
Bueno, tú y quien sea que te ayudara mataron a once de los nuestros hoy, ¿ y para qué?
O zaman, eski işinden kovuluyor,... şov korosundan nefret etmene ve daha önce bir tanesini bile yönetmemene rağmen... yeni koçumuz sen oluyorsun.
Así que ha sido despedida de su antiguo trabajo, y a pesar de odiar los coros y nunca antes haber entrenado, es nuestra nueva entrenadora.
Arabayı. Sen temizledikten sonra ama tekrar kaza yapmadan önce.
El auto, después que lo limpiaste, pero antes que lo estrelláramos de nuevo.
Sen bir şey söylemeden önce, sabah telefonda Klausla konuşup yalan söylediğim için özür dilerim. Tam bir aptalım.
Antes de que digas nada, siento haberte mentido sobre mi sospechosa llamada de teléfono con Klaus esta mañana.
Hayley, sen New Orleans'a gelmeden önce sürümüz yalnızca liderliğim için değil aynı zamanda yanlarında olmam için beni seçti.
Hayley, antes de que llegaras a New Orleans, nuestra manada me eligió no sólo para guiarlos si no para quedarme con ellos.
Sen daha önce de park teknisyeni olarak KLS'de çalışıyordun.
Fuiste el ingeniero mecánico del parque en KLS Attractions.
- Az önce ne dedin sen?
- ¿ Qué dijiste?
Sen onu almadan önce Danny uyuşturucuları başka yere taşımış olmalı.
Debe haberla escondido antes de que lo arrestaran.
Sadece nasıl biri olduğunu görmek istedm, belki kendim hakkında birşeyler öğrenirdim sen şey yapmadan önce...
Solo quería ver quien era, quizás aprender algo sobre mi antes de que tu...
Herkesin paniðe kapýlmasýný anlýyorum ama sen de kýsa süre önce çok boktan zamanlar geçirdin. Kimse seni hastaneye yatýrmayý veya sana ömrün boyunca ilaç vermeyi düþünmedi.
Entiendo por qué están preocupados, pero hiciste mierdas bastante jodidas... hace poco y nadie se puso en tu contra ni intentó medicarte de por vida.
Biliyorsundur, sen doğmadan önce yangında trajik bir şekilde can vermişti.
Fue un buen hombre. Como probablemente sabes, murió tragicamente en un incendio antes de que tú nacieras.
Peki sen onu kovmadan önce o gerçeği öğrenirse ne olacak?
¿ Y si él descubriera la verdad antes que eso suceda?
Önce dadımız istifa etti, sonra da sen gelmedin pilates hocam Royal Pains'de rol alınca Michelle'e gitmek zorunda kaldım.
Primero renuncia la niñera, luego tú no apareces el de Pilates consigue un papel en Royal Pains y debo ir con Michelle.
Sen gitmeden önce bu yazki sevgilin, adı ne demiştin?
Una cosa antes de que te vayas. Tu novio de este verano, ¿ cómo dijiste que se llamaba? ¿ Thrash?
Sen önce kendine bak. Sadece bir komünist oldun.
Mira en lo que te has convertido tú.
- Evet, sen de edebilirdin anlaşmayı bozup, yeğeninin Salvadorlulara satış yapmaya müsaade etmeden önce.
Sí, bueno, tú también, antes de decidir renegar de nuestro acuerdo y dejar que tu sobrina les venda a los salvadoreños.
Bir de az önce harikulade mi dedin sen?
¿ Y has dicho "cactus"?
Sen az önce "siz insanlara" mı dedin?
¿ Dijiste "tu gente"?
Hayır. Sen az önce vazgeçtin!
No. ¡ Solo te has dado por vencido!
Önce saldıran sen olmalısın.
Debes ser el primero en golpear.
Belki Vincent ile sen önce bir konuşmalısınız.
Bueno, tal vez tú y Vincent deberíais hablar primero, ¿ sabes?
Bir adamı öldürmeden önce ona bir şey söylemenin ne faydası olacağını hiç anlamamışımdır ama bunu isteyen ilk kişi sen değilsin.
Nunca vi el punto en decirle a un hombre algo justo antes de que lo golpees, pero no eres el primero en preguntar.
Sen onları yerleştirmeden önce silahların ateşleme iğnelerini çıkarmıştım.
Le quité los percutores a las armas antes de que las escondieses.
- Evet. - Sen gelmeden hemen önce götürdüler onu.
- Lo trasladaron antes que llegaran.
Peki bu olay sen Ten Pound Lane'e gitmeden önce mi oldu yoksa...
Y eso fue antes que la llevaras a Ten Pound Lane, o...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]