English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Dinleme

Dinleme Çeviri İspanyolca

4,041 parallel translation
Az önce telefon dinleme uygulamasının yetersiz olduğunu itiraf etti.
¡ Acaba de admitir que el formulario de escuchas fue incompleto!
Dinleme cihazın olup olmadığını görmek istiyor.
- Quítatela ahora. - Solo quiere ver que no llevas micro.
Bakın dinleme cihazı falan yok.
Sí, mira, mira. No lleva micro.
Beyler, dinleme cihazım falan yok.
Tíos, no llevo un micro.
Ofisinde dinleme cihazı var diye terapistliğe ara mı verdin?
Tu oficina tenía micros, ¿ así que has decidido cerrar la clínica?
Annemi dinleme, kardeşimi öldürecek halim yok.
Bueno, no le hagas caso a mi madre, porque no voy a matar a mi hermano.
Bu bir dinleme cihazı. Umrumda değil. Önemli olan haberi almış olmaları.
No me importa, lo que importa es que fueron advertidos.
Gözüken o ki bir dinleme cihazı.
Parece ser un dispositivo de escucha.
Dinleme cihazını paramparça etmek için mi buraya getirdin?
¿ Te has traído eso hasta aquí solo para hacerlo pedazos?
Gerçek şu ki, Len Pontecorvo'nun evinde bir dinleme cihazı vardı.
El verdadero asunto es que había un micrófono en la casa de Len Pontecorvo.
Pontecorvo'nun evinde bulduğumuz dinleme cihazının kaynağını bulacağız.
Rastrearemos el dispositivo de vigilancia que encontramos en casa de Pontecorvo hasta su origen.
Ve deniz taşının altında dinleme cihazının olmadığını fark edince onu basit bir şekilde iş verenine kadar takip edeceğiz.
Y cuando se dé cuenta que no hay ningún dispositivo de vigilancia en el terrario, simplemente lo seguimos regresa con quien sea para el que trabaja.
Onu dinleme.
- No la escuches.
Wendy, lütfen. Onu dinleme.
Wendy, por favor, no lo escuches.
Üstünde dinleme cihazı olup olmadığına bakacağım.
- ¿ Por qué? Quiero saber si llevas una grabadora.
Dinleme cihazı mı?
¡ ¿ Una grabadora? !
Bu konuşmaya devam etmeden önce kıyafetlerini çıkar ki üstünde adalet bakanlığının, Washington Tribune'un ya da başka birilerinin dinleme cihazı olmadığından emin olayım.
Antes de continuar con esta conversación... me gustaría que te quitaras la ropa para asegurarme de que no llevas ningún tipo de dispositivo de escucha por orden del Departamento de Justicia o del "Washington Tribune" o de cualquier otro.
Sırf sen üstümde dinleme cihazı olduğu gibi delice bir fikre kapıldığın için kıyafetlerimi çıkarmayacağım.
¡ No me voy a quitar la ropa porque tengas algún tipo de noción descabellada de que llevo una grabadora! - Vale.
Dinleme.
Atención.
Eğer üç tahmin yapmam gerekseydi şefkat, anlayış ve belki de dinleme derdim.
Bueno, si tuviera que escoger tres cosas al azar, diría compasión, comprensión y quizás atención.
Dinleme ve bunu yapmadığım için üzgünüm.
Es ser atento, y lo siento si no lo he sido.
Dinleme istasyonu Mesken'den biri ile Bethesda'daki bir telefon kulübesinden arayan biri arasında geçen bu konuşmayı tespit etti.
El puesto de escucha acaba de recoger esta conversación entre el Rezident y alguien en una cabina en Bethesda.
- Peki, sana verdiğim şu dinleme şeyinden haberin var mı?
- Bien, bueno, sabes ¿ esas cosas de vigilancia que te presté?
Dinleme şeyi?
¿ Cosas de vigilancia?
Demek Beth'in dinleme cihazı varmış.
Entonces, Beth tenía un equipo de vigilancia.
Dinleme cihazı falan bulduk.
Encontramos equipamiento de vigilancia.
Ava, söylediği tek kelimeyi bile dinleme.
Ava, no escuches ni una palabra de lo que diga este hombre.
O ukala götlekleri de dinleme.
No escuches a esas idiotas sabelotodo.
Sen cadıyı dinleme evlat.
No escuches a la bruja, chico.
Sen onu dinleme... Bu yıl tanıştığım bayanlarla ilgili planlarım var çok güzel planlar, öyle ki beni bile şaşırttılar.
No lo escuches a él... tengo planes para conocer mujeres este año que son tan buenos que incluso me sorprendieron a mí.
Onu dinleme, o yalan söylüyor!
¡ No lo escuchen, está mintiendo!
Aman beni dinleme!
Sí, ¡ no me escuches!
Huck arabamda dinleme cihazı olup olmadığına bakarken ben de burada zaman öldürüyorum.
Huck está revisando mi coche, asegurándose de que no hay micros.
Penny, dinleme onu, tamam mı?
Pen, no la escuches, ¿ está bien?
Onun için dinleme cihazı mı yerleştireceksin?
¿ Vas a espiarlo?
Büyükbabamın fotoğrafına dinleme cihazı koymuşsun.
Pusiste un micrófono en la foto de mi abuelo.
Onu dinleme.
No la escuches.
Onun zehirli sözlerini dinleme. Seni büyülemeye çalışıyor.
¡ No escuches su veneno, está tratando de embrujarte!
Bu bir dinleme cihazı.
Es un micro.
Dinleme cihazının o kızın dairesinde ne işi varmış?
¿ Qué demonios hacía un micro en su apartamento?
Öyle. "Morgunda bir dinleme cihazı olabilir" i anlatmak için.
Si, por "puede que haya micrófonos en tu morgue".
Dairende bir dinleme cihazı vardı. Bir ne?
Había un aparato de escucha en tu apartamento.
Alex'in evinde bir dinleme cihazı buldum.
Encontré un micrófono oculto en casa de Alex.
- Onu dinleme.
- No la escuches.
Hepsinden beş yıldız almışım ama dinleme konusunda biri bana iki yıldız vermiş ve açıklama kısmında olayı açıklamış :
Obtuve 5 en todo, pero alguien me dio un 2 en Escuchar, y lo referenciado en la sección de ensayo anónimo.
Belki dinleme yeteneği pek iyi olmayan birini?
¿ Posiblemente de alguien quien no escucha bien?
Onun dinleme modunda olduğunu zannetmiyorum.
No creo que quiera escucharlo.
- Kimseyi dinleme.
- No le hagas caso a nadie.
- Senin üstünde de dinleme cihazı olabilir.
Podrías llevar una grabadora.
- Hayır. Patron, onu dinleme sakın.
No le hagas caso, jefe.
Onu dinleme, o...
- No la escuches, es...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]