Ona de ki Çeviri İspanyolca
2,607 parallel translation
Ona de ki zencileri bedavaya tedavi etmek istiyorsa çoğu artık burada yaşıyorlar!
Dijo... que si quieres atender a los negros gratis, la la mayoria de ellos viviran aqui ahora!
- Ona de ki şöyle yapmasın.
- Dile que no.
O zaman ona de ki ben bir futbol oyuncusu değilim.
Entonces avísale que no soy jugador de fútbol.
Ona de ki, "Evet, kişisel."
Dile, "Sí, es personal."
Ona de ki, pes etmesin.
Así que dile que no se rinda.
Şükredin ki, çok şanslıymış. Ona çarpan kişi de burada mı?
Tiene mucha suerte debería estar agradecida
Ve de ki ona diğer sevgilim yeterince yıprandı
Y dile que tu otra novia se cansó.
Her gece ona dua ediyorum..... fakat belli ki dualarım telesekreterine gidiyormuş.
Bueno, he estado rezándole todas las noches... Pero aparentemente mis oraciones van directo a su buzón de voz.
Hadi yapalım şu işi! Hepinizin bilmesini İsterim ki, Matthew Miller'da keşfedilmiş harika bir yetenek. Ve Aldergrove Boks Takımı Orta Sıklet kategorisinde kesinlikle yedekte ona da bir yer... olduğunu düşünüyorum, ne dersin?
Vamos! Quiero que sepan el gran descubrimiento que es Matthew Miller, y creo que hay lugar para él en la división medianos de la escuela, qué dicen?
Eminim ki ona iyilik borcu olan bir sürü doktor vardır.
Estoy segura de que hay un número de médicos que le deben un favor.
Düşündü ki, eğer bana cinsel istismarda bulunan adamın mezarının önünde dikilip ona neler hissetiğimi söylersem bunun yardımı olur.
Pensó que me ayudaría visitar la tumba del hombre que abusó de mí para decirle qué sentí.
Tom'un ne zaman geleceğini öğreneyim ki fırını ona göre ısıtayım.
Verificaré la hora de llegada de Tom. Así sabré cuando encender el horno...
Sana güveniyorum tabi ki'de ona nasıl güvenicez?
¿ Cómo cuando yo podía confiar en ti para mantener esto entre nosotras?
Sen de ona kesinlikle iletmissindir ki.. .. petrol zenginlisi, bize, Allah'ın bir hediyesidir.
¿ Pero seguro le dijiste que la abundancia de petróleo era un regalo de Alá?
Erkekten bir balçık fışkırıyor kadının içindeki balığımsı yumurtayla birleşiyor ve gel gör ki -... ona Emmanuel diyorlar.
Un chorrito de baba del hombre, un huevo sospechoso de la mujer, y mira le pondremos de nombre... Emmanuel.
Ona ulaşmak hiç de kolay değil tabii ki.
Y claro, nadie la consigue nunca.
Carson ona o kadar çok aşık ki, bunu kabul etmeyip görmezden gelmiştir.
Pero creo que Carson está tan enamorado de ella, que no podia ni imaginar que le traicionara.
Düşündüm ki... Ona babanın bir kahraman olduğunu söylersem belki beni evden atmaz diye düşündüm.
Pensé, si pudiera... si yo le digo que tu padre fue un héroe de la guerra... quizá no me echaría de la casa.
Müfettiş gerçeğe daha fazla katkı sağlıyor şöyle ki Bayan Kent hizmetçiden ona gidip bir bardak su getirmesini istedi.
El Inspector da mucha importancia al hecho de que la Srta. Kent le pidiera a la criada que buscara un vaso de agua.
Ona niye bahsettin ki?
ŻPor qué tuviste que contarle lo de Chris? Me refiero a que tenías que hacerlo, żcierto? ˇMaldita sea!
Öyle görünüyor ki kaçmak sadece ona seni yakalaması için başka bir şans verdi.
Parece que salir corriendo sólo le da otra oportunidad de cogerte.
Yani, nasıl bir ezik ben ona söyledim diye insanları keser ki?
¿ Qué clase de perdedora cortaría a un hombre solo porque yo se lo dijese?
Bunun peşinde değilse, neden işi ona verdi ki?
Si ella no es capaz de hacer esto, ¿ por qué no le da por el culo?
Alt kattaki misafir odasında uyuyormuş ve sonra bir gece, merdivenlerde karısına rastlamış ve ona demiş ki...
Duerme abajo en la habitación de invitados. Y entonces una noche muy tarde, el tipo se encuentra con su mujer en la escalera. Y le dice
Bugünkü ayinde göreceğimiz o derin çehre denizinde, aralarında bizi ölü isteyenlerin olduğunu bilirken kime "Ona güveniyoruz" diyebiliriz ki?
Cuando miramos en aquel... profundo océano de rostros durante la misa, sabiendo que algunos de ellos nos quieren muertos. De quién de ellos podemos decir, ¿ "en ese confiamos"?
Ve sonra farketmeye başladım ki işte, öyle bir şeydi ki ona her ne derler, kımyıtli eşyamı veriyordum.
Y empecé a darme cuenta de que me entregué completamente. Le di lo mejor de mí.
Ona da güvenemezsen başka kime güvenebilirsin ki? Sebeplerden biri de... Bak ne diyeceğim...
¿ en quién puedes confiar? Una de las razones...
Dedim ki ona, "Fahişelerle jakuziye mi girmemi istiyorsun?"
Entonces le dije : ¿ Quieres que entre en un jacuzzi lleno de prostitutas?
Tanrı Dünya'yı öylesine seviyordu ki, tek oğlunu oraya gönderdi ve dedi ki : "Ona inananlar yok olmayacak, sonsuza dek yaşayacak."
De tal manera amó Dios al mundo que ha dado a su hijo Unigénito para que todo aquel que en él cree, no se pierda, más tenga vida eterna.
Belki de bu adamla arkadaş olarak çok yakınlaştın ki ona objektif olarak bakmıyorsun.
Quizás estás invirtiendo en el hombre como un amigo como para verlo objetivamente.
Ben de demiştim ki, "sadece ona değil, Herkesin üstüne yürüyordum ki!"
Le respondí : "No sólo abusé de ella, yo abuso de todos".
- Çünkü babam, ki kendisi de alçak bir kapitalisttir, ona borçlu ve o da bu durumdan istifade ediyor. Ayrıca cahil ve can sıkıcı biri.
Porque mi padre, vil capitalista, está en deuda con él, y le saca provecho.
Ama ne yazık ki bir şeyi çaldıktan sonra yuvama getirdiğimde ona bir daha dokunamıyorum.
Desafortunadamente... una vez obtengo un objeto y lo traigo de vuelta a mi guarida, no puedo volver a tocarlo.
Ona ne diyeceğimi bilmiyorum ki, Trick.
¿... por el resto de vuestras vidas? No sé que decirle.
Bu demektir ki, kurşun ona burada vurduysa oradan gelmiş demektir.
Lo que significa que, si la bala la alcanzó aquí, entonces provino de justo ahí.
Düşündüm ki hastaneye gidersem ona biraz huzur verebilirdim.
He pensado, sabes, que a lo mejor si me presentara en el hospital, le podría traer algo de paz
Ben de ona "Zaten niye ihtiyacın vardı ki?" dedim.
Dije : "¿ Por qué los pillaste?".
Öğrendik ki ev sahibimiz ona borçlu olduğumuz kirayı karşılaması için televizyonumuzu almış.
Resulta que la propietaria de nuestro piso la cogió como pago del alquiler que se le debía.
Çok hırpalamışsın ki geçen gün hemşire ona pansuman yapıyordu.
Al parecer, la trato muy mal la otra noche cuando ella trato de curarlo.
Diyordu ki : "Mitchum'un doğuştan bir yeteneği var." "Kadın arama zorunluluğu yok, çünkü kadınlar ona geliyor."
"Mitchum es el tipo de hombre que no necesita buscar mujeres, porque ellas van a él."
Ona makul bir şekilde adam gibi dedim ki "sakatlık paramı alınca 40 dolarını alırsın".
Le dije fuertemente... muy bien, muy razonable. Tendrás tus 40 dolares cuando mi nuevo reclamo de invalidez avance.
Ona bakan kişiler tansiyon ve Glucosamine / Chondroitin haplarını almasını hatırlatsınlar ki eğilip çocuğumuzu kaldırabilecek dermanı olsun.
Haz que los que lo cuidan le den sus vitaminas para la tensión y su suplemento de glucosamina con condroitina para que pueda agacharse a recoger a nuestro hijo.
Eğer yardımımı istemezse, ona nasıl yardım edebilirim ki?
- De Danny. ¿ Cómo voy a ayudar a Bridget sin ella no quiere mi ayuda?
Ve aynı şekilde ona da zarar vereceğimin farkında değildim, ki bundan tam olarak gurur duymuyorum.
Y no me había dado cuenta que lo había herido mucho también, de lo que no estoy orgulloso, para nada.
Ben de düşünüyordum ki eğer bir yemeğe çıkarsanız bu ona siz ikinizi ne kadar çok sevdiğini hatırlatır.
Creo que comer juntos le dará la oportunidad de recordar lo loco que está con vosotros dos.
Eğer bu kişi tüm süper kötüleri bulup icaplarına bakmak istiyorsa neden ona engel olalım ki?
Si el tipo quiere encontrar a todos los supervillanos y ocuparse de ellos, ¿ Por qué deberíamos pararle?
Belli bir sayıdaki insanla görüşüldü. Cidden söylemeyi başardılar ki kendilerini Palin'de ona oy verirlerken görmüşler.
De hecho, algunos de los entrevistados dijeron que reconocían a Sarah Palin e iban a votar por ella.
Bir süre çalıştıktan sonra ona dönüp diyeceksin ki ; "Acıktın mı?"
Después de estudiar un rato, te giras hacia ella y le dices, " ¿ Tienes hambre?
Kelly dedi ki Ray ona ayı için 100 bin dolar ödeyecekmiş.
Así que, ese tipo Kelly dijo que Ray se suponía que le iba a pagar cien de los grandes por el oso.
Gerçek : Adam düğünü iptal etmiş. Demek ki Molly'nin de ona karşı hisleri var!
 ¡ à ‰ l cancelà ³ la boda, asà que ella todavà a siente algo por à © l!
Bir gün yüksek bahisli bir oyun oynanıyordu, ben de düşündüm ki evi alacak kadar parayı kazanır ve ona sürpriz yaparım.
Había un juego de altas apuestas y pensé que podía ganar lo suficiente para comprar la casa y sorprender a su