English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Dinledim

Dinledim Çeviri İspanyolca

2,438 parallel translation
Öylece uzanıp saatlerce dinledim, çünkü biliyordum.
Me quedé ahí horas escuchando, porque sabía.
Koca Mike'ın ofisini dinledim.
Puse micros en la oficina de Big Mike
Onu dinledim.
Escuchar.
Programını dinledim.
He oído tu programa.
( Kirk Hammett ) Dinledim ve şöyle düşündüm, "Bu muhteşem bir performans!"
"¡ Guau! Eso es tocar bien".
Üç yıldan daha uzun bir süre çıkardığı günahları dinledim.
Escuché su confesión durante más de tres años.
Yaşlıların mekanında ağır bir rotasyonda dinledim.
He oído que la ponen todo el tiempo en el centro de mayores.
Yeterince dinledim.
Escuché suficiente.
Benim uzmanlık alanımda bir şeyler sallamanı dinledim. ve bu sorun değil.
He oído cómo desacredita mi profesión, y no pasa nada.
Hayır, sadece dinledim.
Mira, Nora...
Onu seçenekleri verdi ve ben dinledim.
Le di sus opciones y la escuché.
Karışmazlık edemezsin. Kaç kere...? Kaç kere durmadan Allan'la ilgili dertlerini dinledim?
¿ Cuántas veces he tenido que escucharte hablar una y otra vez sobre Allan o Sheldon, incluso Pete?
Elbette dinledim!
Por supuesto que lo hice.
Evlenme teklifimle dalga geçmeni dinledim. Bana yüzüğümüzü geri vermeni dinledim.
Te escuché cuando te burlaste de mi propuesta matrimonial.
Ben ve Lux'la bir aile olmak istemeni dinledim.
Te escuché cuando me devolviste el anillo. Te escuché cuando me dijiste que querías formar una familia, con Lux y conmigo.
Baze'le aranızda hiçbir şey olmadığına dair yemin etmeni dinledim.
Te escuché cuando juraste que no tenía por qué preocuparme por Baze.
Yeterince dinledim.
Ya me harté de escuchar.
Tanrı ve Meryem hakkındaki bir çok vaazınızı dinledim.
Dios... y, em... María.
Karımı seviyorum, ama yalanlarını yeterince dinledim.
Quiero a mi mujer, pero no aguanto todas sus mentiras.
Jang'ı soruşturan polisleri dinledim.
Intervine la línea de la policía porque estaba preocupado por ti.
Bu şarkıyı datıaönce de dinledi Başka ne dinledim biliyor musun?
Se lo garantizo. Ya escuché ese cuento.
Yeterince dinledim.
Ya escuché demasiado.
Ben de dinledim.
Yo escuchaba.
Çok uzun zamandır seni dinledim ve bunu hiç yapmamıştım.
Les he escuchado a todos por tanto tiempo y nunca había hecho algo al respecto.
Bir ailen olabilir ama sorumluluk sahibi değilsin, yeterince dinledim.
¡ Puedes ser de la familia, pero aquí no tienes ningún cargo! ¡ Ya he tenido suficiente de tus opiniones!
Kalbimi dinledim, çünkü seni seviyorum.
Seguí mi corazón porque te amo
Saçmalıklarını yeterince dinledim.
¿ Sabes qué? He oído suficiente mierda por hoy.
Royal Caddesinde dinledim seni.
Te oí en la calle Royal.
Big Eye Louis Nelson'dan bahsetmişken, Big Eye'ı Kid Thomas Valentinela birlikte Preservation Hall'da dinledim.
Hablábamos de Big Eye Louis Nelson. Vi a Big Eye en Preservation Hall con Thomas Valentine.
- Her notasını dinledim.
- ¿ Estabas escuchando? - Escuché cada nota.
Yeterince dinledim.
Ya no estoy a prueba.
Telsiz konuşmalarını dinledim.
Espere. Estaba escuchando su radio.
Geçen gece seni şarkı söylerken dinledim.
Ví tu concierto anoche.
Tabi ki dinledim. Okulda. Nerede öğretiyorum?
Lo hago, en el colegio, donde enseño.
Evet, yıllığına kötü şeyler yazdım, bol bol Cowboy Junkies dinledim.
Sí, escribí algunas cosas malvadas en su anuario, escuché a un montón de vaqueros yonquis
Şef, az önce Skander'in Provenza'ya,.. ... amcasını niye ölü sandığını, açıklamasını dinledim. Ve hikâye, şey..
Jefa, acabo de escuchar a Skander explicarle a Provenza por qué pensaba que su tío Armand estaba muerto, y la historia... resultaba familiar.
Kalbi atıyor mu diye göğsünü bile dinledim ama bir şey duyamadım.
Puse mi oreja en su pecho para ver si oía algun latido, y no oí nada.
Evreni dinledim.
Escuché al universo.
Bilmeni istiyorum ki, söylediğin her şeyi dinledim senin ihtiyaçlarına saygı duyuyorum ve kendini güvende ve mutlu hissetmen için her şeyi yaparım.
Sólo quiero que sepas que he oído lo que dijiste y que respeto tus necesidades y haré lo que sea para hacerte sentir seguro y feliz.
Seni bir kez dinledim.
Te escuche la primera vez.
Düşünceli bir hastanın endişelerini dinledim. Onunla, onun anlayacağı dilde konuşmaya çalıştım. Açıkça muhtemel sonuçları, olabilecek en iyi iletişimle aktarmaya çalıştım.
Me puse en el lugar de una paciente y sus preocupaciones, le hablé en un lenguaje que pudiera entender, establecí con claridad las posibles complicaciones y los resultados.
Dinledim, hep dinledim.
Y le escuchaba, siempre le escuchaba.
Masalını dinledim. Romantizmi anlıyorum.
Tengo el romance.
Dün verdiğin albümü dinledim ve tüm şarkıları ezberledim!
Escuche el álbum ayer y ahora recuerdo todas las letras!
Yeniden açmakla ilgili tavsiyeni dinledim...
Seguí tu consejo respecto al relanzamiento.
Geçen tüm yıl boyunca kalbimi dinledim ve bu beni hiçbir yere götürmedi.
Durante todo el año pasado seguí mi corazón y no llevó a ningún lado.
Hayır, seni dinledim.
No, te escuché.
- Ne? - Kapısını dinledim.
He escuchado fuera de su puerta.
- Neyi dinledim mi?
- ¿ Escuchando qué?
İki avukatı da, bütün doktorları da dinledim.
He oído lo de los dos abogados y todos los médicos.
Biliyorsunuz, bu üniversiteden önceki son yazım olduğu için biraz kafa dinledim.
Como es mi último verano antes de la universidad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]