Evet mi Çeviri İspanyolca
45,716 parallel translation
Elliot, evet mi?
Elliot, ¿ sí?
- Evet mi?
- ¿ Sí?
- Evet, beni ısırmamalıydın.
- Sí contigo. ¿ No ladras mi idioma?
Evet, inatçılığım benim yarışım.
Sí, lo siento, está en mi raza. Soy un poco terco.
Evet, boğazımda bir kurbağa vardı.
Si, tenía una rana en mi garganta.
Evet, ama O benim arkadaşım.
Sí, pero es mi amigo.
- Sushi aromalı çekirdekler mi? - Evet. - Niye onlardan almadın?
¿ Podrías traérmela, 24...?
Siktirsin. - Dün geceki Fidel mi? - Evet.
Esperaba que tú... me llevaras allí.
Eğer sevgilime izin verirsem... evet... hayır, dokun bana... oraya değil... onun bana olan... arzusunun yoğunluğunu baltalamaz mı?
Si le doy permiso a mi amante : " Sí no, tócame ahí no- - ¿ No estaría socavando la potencia de su deseo?
- Karım mı? - Evet.
¿ Mi esposa?
Kötü büyü, değil mi? - Evet.
Es de mal agüero, ¿ cierto?
- Evet, evet. Ama... Pamuk Prenses ve Beyaz Atlı Prensçiği öldürmeyi tekrar deneyeceksin, değil mi?
Sí, sí, pero... ¿ volverás a intentarlo con Blancanieves y el Principito?
- Her zamankinden mi? - Evet.
- ¿ Lo de siempre?
Evet, benim de işim buna bağlı.
- Sí, mi trabajo también depende de esto.
- Tanrım. - Evet.
Mi Dios.
Ama evet, ufak bir katkım oldu.
Pero, si, hice mi partecita.
Evet, "Kimiz, Kim değiliz" adlı yazıma tam 18 yılımı verdim.
Sí, pasé 18 años trabajando en mi manuscrito denominado " Quiénes Somos y Quiénes no Somos...
Veep izleyip, Çin yemeği yiyelim mi? Evet.
¿ Veep y comida china?
- Metropolis mi? - Evet.
¿ Metropolis?
- Evet. Büyük bir adım değil mi?
Una gran paso, ¿ no crees?
- Cidden mi? - Evet.
- ¿ De verdad?
Evet, artık değil, değil mi?
Sí, bueno, ya no lo está, ¿ no?
Evet, benim son iyiliğim gibi düşün, Prens.
Sí, bueno, considéralo mi último favor, príncipe.
Evet, senin benim insanlarım hakkında sandığın kadar çok şey bilmediğini düşünmeye başlıyorum...
Sí, empiezo a pensar que no sabes tanto sobre mi pueblo como tú te crees.
Evet, biz senin tanrının kafasını koparmadık, değil mi?
Sí, bueno, nosotros no decapitamos a tu dios, ¿ verdad?
Evet, ve bu sorunumun güzel tarafı çünkü onlar hepsi de suçlarının cezasını ödeyecekler.
Sí, y eso es parte de mi problema... porque han muerto... todos ellos, sin haber pagado por su crimen.
Evet, hepimizin bir şekli var sen ve ben, değil mi?
Sí, los dos usamos formas... tú y yo, ¿ no?
Evet, babam GZK'nin kurbanlarından biriydi ama nihayet adamı yakalamaya yaklaştılar.
Sí, mi padre fue víctima del Asesino de la Campanilla de Plata... pero se están acercando a él, por fin.
Evet, eşimi ve çocuğumu görmek için Orange County'ye gidiyorum.
Sí, de camino a Orange County para ver a mi mujer y a mi hijo.
- Evet benim için eskide kaldı.
- Sí, esa era mi antigua yo.
Evet benim, şey, telefonum çekmedi, neyse, tamam.
Sí, tenía... mi teléfono apagado, o lo que sea, sí.
Bizzat kendim mutilatorlarla dolu bir ekibi idare ediyorum, evet. Ve sonra Sivri Dişlilerle departmanım arasında istihbahrat paylaşmını koordine ettim.
Manejo un grupo entero de mutiladores, si y luego, bueno, luego coordino el intercambio de inteligencia entre mi departamento y el colmilludo
Tamam, evet. Neden, seni öldürür diye mi?
Bien, sí. ¿ Por qué, porque te mataré con ello?
- Evet. - Ofisime geçelim.
Iremos a mi oficina.
Evet, zaten benim kan basıncımı değiştirdi...
Sí, bueno, ya ha cambiado mi presión sanguínea
Evet, programı iki kez kontrol ettiniz mi?
Sí. ¿ Volvió a revisar el calendario?
Evet, en sevdiğim kısımdı.
Sí, fue mi parte favorita.
Evet demek mi bu?
¿ Eso es un sí?
Evet, babam Gümüş Zil Katili'nin kurbanlarından biriydi.
Sí, mi padre fue víctima del Asesino de la Campanilla de Plata.
Evet, işimi kaybederim ya da evliliğim biter. Belki de her ikisi.
Así que, o pierdo mi trabajo, o mi matrimonio, o los dos.
Katil, arabaya geri biniyor, değil mi? Evet.
Es el asesino metiéndose en el coche, ¿ no?
- Evet. Sence de öyle değil mi, Garrett?
¿ No te parece, Garrett?
Evet ama ortağıma bunu daha fazla yapamadım.
Sí, pero... no podría hacerle eso a mi compañera.
sanırım o benim kocam. Evet.
Creo que es mi marido.
Evet, seçmelere kadar ki bu harika çünkü bankada sadece 40 dolarım var.
Sí, hasta las audiciones, lo que es fabuloso porque solo tengo unos 40 dólares en mi cuenta bancaria.
Evet, burada olmalı değil mi?
Sí, debería estar aquí, ¿ no?
Evet, ama savaş zaten budur, değil mi?
Ya, pero así es la guerra, ¿ no?
Bak, evet. JJ ilgimin çoğunu alıyor.
Mira, sí, JJ recibe mucha atención de mi parte.
Evet, ne hoş bir sürpriz değil mi ama?
Si. ¿ No es una sorpresa divertida?
Girdim evet.
- ¿ Escuchaste mi clase hoy? - Lo hice, sí.
Evet şu an acınası bir durumda olduğumuzun farkındayım. Yine de bu, hayatımdaki en gurur verici anlardan biri olabilir.
Sí, sé que estamos en un aprieto desagradable aquí, pero, esto podría ser el día de mayor orgullo de mi vida.
evet mi hayır mı 99
evet millet 34
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88
evet millet 34
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88