Tabı Çeviri İspanyolca
246 parallel translation
Ayrıca geçen yıl Amerikalılar 7 milyardan fazla resim çekti. Film malzemesi ve tabı için 6.6 milyar dolar harcandı.
Y que el año pasado, los norteamericanos tomaron más de 7 billones de fotos lo que significó 6,6 billones de dólares en materiales.
Tabı karanlık odada yapabilirim.
Puedo hacer el revelado en el cuarto oscuro.
Fotoğrafı tab edip karanlığa ışık tutacak.
Revelará la foto y nos dirá qué ha pasado.
Tab etme düzeneği.
Una ampliadora.
- Hemen tab edebilir misin?
- ¿ Puedes apañártelas?
Filmleri tab ettikten sonra inceleyip gerçek ve işe yarar olduklarına kanaat getirmedikçe parayı teslim etmeyeceksin.
A que no entregará el dinero hasta revelar las fotos, examinarlas y decidir si son auténticas y valen la pena.
Ya filmlerin tab edilmesi?
¿ Y el revelado de la película?
Ben filmleri tab edene dek beklemelisin.
Tendrá que esperar a que la haya revelado.
- Filmi kendin mi tab edeceksin?
¿ La va a revelar usted mismo?
Ödeme, her zamanki gibi, filmler tab edildikten sonra yapılacak.
Como siempre se le pagará después de haber revelado la película.
Moyzisch tab ettiğinde, Albay Richter'in satın almak istediği belgenin bir parçasını göreceksiniz.
Muestra un trozo del documento que von Richter quería comprar.
- Bar mı dedin?
- Tab... ¿ taberna?
- Tab etmen yeterli!
- ¡ Tiene que revelarla!
- Kaliteli olmayan bir görüntüyü tab etmiyoruz. - Üzerinde görüntü var mı?
- No nos gusta la baja calidad.
Tab ettim.
Las he revelado.
Sohn In-ho Efekt : Lee Sang-man Tab ve Baskı :
Efectos sonoros Lee Sang-man
Gerçekten.Tab, Rock, Rip.
Cierto. Tab, Rock, Rip.
Bunu tab et.
- Envíe esto. Revele esto.
Ona bıyık bırakmasını ve sana iki fotoğraf ya da tab edilebilecek şekilde negatiflerini bırakmasını söyle.
Y que te den dos fotos o un carrete para revelar.
Lütfen kırmızı ışığı yakın sonra da tab etme tablasındaki örtüyü kaldırın.
Por favor, encienda la luz roja... y retire la tapadera de las bandejas de revelado.
Majesteleri ona, daha önce Majestelerinin isteği üzerine klavyeye tab ettiği füg melodisini çaldı.
Su Majestad le tocó un tema de fuga, que él desarrolló en seguida sobre el teclado, con gran placer de Su Majestad.
Bu arada, ben de filmi tab ettiririm.
Mientras tanto, revelaré el carrete.
- Tab. Tab mı?
El "Tab".
O filmi tab ettim. Bak!
¡ He ampliado la foto, mira!
Yarın için tab etmem gereken bir sürü fotoğraf var. - Kalkma.
Eso puede esperar...
Onları dün gece tab ettik ve bu sabah filmine yerleştirdik.
Las revelamos anoche y esta mañana las pusimos en la película.
Tatlım, bana bir Tab yuvarlar mısın?
¿ Me das un refresco?
Tab Fielding.
Tab Fielding.
- Tab Fielding'i görmek istiyorum.
- Quiero ver a Tab Fielding.
Tab'le dün bir vaka dolayısıyla tanıştım.
Ayer hablé con Tab sobre un caso.
Tab iyi para kazanıyor, değil mi?
Tab sabe espabilarse, ¿ verdad?
Saat 7 : 00'de, tabureyi tekmeleyecekler 07 : 03'te hapishanenin avlusundan çıkacaksın içinde bir daktilo ve tab odası olan bir ambulans seni bekliyor olacak.
A las 7 : 00 el tipo estira la pata, a las 7 : 03 sales de la prisión... habrá una ambulancia esperándote con cuarto oscuro y máquina de escribir.
Sen hızlıca makaleni yazarken filmi tab edecekler.
Mientras tú escribes el artículo, ellos revelarán el negativo.
Film tab ediyorum.
Estoy revelando.
Evet, tab edilmesini istiyorsanız, çıkışta lütfen kulübeye uğrayın.
- Si quiere las copias... pásese por la cabina al salir.
Şimdi, bunu tab ediyorsun.
- Muy bien. Hace Ud. esto...
Görüyorsun ya, sadece tab ediyor ve negatifi alıkoyuyor.
Pero ella hace una copia y se queda el negativo.
İşte. Bunlar tab edilmek ve dosyalanmak üzere hazır. Tamam mı?
Estas son para revelar... y luego archivar. ¿ Vale?
Sanırım onları tab ettirmen gerekecek.
Tendría que sacar copias.
Aslında, bu bir TAB.
En realidad es un A.T.
Buraya gel, bu sabah başka fotograları da yıkadım ama daha tab etmedim.
Ven aquí. Tengo algunas que todavia no he revelado.
Fogarty daha yeni tab etti.
Miren esto. Fogarty lo acaba de revelar.
Tab?
¡ Tab!
Tab!
¡ Tab!
Beyaz ekmek üzerine mayonezli ton balıklı salata... diyet kola ve kraker.
Un sándwich de ensalada de atún con mayonesa, un Tab y un par de pastelitos.
Diski yavaşça hareket ettir misin?
Tab, ¿ podrías mover el disco lentamente?
Tab, yıldızlar etrafındaki gezegenleri gözlem görevini tamamladın, uzay aracımız olduğun için teşekkürler.
Tab, cumpliste tu misión de buscar planetas cerca de las estrellas. Gracias por ser nuestra nave espacial.
Resimleri tab ediyoruz. Bitirince çıkacağız.
Estamos revelando unas fotos.
Dietimiz için.
Tab para nuestra dieta.
Şurada su ve soda olacaktı.
Hay Tab y gaseosa.
Jerry. Bana bir kola lütfen.
- Jerry, tráeme un Tab.
tabi 3531
tabii 9702
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabiki 390
tabii ki evet 16
tabi efendim 72
tabii ki seviyorum 29
tabii ki hayır 476
tabii 9702
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabiki 390
tabii ki evet 16
tabi efendim 72
tabii ki seviyorum 29
tabii ki hayır 476
tabii ki var 74
tabii ki öyle 97
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki biliyorum 29
tabii efendim 146
tabii ki olmaz 20
tabii eminim 16
tabii ki yok 71
tabii ki öyle 97
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki biliyorum 29
tabii efendim 146
tabii ki olmaz 20
tabii eminim 16
tabii ki yok 71
tabii ya 578
tabii var 20
tabii ki eminim 28
tabiiki 57
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabi ki 1198
tabii ki biliyorsun 16
tabii canım 65
tabii bu 20
tabii var 20
tabii ki eminim 28
tabiiki 57
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabi ki 1198
tabii ki biliyorsun 16
tabii canım 65
tabii bu 20