Konuştuk Çeviri İspanyolca
5,675 parallel translation
Polisle konuştuk.
Hemos hablado con la Policía.
- Şu Ian denen çocukla konuştuk.
- Hemos hablando con el tal Ian en persona.
Allison ve ben çoktan alın teriyle para kazanmak konusunda konuştuk bile.
Allison y yo ya hablamos del poder del dinero ganado con esfuerzo.
Konuştuk ya Max.
Ya lo hicimos, Max.
Vivian'la saatlerce konuştuk.
Vivian y yo hablamos por horas.
Erkenden konuşmak istemem ama ortaklıktan konuştuk yeni kulüplerden...
No quiero adelantar acontecimientos, pero hablamos de asociación, expansión,
Geçen gün Duluth'tan bir memur geldi ve biraz konuştuk filan.
Bueno, el otro día un oficial vino desde Duluth, y, ya sabe, él y yo... él y yo hablamos, eso es todo.
Babanla ben konuştuk. Beni rahatsız ettiğin için değil. Ve Kuzey Carolina'ya kız arkadaşını ziyarete gitmeye karar verdik.
Bueno, tu papá y yo lo hablamos... no porque me hayas estado insistiendo, y decidimos que te llevaremos a que visites a tu novia en North Carolina.
Otelindeki resepsiyonla konuştuk. Dün otelden 22 : 00'da çıkmışsın ve... -... 05 : 00'a kadar geri dönmemişsin.
En su hotel nos dijeron que se fue a las 10 p.m. y no regresó hasta las 5 a.m.
- Evet, uzun uzun konuştuk. Artık seçmene gerek kalmadı.
Lo hemos hablado... y ya no tienes que elegir.
Bu konuyu konuştuk ama pek ilgimizi çekmedi.
Sí, hablamos del tema. No nos interesa.
Evet, konuştuk.
Sí, lo hemos hecho.
Sanki geleceğimi biliyor gibiydi, biraz konuştuk, o kadar.
Es como si supiera que iba a ir. Y hablamos. Eso es todo.
Bu konuyu konuştuk ve maalesef Nick alkolik.
Lo hemos hablado y, por desgracia, Nick es alcohólico.
Öylesine çene çaldık. Düğünden, Dede'den, şu an seninle ne kadar mutlu olduğumdan konuştuk.
Estábamos charlando... del día de la boda, de dede, de lo feliz que soy ahora contigo.
Ayrıca ortak avukatlarınla da konuştuk. Son zamanlarda kaybettiklerine rağmen kazandıklarının çok olduğunu söylüyorlar. Firma aleyhine oy kullanmaya yakın olacaksın.
También hablamos con tus compañeros abogados... dijeron que con tu record de victorias contra perdidas... estás cerca de ser echada de la empresa.
Kısa bir süre sonra geldi ve konuştuk.
Llegó un poco después y... hablamos.
Meşgulüm. Kenna'yla konuştuk.
Kenna acaba de hablar conmigo.
Bunu kaç kere konuştuk, bilmiyorum!
¡ Ya no sé ni cuantas veces hemos hablado sobre esto!
Sadece konuştuk.
Lo único que hicimos es hablar. No, eso no- -
Dedektif Flannery ve ben konuştuk.
El Detective Flannery y yo estábamos hablando.
Marcus'la ben Eugene MacIntosh'un kardeşiyle konuştuk, geri geliyoruz. Watson.
Watson.
- Highland diye konuştuk sanıyordum.
- Pensé que el plan era Highland.
Bazı sınıf arkadaşlarınla konuştuk.
- Claro. Hemos hablado con algunos de sus compañeros.
Tamam, az önce Adalet Bakanlığından Caroline'le konuştuk.
Acabamos de hablar con Caroline del Departamento de Justicia.
Bunu konuştuk.
Ya hemos pasado por esto.
Santana ve ben konuştuk ve düşündük ki aradığımız şarkı bir düet olmalı.
Santana y yo estuvimos hablando, y pensamos... que esa canción que buscamos es un dueto.
Güzelce kaydık, konuştuk.
Buenos deslizamientos por la nieve y muy buenas pláticas.
O zamandan beri onu ne gördük ne de konuştuk.
No la hemos visto ni sabido de ella desde entonces.
Sadece konuştuk, hepsi bu.
Solo hablamos de ello. Eso es todo.
Konuştuk ve bir planımız var.
Así que, lo discutimos, y tenemos un nuevo plan.
Evet, diğer firmalarla yaptığım görüşmeler hakkında konuştuk.
Nunca te registraste. Sí, estuvimos hablando sobre mis entrevistas con otras firmas.
Hoşumuza giden değişik filmlerden konuştuk.
Hablamos de los videos que nos gustaban.
Üstelik o kadar da konuştuk.
Después de todo lo que dijimos.
Frankie ve ben Bob ile konuştuk.
Frankie y yo hablamos con Bob.
Sadece konuştuk.
Solo... hablamos.
Lisa hakkında konuştuk.
De Lisa. Hablamos de Lisa.
Bak, baban, hep konuştuk bir ailesi hakkında çok şey, ve... O şeyleri yama istedim.
Ve, tu padre, siempre habló de su familia, y siempre quiso arreglar las cosas.
Hastaneyle konuştuk.
Hablamos con el hospital.
- Bu sabah ve az evvel telefonda konuştuk.
Le he llamado esta mañana y ahora mismo.
Dün geceyi unuttun mu? Dün gece konuştuk.
¿ Sí recuerdas anoche?
- Konuştuk mu? - Hayır, sen dışardaydın.
De qué hablamos?
Öylesine çene çaldık. Düğünden, Dede'den, şu an seninle ne kadar mutlu olduğumdan konuştuk.
Estábamos charlando... del día de la boda, de Dede, de lo feliz que soy ahora contigo.
Tabii ki bir şeylerle ilgili konuştuk.
Es decir, por supuesto, hablamos sobre cosas.
Biliyorum, birleşme hakkında çok konuştuk.
Sé que hemos hablado mucho acerca de una fusión.
- Konuştuk.
Hemos hablado.
Onu biliyorum. İkimiz de aynı anda konuştuk, onu ne yapacağız?
Sí, lo sé, pero los dos hablamos al mismo tiempo. ¿ Ahora qué?
- Evet, bazı komşularınızla konuştuk.
Hemos hablado con otros inquilinos.
Mahallendeki bir polisle konuştuk, bir çok şey için şüpheli olduğunu söyledi.
Hablamos con un poli de tu vecindario, dijo que eras sospechoso en un montón de asuntos.
Telefonda konuştuk.
Hablamos por teléfono.
Yeterince konuştuk.
Tengo bastante.
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşmak istemiyor musun 16
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşmak istemiyor musun 16
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236