English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Hoş bir yer

Hoş bir yer Çeviri İspanyolca

415 parallel translation
Gayet hoş bir yer.
Me gusta bastante.
Buradan aşağıdaki çiftlik onun çok hoş bir yer. Kardeşimi ziyarete gelmiştim. Bluefield, West Virginia'daki eski aile çiftliğimizin kopyasını yaptı.
Vine a ver a mi hermano, vive cerca en una plantación preciosa muy parecida a la de nuestra familia en Bluefield, Virginia Occidental.
Hoş bir yer seçtik.
Elegimos, desde luego, un lugar exquisito.
Çok hoş bir yer.
Es un lugarcito encantador.
Hiç hoş bir yer değil.
No es un buen sitio.
Hiç hoş bir yer değil burası.
Este no es un buen sitio.
Minik, hoş bir yer, değil mi?
Pequeño pero acogedor. ¿ No crees?
- Hoş bir yer.
- Bonito lugar.
Çok hoş bir yer, değil mi?
Esto es muy bonito, ¿ no?
Hoş bir yer. Adını hiç duymamıştım.
Este lugar es hermoso.
- Hoş bir yer.
Bonito apartamento.
Ama senin burası hoş bir yer.
Tiene un sitio muy agradable. ¿ Cómo es la comida?
Garip ve hoş bir yer, ama ben San Francisco'yu özledim.
Muy bonito y pintoresco, pero quiero volver a San Francisco.
- Hoş bir yer.
- No, no está mal.
Oldukça hoş bir yer.
Es agradable.
Tanrım, ne hoş bir yer!
¡ Qué sitio tan bonito!
Hoş bir yer.
Qué agradable es su casa.
Burada sizin için çok hoş bir yer ayarladım çocuklar
Aquí he arreglado un sitio perfecto para vosotros muchachos.
- Hoş bir yer. - Öyle değil mi?
- Es un sitio muy agradable.
Yemekleri lezzetli, hoş bir yer.
Ese en el que se come tan bien.
Burası gömülmek için hoş bir yer.
Éste es un lugar agradable para ser enterrado.
Gerçekten hoş bir yer.
Es acogedora.
Çok hoş bir yer.
Es un sitio muy agradable.
Şanghay'ın pek hoş bir yer olmadığını biliyorum.
No hay muy buen ambiente en el Shanghai.
- Hoş bir yer. Çok güzel görünüyorsun.
- Es un sitio agradable.
Çok hoş bir yer.
Es muy bonito.
Ama gerçekte öğrencilerin tanışıp, sohbet edip, kaynaştıkları ve dinlendikleri hoş bir yer.
En realidad, es un sitio tranquilo donde charlar, descansar y conocerse mejor.
Küçük hoş bir yer, değil mi?
Qué lugar acogedor, ¿ cierto?
Pek hoş bir yer değil.
No es buen sitio.
Hoş bir yer, değil mi?
Esto es bonito, ¿ verdad?
Hoş bir yer değil mi?
Se está bien aquí, ¿ verdad?
Burası yaşamak için çok hoş bir yer, kahvaltımı nehirde yapıyor, akşam yemeğimi ise ormanda yiyorum.
Tengo un lindo lugar donde vivir. Desayuno pescado del río, cazo en el bosque para la cena.
Bir olayla ilgili. Hoş bir yer.
Esta noche, por trabajo, tengo que ir a un cabaret.
Sessiz ve hoş bir yer.
Es tranquilo y agradable.
- Çalışmak için hoş bir yer.
- Es el sitio más indicado.
Burası çok hoş bir yer.
Es un lugar agradable.
Piedmont, South Carolina, Cameron'ların evi. Yaşamın bir daha olmayacak şekilde yabani ve hoş akıp gittiği bir yer.
Piedmont, Carolina del Sur, el hogar de los Cameron donde el tranquilo discurrir de la vida nunca volverá a ser así
- Ah, Phil, ne hoş. Göz alıcı bir yer.
Es lindo, es agradable.
Hoş ve sessiz bir yer. Oradaki adam bir dolar karşılığı Amerikan müziği çalıyor. Burbonunu yudumlayıp gözlerini kapatırsan kendini 56. cadde üzerinde ufak bir mekanda sanabilirsin.
Es pequeña, pero se puede escuchar música americana, tomar whisky y estar solo.
Kyoto çok hoş, huzur dolu bir yer.
- Kyoto es muy bonito y relajante.
Hoş, romantik bir yer.
Es un bonito y romántico lugar.
- Kulağa hoş gelen bir yer.
- Suena bien.
Evet çok hoş, ama yalnız gelinecek bir yer değil.
Sí, es bonito, pero... no se debe venir a solas.
Sanırım hoş bir rüya. Fakat niçin onda da yer almadığımı anlamıyorum.
Me parece un sueño maravilloso... pero, ¿ por qué no aparezco yo?
Hoş ve ferah bir yer.
¡ Muy bien! Gracioso, ¿ eh?
Hoş bir yer.
¡ Qué elegante!
Çok hoş, yüksek bir yer.
Está muy arriba.
- Çok hos bir yer.
- Una casa muy bonita.
Hoş bir yer.
Un sitio encantador.
# Asın güneşin huzmelerini Her yer hoş bir renge boyansın #
Colguemos rayos de sol Pintemos risas y risas
Marcello Cacciaperotti Hoş bir yer, değil mi?
- No está nada mal la región.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]