Ikinci gün Çeviri İspanyolca
362 parallel translation
Üç gün seren bir av olması gerekiyordu ancak ikinci gününde her şey kötüye gitti.
Fueron 3 días de matanza, pero el sábado terminaron jodidos...
13 Mart - Şangri-La'da ikinci gün.
13 de marzo - 2º día en Shangri-La.
İkinci gün, tarih böyle yazıyor, ben uydurmuyorum,... ikinci gün... bir takım hayvanlar türemiş toprağın,... küllerin altından.
El segundo día, dice la historia, no me lo he inventado. desde el segundo día, especies animales precisas surgieron de las profundidades de la tierra y las cenizas.
Birinci gün, ikinci gün,... üçüncü gün.
Del primer día, del segundo día, del tercer día...
Akşam oldu ve sabah oldu ; ikinci gün.
Y la noche y la mañana formaron el segundo día.
Bu özgür olduğum ikinci gün, ve sizse...
Llevo dos días esperando...
Bu ikinci gün ve her şey iyi... ve bugünü hatırlamak için,
Este es el segundo día de viaje, y la gente está feliz a pesar del propósito,
Sonra, ikinci gün Malkinia tabelasını gördüm.
Y ya era el segundo día, vi el cartel de "Malkinia".
Tabii ikinci gün durum kötüleşmeye başladı.
Claro está, al segundo día, pasó lo peor que podía pasar.
Senaryo yazımındaki ikinci gün için hava raporu, Kuzey-doğu rüzgarlarıyla birlikte kışın ilk karı bekleniyor.
El parte meteorológico para el segundo día de escritura del guión, pronostico vientos al norte y la primera helada del invierno.
Bunun üzerine asker gider, bir gün bekler, ikinci gün, üçüncü,.... yirminci gün,
Un día... Dos días... después diez...
Şey, güvercinler ikinci gün daha iyi olur.
Bueno, el pichón es mejor de un día para otro.
Tekne günlüğü, ikinci gün.
Diario de a bordo, día dos.
ikinci gün, iki tane atıp, 58 tane içiyorsun.
Fumas 59. El segundo día, tiras dos. Fumas 58.
On ikinci gün, meyve toplama.
- Doce días recolectando frutas
Sonra ikinci gün, üçüncü gün.
El segundo día. El tercero.
İkinci dileğimde gerçekleşmiş olur. Çünkü bir buharlının kaptanı olan kişi bir gün Devereaux Şirketinin de başına geçecek.
Y con el Southern Cross bajo mi mando obtendría el segundo deseo... porque el hombre que mande en vapor... algún día estará a cargo de Devereaux y Compañía.
Dur bir dakika Doc. Bunu, üç gün içinde ikinci yapışın. Sen hiçkimseyi bu kasabadan kovamazsın!
Es la segunda vez en tres días que intentaste echar a alguien del pueblo.
İkinci gün, biraz daha.
El segundo día, un poco más.
İkinci gün Horoz Saati'nde onurunuza düzenlenen resmi yemek.
El segundo día, en la Hora del Gallo, un banquete en su honor.
İkinci gün, saat 07.30
El segundo día a las 07. 30 horas
3 gün önce karısıyla geldi ve ikinci katta kalıyor.
Llegó con su esposa hace 3 días y se hospeda en el segundo piso.
Bu, son üç gün içersindeki ikinci uyarı oldu.
La 2ª alarma en tres días.
Ancak planın ikinci aşaması, Anzio saldırısı iki gün sonra işleme konuldu.
Pero la segunda etapa del plan siguió igual dos días más tarde - el asalto a Anzio.
Geçen gün öldürülen ikinci bölükten dört adamın anma töreni vardı.
El funeral de cuatro hombres del segundo escuadrón... que fueron asesinados el otro día.
İkinci gün, tamamen yeşile boyadım.
El segundo, de verde.
İkinci Gün ~ Cehennem Konulu Meditasyon ~
Día segundo Meditación sobre el infierno.
Sizi ikinci kez, ertesi gün istedim. Tasarım sanatçısı Josiane'le lokantadaydınız.
La segunda vez que te deseé fue al día siguiente.
Pekala, İkinci Kaptan., 11 gün, Dokuz saat ve sekiz dakika sonunda, Bu bayanı her yönüyle test ettik.
Bien, X.O., después de 11 días, nueve horas y ocho minutos, afirmo que ésta dama está en perfectas condiciones.
Çok yorgunum. Bütün gün İkinci Cadde'de dolaşıp durdum.
Llevo todo el día recorriendo la Segunda Avenida.
İkinci gün, beş gün gibi geldi.
Y el segundo fue como cinco días.
İkinci gün gurur duyuyorum, onunla dolaştığım zaman. Kendime diyorum : ben de normal bir insanım. bir erkekle dolaşıyorum.
Al segundo día estoy orgullosa de caminar con el, y pienso que no soy tan anormal, pero mejor dicho como los demás, tomando un paseo con un hombre.
Bu 10 gün içindeki ikinci... yanlış alarm.
Esta es mi 2ª flasa alarma
İki gün içindeki ikinci cinayetmiş.
Es el segundo en dos días.
Doğduğu gün ikinci babası olacağıma söz vermiştim.
El día que nació juré que sería para él como su segundo padre.
En Uzun Gün ikinci sırada.
Longest Day va al 2o. lugar.
Onlara senin bir gün çok iyi bir ikinci lig menajeri olabileceğini söyledim.
Les dije que podías llegar a ser un buen mánager de Ligas Menores.
İkinci gün çay saatinde, Avustralyalılar kayıpsız 63 sayı yaptı. İngiltere'nin ilk vuruştaki toplamda 440 skorunun hemen arkasındalar.
A media tarde Australia lleva ganados 100 puntos consecutivos acercándose a los 400 obtenidos por Inglaterra en la primera entrada.
Aman Tanrım, bu kadar gün sonra bir günde ikinci karşılaşmamız.
¡ Dios mío, dos veces en dos días!
İkinci Gün
Segundo día
Telesekreterimde bulmuştum. İkinci kez gidişinden üç gün sonra.
Lo encontré en el contestador... a los tres días de la segunda desaparición.
İkinci gün, bana iki gün için ödersin.
El segundo día me pagará por dos días.
İkinci kaptanın seyir defteri, 22. gün.
Diario del primer oficial, día 22.
Beni dinle salak. Karides teknesi kaptanı olduğun gün, gelip, ikinci kaptanın olacağım.
El día en que tú seas capitán, yo seré tu primer oficial.
Başkan Ford bugün, 17 gün içinde ikinci kez olası bir suikastten kurtuldu.
Por segunda vez en 17 días, el Presidente Ford ha sufrido un atentado...
İkinci sıradayım. Tek yapmam gereken sekiz gün işten kaytarmaktı.
Segundo en la fila y sólo tuve que perder ocho días de trabajo.
İlk gün kendisine Çevreci Liderlerin Maskarası diye hitap etmiştim. - İkinci gün ise çıkıyorum.
Primero, llamamos un imitador del líder ambientalista, y después el me invitó a salir.
Bir gün içinde hayatını ikinci kez kurtaracağım. Anlıyor musun beni?
Te voy a salvar la vida dos veces en un día.
- İkinci ultrasonu gördüm. Geç kaldığım gün Dr. Thatcher'da unuttuğun.
Vi el segundo ultrasonido, el que dejaste con la doctora el día que llegué tarde.
2. gün Pensilvanya'ya gidiyoruz. Apalaş Dağları'nı geçtikten sonra, ikinci randevuya 222 km. var.
Día vamos a Pensilvania... cruzando los Apalaches, 220 km, al punto de encuentro No. 2.
14 Nisan 1865'te, ikinci başkanlık döneminin başlangıcından yalnızca 41 gün sonra ve Güney komutanı General Lee, Kuzey Komutanı General Grant'e teslim olduktan yalnızca 5 gün sonra John Wilkes Booth başkan Lincoln'ü öldürdü.
"Mi actuación al promover el Acta de Bancos Nacionales fue el error financiero más grande de mi vida. Esto a erigido un monopolio que afecta todo los intereses del país."
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192