English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Doğrusunu isterseniz

Doğrusunu isterseniz Çeviri İspanyolca

136 parallel translation
Doğrusunu isterseniz, heyecanlıymış da.
No debería excitarse tanto.
- Hayır, doğrusunu isterseniz olmadım.
No, la verdad es que no.
Doğrusunu isterseniz, ben de size bakıyordum.
Si le soy sincero, yo también la estaba mirando.
Doğrusunu isterseniz, her zaman deliydi.
Siempre ha estado loca, ésa es la verdad.
Doğrusunu isterseniz pek şansınız yok.
Si le soy sincero, no tiene muchas posibilidades.
- Doğrusunu isterseniz ben de iş yaptığım kişilerin adını bilmek isterim.
- Bueno, ya sabe més que yo. Me gusta saber el nombre de las personas con las que hago negocios.
Doğrusunu isterseniz, ben de bu yüzden buradayım.
De hecho, es por eso que estoy aquí.
Doğrusunu isterseniz sizin gibi sersemlerin... bu tür şikayetlerle doğrudan bize gelmesini büyük takdirle karşılıyoruz.
Nos agrada mucho que los ciudadanos manifiesten francamente sus quejas, como hacen ustedes.
Doğrusunu isterseniz binişinizi gördüm.
De hecho, la he visto subir al tren.
- Doğrusunu isterseniz...
- La verdad es que...
Ama daha doğrusunu isterseniz, Sezar'ı görmek ve şerefine bayram etmek için bıraktık işleri bugün.
Estamos de fiesta para ver a César... - y celebrar su triunfo.
Doğrusunu isterseniz, hayatı mesleğiydi.
Literalmente, la vida era su ocupación.
Doğrusunu isterseniz, pek de fena değildim hani.
De hecho, tampoco lo hacía nada mal.
Şey, soyunma odasında, doğrusunu isterseniz.
Bueno, la verdad, fue en un vestuario.
Doğrusunu isterseniz farklıydı, evet.
Bien, a decir verdad era bastante diferente, sí.
İşin doğrusunu isterseniz ben de kalmak isterim. - İtirazınız yoksa?
También prefiero dedicarme a esto, si le parece bien.
Doğrusunu isterseniz tabii ki.
Pues, sinceramente, sí.
- Doğrusunu isterseniz, bilmiyorum.
Francamente, no Io sé.
Ben kendi niteliklerimi Johan kadar doğal değerlendirebileceğimden emin değilim. Doğrusunu isterseniz sürdürebildiğim yaşam tarzı beni mutlu ediyor.
Quizá no me aprecio tanto a mí misma como lo hace Johan... pero, si le soy sincera, me gusta la vida que llevo.
Doğrusunu isterseniz, tekrar görmek istemediğim tek kişi sizdiniz Bay Doyle.
Debo decir, señor Doyle, que era usted... la única persona que no quería volver a ver.
Doğrusunu isterseniz...
Para ser sincero...
Doğrusunu isterseniz McMurphy burada yazıldığına göre onların fikri...
Bueno... Francamente lo que aquí se dice es que ellos creen que usted ha estado fingiendo para no tener que trabajar.
Doğrusunu isterseniz, sıklıkla bu tapınağa sunulan sadakat, diğerinde tütsü yakmaktan bile daha ateşlidir.
A menudo, en verdad, el homenaje pagado este templo es más ardiente que el incienso quemado en el otro.
Doğrusunu isterseniz, doğal ihtiyaçlar.
La naturaleza me llama, César.
Doğrusunu isterseniz...
Y por amor de Dios...
Ama doğrusunu isterseniz sonuçları düşünmek beni endişelendiriyor. Ve sizi çok fazla sevmekten korkuyorum.
Pero dudo del éxito, y temo quererle más que lo que debería.
1948, işin doğrusunu isterseniz.
1948 en concreto.
Doğrusunu isterseniz, ben ben kızım konusunda oldukça endişeliyim.
Francamente, yo... estoy muy preocupada por mi hija.
Doğrusunu isterseniz kendi ülkemden sıkıldım, bıktım.
- Estoy harto de mi país.
Doğrusunu isterseniz, herhalde çok spor yapmaktan oluyor.
Probablemente por ejercitarse mucho, si quieres saber la verdad.
Ve, doğrusunu isterseniz... ne hayatında ne de öğrenci olarak... hiçbir şeyi ciddiye almıyor.
y, francamente... yo no creo que ella se toma una cosa... en su vida o en su carrera como estudiante, seriamente.
Doğrusunu isterseniz hurda olarak bile ödediğimden fazla eder.
Para serte sincero sólo como chatarra vale más de lo que he pagado.
Doğrusunu isterseniz, ben annemle babam için endişeleniyorum.
Para ser franca, me preocupan mamá y papá.
Doğrusunu isterseniz, sizinle bu hikaye hakkında konuşmak isterim.
De hecho, me encantaria hablar de esa historia.
Emir kullarım arasında görmek istemem sizi. Doğrusunu isterseniz, korkunç kullar sarmış çevremi.
No os mezclaré con mis demás sirvientes pues, por hablaros con franqueza, se me atiende pésimamente.
New York'un mütevazi bir semtinde büyüdüm ve... doğrusunu isterseniz, daha önce uçağa hiç binmemiştim.
Soy de origen humilde, del norte de Nueva York. - A decir verdad, nunca había volado. - ¡ Qué gran maquillaje!
Doğrusunu isterseniz daha önce kimseyi öldürmemiştim.
A decir verdad, nunca había matado a nadie.
Doğrusunu isterseniz... Yapabilirim.
De hecho, sí.
Doğrusunu isterseniz Alfred. Pennyworth'u arıyorum.
En realidad, busco a Alfred Pennyworth.
Doğrusunu isterseniz, bakım akışını ölçmek zor.
En realidad, la continuidad en los cuidados es difícil de medir.
Doğrusunu isterseniz ben kahramanlara inanmıyordum.
En realidad, yo no sé si creo en los héroes.
- Doğrusunu isterseniz biraz utanç verici.
Es incómodo, si quiere la verdad. La quiero.
Evet, doğrusunu isterseniz kırıldım.
Sí, la verdad es que me ofendió.
Doğrusunu isterseniz tatiller bana hiçbir zaman yaramadı.
La verdad, a mí nunca me encantaron los días de fiesta.
Oh, doğrusunu isterseniz çaylakları işe alamıyorum.
No contratamos principiantes.
Doğrusunu isterseniz, bunu gerçekten de düşünmüştüm.
De hecho, sí que he pensado en comprar uno.
Doğrusunu isterseniz, ben daha çok konuştum.
Pues, para ser sincero, fui yo el que habló casi todo el rato.
Hayır, doğrusunu isterseniz yok.
No, en realidad, no.
Ve doğrusunu duymak isterseniz... Benim adımlarımı izleyecek sizin gibi bir kadına da ihtiyacım var.
Y para decir la verdad Necesito una mujer como tú para que siga mis pasos
Doğrusunu isterseniz, oy verenler ekonomik büyümenin nasıl..
Exageran.
Doğrusunu isterseniz, benim de eğilimim...
La verdad es que estoy pensando simplemente...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]