Eğer izin verirseniz Çeviri İspanyolca
602 parallel translation
Eğer izin verirseniz, kitaplarınızdan faydalanmak isterim.
Disfrutaré leyendo algunos de sus libros, si puedo.
Eğer izin verirseniz efendim, sizi böyle görmek beni çok üzüyor.
Perdóneme, señor, pero me enoja verle así.
Kutudan payımıza düşeni alıp, gideceğiz. Eğer izin verirseniz.
Cogeremos nuestra parte del dinero y nos iremos, con tu permiso.
- Eğer izin verirseniz.
- Si me lo permiten.
Eğer izin verirseniz Halifem, Hakan'la aranızda bir toplantı ayarlayabilirim.
Si quisiera, Califa, organizaría un encuentro entre Vd. y el Khan.
Eğer izin verirseniz, bir isteğim olacak.
Si me lo permite, tengo una petición que hacerle.
Eğer izin verirseniz Whitehall'a geri gitmem gerekiyor.
Si me disculpan, he de regresar a Whitehall.
Eğer izin verirseniz, ben de birkaç kelâm etmek istiyorum.
Tengo algunas cosas que decir si es que alguien desea escucharlas.
Eğer izin verirseniz, günü onunla geçirmekten mutlu olurum.
Con gusto pasaré el día con él, si me lo permite.
- Eğer izin verirseniz ben çayınızı hazırlayayım, Snuffy.
- Si me disculpas, yo... Prepararé el té, Snuffy.
ve eğer izin verirseniz, madam, Şu atlara bir bakacağım.
Si me lo permite, Señora, echaré un vistazo a los caballos.
Ben bir şeyi tekrarlamak isterim, eğer izin verirseniz beyler.
Yo querría comentar algo si no les importa, caballeros.
- Bayım eğer izin verirseniz...
- Si eres amable... - Escucha.
Eğer izin verirseniz üstüme bir şal alacağım.
¿ Le importa que vaya a por un chal?
Ve şimdi, eğer izin verirseniz beyler.
Ahora, si me disculpan, caballeros...
Eğer izin verirseniz bahsi yükseltmek istiyorum.
Quiero apostar más, si no le importa.
Eğer izin verirseniz çıklaması yapacağım, sizi herşeyi bilen küçük bayan.
Yo se lo explicaré, Srta. Sabelotodo.
- Ama eğer izin verirseniz...
si usted me permite...
Eğer izin verirseniz, en az sizin kadar, efendim.
No más del necesario, si se me permite.
Senatör Prentice, eğer izin verirseniz...
Senador Prentice, si me permite un momento.
Şey, patron, eğer izin verirseniz...
Bueno, señor, si me disculpa...
Ve şimdi, eğer izin verirseniz odama gidip rahat bir şeyler giyeceğim.
Y ahora, si me disculpáis, voy al dormitorio para ponerme algo más cómodo.
Eğer izin verirseniz...
- Si le place a vuestra alteza...
Sıradaki tanığım açıklayacak, eğer izin verirseniz.
Mi próximo testigo se lo explicará si su señoría me permite.
Eğer izin verirseniz yola çιkmalιyιz.
Si nos disculpan, será mejor ponerse en marcha.
Eğer izin verirseniz..., ben 11.
No, señor. Permita que me presente.
Eğer ihtiyacınız olan bir bilgi varsa, yardımcı olmaktan memnun olurum ama gördüğünüz gibi, üzerimi değiştiriyordum. Eğer izin verirseniz bitirmek istiyorum.
Si precisa alguna información, me alegrará ayudarlo, pero si me disculpan voy a terminar.
Eğer izin verirseniz, sizin adınıza konuşacağım.
Si usted me permite, voy a hablar en su nombre.
Eğer izin verirseniz Bayan Lumley.
Con su permiso, señorita Lumley.
Eğer izin verirseniz, şimdi karımı göreceğim!
Veré a mi esposa ahora, ¡ si me lo permites!
İzin verirseniz eğer, kılavuzların gelmesini beklerken... vadideki çocuklara ders vermek istiyorum. Onlara çok pratik ve yararlı bir şey öğreteceğim :
Pensé que con su permiso y mientras espero a esos porteadores... me gustaría organizar unas clases para los niños del valle... y enseñarles algo práctico y útil.
Eğer ona serbestlik tanımama izin verirseniz... eminim size istediğiniz sonuçları verecektir.
Y si me permiten que le dé vía libre... estoy seguro de que les dará los resultados que buscan.
Ve eğer kalmama izin verirseniz, Sizin için evinize bakarım.
Y si me dejan quedar, cuidaré la casa por ustedes.
Eğer onun ölmesine izin verirseniz hepinizi vururum, sizin her adamınızı sonuna kadar.
Si dejáis que muera o mataré a todos. ¡ A todos y cada uno de vosotros!
Eğer sen ve genç usta izin verirseniz, eminim bunu başarabilir.
Os lo ruego, dadle una oportunidad.
Ve eğer bana bir saniye izin verirseniz, onu da söyleyeceğim.
Con el permiso de ustedes, les diré cuál fue.
Peki, eger sormama izin verirseniz, neden onu bana satmak istiyorsunuz?
¿ Y por qué, si puedo hacer otra pregunta, está dispuesta a vendérmelo a mí?
Eğer bana izin verirseniz, tabii.
Si me lo permite.
Eğer konuşmama izin verirseniz, senyor.
Se lo digo de veras, señor.
Yarın akşam geri gelir misiniz? Eğer siz izin verirseniz...
¿ Estará Vd. aquí mañana por la noche,... si me permite que vuelva.
Eğer bana yardım edersen, haysiyetimle gitmeme izin verirseniz.
Si quieres ayudarme déjame ir con dignidad.
Sizinkiler, eğer gitmeme izin verirseniz.
Las suyas, si me dejan ir.
ben senin hakkında anlatılan bu garip şeylerle ilgili bir şey bilmiyorum... ne yapıyorsun, ne yapmıyorsun ciddi şüphelerim var eğer izin verirseniz, bir adamı onun iradesi dışında neden hapsettiğinizi öğrenmek istiyorum.
Pero dudo seriamente el que tenga la autoridad de encarcelar a un hombre contra su voluntad.
Şimdi beyler, eğer bana izin verirseniz, sabahın bu saatinde, bir şeyler yemem gerekiyor. Yoksa zayıf düşerim, ve bir kral da asla zayıf düşmemeli. Eminim sizler de bana hak veriyorsunuzdur.
Ahora, caballeros, si me disculpáis, a esta hora de la mañana... necesito sustento... o de lo contrario tiendo a flaquear... y un rey nunca debe flaquear, seguro que estáis de acuerdo.
Eğer bize izin verirseniz.
Si nos disculpa, por favor.
Eğer onunla birkaç dakika yalnız kalmama izin verirseniz...
Quizá si hablara con ella un momento...
Efendim şey istiyor, eğer ona izin verirseniz —
A mi señor le gustaría expresar sus pensamientos.
- Bu gayet açık. Belki gitmeme izin verirler... eğer bana biraz bilgi verirseniz.
Tal vez me dejen ir si Vd. me da algunos datos.
Sör, eğer göstermeme izin verirseniz. Havayı bu delikten üfleyerek, harika...
Con soplar aire a través de este agujero del dulce se consigue un sonido...
Eğer binmeme izin verirseniz çok daha fazla ederim.
Valdria mucho mas si me deja cabalgar.
Eğer ayrıntıya girmeme izin verirseniz ;.. ... çok sık ve uzun cinsel ilişkilerimiz olurdu,... belki de bu sıcak kanlı mîzacımdan kaynaklanıyordur.
Y si me permite que entre en detalles,... nuestras relaciones sexuales eran muy frecuentes y muy prolongadas ;
eğer izin verirsen 26
izin verirseniz 214
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
izin verirseniz 214
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ölürsem 16
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ölürsem 16
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer mümkünse 45