Silahı var Çeviri İspanyolca
5,623 parallel translation
Silahı var!
¡ Tiene una pistola!
- Silahı var!
- ¡ Arma!
Silahı var!
¡ Arma!
Silahı var.
Tiene un arma.
- Silahı var mı diye bakmalıyız.
Deberíamos ver si tiene una pistola.
Silahı var.
Pásame la pistola.
Yanlış yapan olursa Ting Poo'nun silahı var.
Si alguien se pasa de la raya, Ting Poo tiene una pistola.
Birde, benim kız arkadaşımın bir rozeti ve silahı var, yani bize biraz inansanız, olmaz mı?
Además, aquí mi chica tiene una placa y un arma, así que... ten un poco de fe, ¿ vale?
Silahın var mı?
¿ Tienes un arma?
Silahının şarjöründe kayıp bir kurşun var.
- Bueno... Pues falta una bala del cargador.
Silahım mı var ki?
¿ Tengo un arma?
Bende de bir tane var. Diplomatik dokunulmazlık gereği ülkenizde silah taşıma hakkımız var.
Somos protección diplomática con derecho legal... a portar armas en este país.
Patlayıcı yapmak için silah ve erzaka ihtiyacımız var.
Necesitamos armas y municiones para hacer explosivos.
Hey, elinde silah var.
- Sí, puedo verlo.
Üzerinizde silah var mi?
¿ Y nadie va armado?
Faşist silah gemisinin bu iri parçasını bacağımdan çıkarmanın bir sakıncası var mı? Nasıl oldu?
¿ Te importaría tirar este pedazo de nave de arma fascista fuera de mi pierna? Ah. ¿ Cómo es eso?
Bir sandık dolusu silahı ve Grimm kitabı falan var adamın.
Sí. Tiene un baúl lleno de armas y libros de Grimms.
- Daha iyi bir silah kullanabilirim. - Churchill, elimizde sadece bu var.
Churchill, esto es todo lo que tenemos.
- Silahın var.
Tiene su arma.
- Evet, silahın var.
tiene su arma.
- Bildiğim kadarıyla kaybolan tek şey var o da benim silahım.
Hasta ahora lo único que falta...
Şu an çatı katını arayan polisler var, Logan'ı öldürdüğün silahı bulsalar ne enteresan olurdu, bir düşünsene?
Ahora mismo están registrando tu casa. ¿ Y si encuentran la 9mm que usaste?
Silahın var ve yemin ettin.
Estás armado y la ley te avala.
Evdeki kasada 40 kalibrelik bir silahım var.
Tengo una de calibre 40 en la caja fuerte de mi casa.
- Silah mı var artık?
- ¿ Ahora armas?
Silah mı var artık?
¿ Armas ahora? - ¿ Qué es esto?
Araçta silah var, çocuklar. 9 milimetrelik.
Parece que tenemos un arma en el coche, chicos. Una nueve milímetros.
Hala aşağıda bir kadın cesedi var. Elinde barut izi kalmış ve ön koltuğunda silah olan bir kumarhane patronu.
Abajo sigo teniendo el cadáver de una mujer, un magnate de los casinos con pólvora en sus manos, y un arma en su asiento delantero.
Sana doğrultulmuş bir silah var.
Hay una pistola en tu espalda.
Whoa, whoa. silahın var.
Tú tienes escopeta.
Elinizde ne var? Cinayet silahı.
¿ Qué tienes?
- Silah var mı?
- ¿ Armas?
- Çantasında bir silah var.
Hay un arma en su bolso.
Seni tamamen yok edecek bir bombadan çok daha iyi bir silahım var.
- No. Tengo un arma mucho mejor que una bomba que te destruirá absolutamente.
Biz harekete geçmeden önce Boothe'un, desteği, gizli silahı gibi bilmemiz bir şeyi var mı diye.
Si Boothe tiene apoyo, un arma escondida, todo lo que necesitemos saber antes de movernos.
Yani tuhaf şekilli,.. ... tanımlanamayan bir cinayet silahımız var. Eşleme de çıkmadı.
O sea que tenemos un arma irreconocible con una forma extraña.
Orada duruyordum... sonra bir döndüm... baktım elinde silah var.
Estaba de pie allí... y cuando me voltee...
Elinde silah var!
Tengo un arma!
Silahınız var mı Bayan Morrell?
¿ Tiene un arma, Sra. Morrell?
- Üzerinde silah var mı?
Traes algún arma contigo?
Üzerimde silah var gibi mi görünüyorum?
Parezco ser alguien que trae armas?
Amerika topraklarında onaylanmamış bir VX kimyasal silahın bulunmasına yaklaşık olarak 72 saat var.
Estimamos una ventana de 72 horas antes de que en suelo americano haya un arma química a base de gas nervioso VX.
Silah derecesinde bir sinir gazı tehlikemiz var. Bu yüzden operasyon birincil önceliğe yükseldi.
Tenemos un arma con un agente nervioso ahí afuera, que es por lo que la operación ha subido a prioridad uno.
Bu da demek oluyor ki Amerika topraklarında silah derecesinde bir sinir gazı bulunacağı günde kadar 3 günümüz var.
Lo que significa tres días hasta que exista un arma de grado nervioso en suelo americano.
Biz, parlayan rozetleriz, bir silahımız var, sorular sorarız.
Tenemos placas... llevamos un arma, estamos haciendo preguntas.
Otomatik silahı olabileceğini düşündüğümüz bir şüphelimiz var.
Tenemos un sospechoso que podría tener un arma automática.
Bu silah için ruhsatım var bayan.
Tengo una licencia para esta arma, señora.
Üzerinde silah var mı?
¿ Llevas armas?
- Silahın mı var?
¿ Tienes una pistola?
- Andreas, silahında niye susturucu var?
Andreas, ¿ por qué tienes un silenciador en tu arma?
- Niye silahın var ya?
¿ Por qué tienes un arma?
silahı vardı 16
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
silah 252
silahlı 32
silahlar 165
silahı 22
silahım 35
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
varvara vasilyevna 23
silah 252
silahlı 32
silahlar 165
silahı 22
silahım 35
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
silahın 28
silahlılar 19
silahı al 54
silahım yok 37
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahım var 52
silahın var 16
silahı ver 44
silahlılar 19
silahı al 54
silahım yok 37
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahım var 52
silahın var 16
silahı ver 44