Kesin Çeviri İspanyolca
36,883 parallel translation
- Oynayacağına inanıyorum. Sadece kesin bir şey değil tamam mı?
Yo creo que sí, pero no es seguro.
Orada olsaydım, kesin şu an dik oturabiliyor olurdun.
Claro que si hubiera sido yo, no estarías consciente aún.
Sabah kesin pişman olmuştur.
Seguro que por la mañana se odió.
Tren istasyonundaki Koca Reba'dan daha makul olduğu kesin.
Es más razonable que la Big Reba de la estación de tren.
Kesin bir şey yoktu.
Nada concreto.
Benim sanmıştır kesin.
Apuesto a que ella pensó que era yo.
Her kimlerse, Penguen'e gıcık oldukları kesin.
Sea quienes sean, tienen un enfrentamiento con el Pingüino.
Ne zaman bir adamın bu kadar kesin konuştuğunu duysam daima kendisini ikna etmeye çalıştığını düşünürüm.
Siempre que oigo a un hombre dotado de tal certeza, siempre pienso que sobre todo está intentando autoconvencerse.
Bence eğer yalan söylüyorsa bu yalana kendisinin de inandığı kesin.
Creo que, si está mintiendo, desde luego que se cree del todo su propia mentira.
Yavru. - Kesin bunun arkasında da sen varsındır.
Sabes, apostaría en verdad estás
Kesin ikincisi.
Definitivamente lo último.
Neden gizli bir bilgiyi baş şüphelimiz olduğu kesin olan adama ifşa ettin ki?
¿ Por qué divulgarías información privilegiada a un tipo que claramente es nuestro principal sospechoso?
Katilimizin kurbanı cezalandırdığı kesin.
Nuestro asesino estaba claramente castigando a la víctima.
Cezalandırıcımızın bir mesaj yolladığı kesin.
Bueno, nuestro castigador claramente está mandando un mensaje.
- Ben kesin arardım. - Güzelmiş.
Yo hubiera llamado sin dudarlo.
Daria kocasıyla yatıyordu, eğer öldüreceği biri varsa o olacağı kesin.
Bueno, Daria estaba acostándose con su marido, así que si alguien tuviera algo que discutir, sería ella.
Yani tam olarak bunu değil, çünkü örüntüler asla bu kadar kesin olmuyor ama senin sonunu gururun getirecekti.
Quiero decir, no esto exactamente, porque los patrones nunca son tan precisos, pero tu orgullo fue siempre tu propia perdición.
Her birinizi çileden çıkardığı kesin.
Seguro que os hizo pasar un infierno. Todas las novias lo hacen, ¿ tengo razón?
Sıradaki kim acaba? Sana söylemeyeceği kesin.
Él no va a decírtelo.
- Ben biraz daha kesin sonuç bekliyordum.
Bueno, esperaba algo un poco más específico.
- Bir şey bulduğum kesin.
He encontrado algo bastante bueno.
Hemen oraya gitmezsem Maze kesin problemi kendi başına çözecek.
Y si no llego allí pronto, Maze sin duda arreglará el problema ella misma, lo que suele
- Evet, konuyu açıklığa kavuşturduğu kesin.
Sí, sin duda esclarece cosas.
Perry bunu yapması için her kimi tutmuşsa epey kesin bir herifmiş.
Está bien, a quién sea que Perry contrató para hacer esto Era un hombre fuerte.
Boris'in boynundaki kesin çok düzgündü.
El corte en el cuello de Boris es extremadamente preciso.
Biliyorsunuz eski deyişler her zaman kesin değildir.
No conocemos la tradición nunca al 100 por ciento.
Burada hiçbir şey kesin değil tamam mı?
No tenemos una apuesta segura, ¿ vale?
Kesin, evet.
Así es.
Daha kesin olabilir misiniz?
¿ Puede ser más específico?
Şunu kesin anlamalısın.
Seguro que entiendes eso.
Daha geniş ve kesin raporlarla sizi bilgilendireceğiz.
Le pondremos más al día según se intercepten más informes.
Bunu senden öğrenemeyeceğim kesin.
Porque está claro que no lo puedo aprender de ti.
Jamie zarar görmemen konusunda kesin konuşmuştu.
Jamie dejó claro que no había que hacerle daño.
Kesin bir okuma yapmak güç.
Es difícil localizarlo de forma precisa.
Baktığım bir ölüm sonrası zaman çizelgesine göre vücuttaki katılaşmanın şimdiye kesin başlamış olması gerek.
Porque, según la cronología postmortem que he mirado... el rigor mortis ya se habría establecido a estas alturas.
- Yeter! Kesin kavgayı.
¡ Dejad de pelearos!
İnsanları uyutmada işe yarayacağı kesin.
Arrullando a la gente para que duerma.
Kesin travestidir.
Una parodia, seguro.
"Kesin travestidir." ne demek?
"Una parodia, seguro". ¿ Qué eso?
- Söyledim ya sana. İşimi halledince kesin götüreceğim seni.
Ya te dije que iremos en otra ocasión.
Eğer onunla ters düşersek Noah'ı kesin öldürür.
Va a matar a Noah si lo enfadamos.
Kesin korkunç bir şey yapmayı planlıyor.
Debe de estar a punto de hacer algo horrible.
Oy sonucunun kesin olduğunu düşünseniz de sorumu sormak istiyorum.
Y no, a pesar del conteo de votos que piensen que tienen, me gustaría hacer mi pregunta.
Tüm gözler üstünde olur, orası kesin.
Todos te verán dale que te pego.
Kesin yapıyorsunuz.
Sí lo estáis haciendo.
Ama bu haber kesin.
Pero esta noticia es cierta.
Kesin bir şey yapar diye düşünmüştüm..... ama o bir baba değil!
Yo pensé que el definitivamente haría algo. ... pero no es un padre!
Bakan bunları cevaplamak zorunda, insanların kararı kesin
El ministro del Interior debe responder, ese es el claro veredicto del pueblo.
Kesin öyledir, söylediğin konum bu kez bende işe yaramaz.
Para hacer el reporte de la misión y la coartada. Bien, no esa ubicación
Peçetenin bugün verildiği kesin.
La servilleta es sin duda de hoy.
Orası kesin zaten.
Obviamente.
kesinlikle 5985
kesin mi 31
kesinlikle evet 36
kesinlikle katılıyorum 22
kesinlikle o 21
kesin öyledir 33
kesinlikle öyle 374
kesinlikle yok 77
kesinlikle var 22
kesin değil 26
kesin mi 31
kesinlikle evet 36
kesinlikle katılıyorum 22
kesinlikle o 21
kesin öyledir 33
kesinlikle öyle 374
kesinlikle yok 77
kesinlikle var 22
kesin değil 26