Eğer olmazsa Çeviri İspanyolca
1,235 parallel translation
- Eğer olmazsa...
- Si no está...
Herşey için arma iznimiz olursa güzel eğer olmazsa hiçbirşey yapamayız
Si lo tenemos con las manos en la masa, seguimos, si no, nos quedamos quietos.
Eğer olmazsa, korkarım ki zehirlenmiş bir ejdere dönüşecek.
De lo contrario, me preocupa que se convierta en un dragón envenenado.
Tabii eğer olmazsa ben de çok sevinirim.
Al igual que Vd., yo preferiría que esa ejecución no tuviera lugar.
Eskiden bir erkek tek başına takılabilirdi. Şimdi arkadaşların olmalı. Eğer olmazsa..
Pero entonces era diferente... podías defenderte solo si tenías problemas pero ahora... necesitas amigos.
Eğer olmazsa, Burmalılara teslim olmak zorundayız.
Si no lo hace, nos tendremos que rendir.
Eğer olmazsa da sorun değil, Max.
Si no, no hay problema, Max.
Aslında... yo, Ben... Ben sadece, eğer bu barmenle... olmazsa...
Sólo se me ocurrió que si lo del barman... no funcionara...
Eğer uygun olmazsa, önemli değil.
Y si nunca sucede, está bien.
Tabii, eğer çok geç olmazsa.
Claro, si no es muy tarde.
Vefa ne işe yarar ki Eğer aşk olmazsa
¿ Qué fin tendría la muerte, si no por amor?
Eğer dikkatli olmazsa, her şeyi mahvedecek.
Si no se cuida, acabará con todo.
- Tabii iyi olur, zahmet olmazsa eğer.
- Si no te importa.
Eğer ayda yılda bir yaparsan, ve doğru günde olmazsa, unut gitsin.
Si pocas veces lo haces, y nunca en los días correctos, no sucederá. Eso es lo que me deprime.
Eğer hiç insan olmazsa yelemi kim fırçalayacak?
Si no existen humanos, ¿ Quién me cepillará la melena?
Eğer sen, zahmet olmazsa, onunla konuşabilirsen...
No... te quer ¡ a pedir si, por favor, puedes hablar con ella
Eğer onları seven birileri olmazsa solurlar
El país que honra a hermano como un padre y su esposa como madre...
Claire, eğer sorun olmazsa bir konuk getireceğim.
Claire, traeré a otro invitado si no es molestia.
Frasier, ben gitmeyi düşünüyorum, Eğer sorun olmazsa.
Frasier, creo que me gustaría irme, si está bien.
Eğer bu olmazsa, asla arkadaş olamayız.
Y si no funciona, no podéis volver a ser amigos.
Eğer Seven resepsiyona flörtüyle gelir ve aynı kişiyle oradan ayrılırsa, en iyi olasılıkla, diplomatik bir olaya sebep olmazsa, önümüzdeki ay revirde iki kat daha fazla çalışacağım.
Si Siete trae a un compañero a la recepción... y se van más tarde, en buenos términos y sin problemas... trabajaré dobles turnos en Enfermería todo el próximo mes.
Eğer iletişimleri olmazsa, bir Beyin Takımı gibi iş göremezler.
Si no pueden comunicarse no podrían funcionar como analistas.
Eğer Goa'uld'un ele geçireceği konukçusu olmazsa, soyları tükenir diye düşünüyor olmalılar.
Creerán que, si los Goa'uld no tienen huéspedes que infestar, se extinguirán.
Eğer öyle olmazsa sonrakinin bir önemi yok.
Bueno, si la Casa Blanca no es fuerte entonces el número dos no importa
Eğer senin için sorun olmazsa, yılbaşından önce adet olmayan tek çocuk ben olmak istemiyorum..
si no te importa, no quiero ser el único chico sin su periodo antes de año nuevo.
Eğer Kuzco olmazsa Kuzcotopia da olmaz.
Si no hay Kuzco, no hay Kuzcolandia
Eğer bizi koruyacak birisi olmazsa eve mektup yazıyor olacağım.
Si no tenemos a nadie protegiéndonos... me voy a tener que poner a escribir cartas para los padres.
Ama düşündüm ki... belki... eğer sorun olmazsa, bugün bende kalabilirsin.
Pero pensé que quizá... si estás de acuerdo, hoy podrías quedarte conmigo.
Eğer sorumluluk tamamıyla Childers'in olmazsa o zaman Birleşik Devletlerin olacaktır.
Si Childers no es declarado totalmente responsable, los Estados Unidos Io pagarán.
Bozz'u ön hatta ver. Eğer bu isteğim olmazsa...
Pon a Bozz en el frente.
Eğer asi kı * ın öğle yemeğinde üsde olmazsa... ... seni kendim öldüreceğim!
Si su trasero no está en la estacada mañana ¡ yo mismo lo mataré!
Eğer kalplerinde şefkat olmazsa ayak bileklerini burksun... Böylece onları topallamalarından tanıyabiliriz.
Y si Él no puede cambiar sus corazones... que les tuerza los tobillos... para que los reconozcamos por su cojera.
Eğer ikinci yarı bundan daha iyi olmazsa... tam bir isyanla karşılaşabilrsin.
Si en la segunda mitad de juego no consiguen mejorar esto... va haber un escandalo de Gamma completa
Eğer Li Mu Bai bir dahaki görüşünde daha açık olmazsa söyle bana.
Dime si Li Mu Bai no es más sincero la próxima vez que lo veas...
Eğer buğday zamanında hazır olmazsa, bu çiftliği kaybedeceğini duydum.
Perderás todo si no llegas a tiempo.
Eğer kocam için sorun olmazsa.
Si mi esposo no s e opone.
- Ama unutma... Eğer gösterin dediğin gibi olmazsa... çürük domateslerle vurulacaksın
- Pero recuerda... si se arrojan tomates podridos y zapatillas en mí otra vez... que va a ser fusilado!
Eğer prenses olmazsa garip görünecektir? Doktor izin vermeyecektir.
¿ No parecerá raro si la princesa no está presente?
Eğer Shenzhen olmazsa her nerede iyi hastaneler varsa, biz de oraya gideriz.
Sí no es en Shenzhen donde sea qué tengan los mejores hospitales, allí te llevare.
- Gidemezler. - Eğer Mercedes olmazsa diğer arabaları çalmanın bir anlamı olmaz.
Si no hay Mercedes, no tiene caso que robemos ningún otro auto.
Eğer büyüme olmazsa, küçültmeyi deneyeceğim.
No está creciendo. Lo trataremos de achicar.
Korkmuştum eğer bir hikayem olmazsa, polis ne düşünür diye korkmuştum.
Tenía miedo de no tener una coartada y tenía miedo de lo que la policía pensaría.
Herkes beni kovmasından ötürü ona kızgın olduğumu biliyordu. Eğer bir hikayem olmazsa...
Todo el mundo sabía... de que estaba enojado con él por despedirme... y si yo no tenía coartada...
Eğer orada olmazsa durumlar daha kötüye gidebilir.
Si no está ahí, las cosas se pondrán peor.
Eğer Van Dyle o zamana kadar parmaklıklar ardında olmazsa, aşağıya geri dönerim.
Si Bandaio no esta encerrado al anochecer, regresaré alli abajo.
Eğer ona bana sahip olmazsa, hiç kimsenin olamayacağını söyledi
Dijo que si él no podía tenerme, nadie podría.
Eğer sorun olmazsa yemeği ağırdan alırız.
Hagamos de cuenta que es una cena de placer, si no te molesta.
Yalnızca eğer birisine bağlanmazsan... ve uzun süreli olmazsa...
Solo que, no conectas con alguien abiertamente... y nunca durante mucho tiempo...
- Eğer sorun olmazsa, ben sadece...
- Si no le molesta, creo que necesito...
Eğer Rory büyükbabasıyla geçirdiği zamanı bölmemizden rahatsız olmazsa.
Si a Rory no le importa que importunemos mientras esta con su abuelo.
Eğer sorun olmazsa mektup yazmaya devam edeceğim.
Y si no le molesta, me gustaría seguir escribiendo.
olmazsa 30
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer sakıncası yoksa 54
eğer varsa 60
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer yanılmıyorsam 39
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer sakıncası yoksa 54
eğer varsa 60
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45