Uzun zaman olmuştu Çeviri İspanyolca
424 parallel translation
Dünkü gibi içmeyeli uzun zaman olmuştu Halton.
Hacía mucho que no tomaba tantas copas.
Uzun zaman olmuştu.
Ha pasado mucho tiempo.
Çok uzun zaman olmuştu.
Ha pasado mucho tiempo.
Sanırım kilise çanlarını duymayalı uzun zaman olmuştu. Evet.
Creo que es la primera campanada que he oído en meses.
Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu.
Hace mucho que no vengo por aquí.
Biri bana bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu.
Hace mucho años que nadie me trataba así. Pare.
- Çok uzun zaman olmuştu.
- Hola, Irv.
İyi akşamlar Felix, uzun zaman olmuştu.
- Cuánto tiempo.
- Uzun zaman olmuştu.
- Hacía mucho que no nos veíamos.
Oyunculuk yapmayalı uzun zaman olmuştu. Ve daha önce hiç böyle önemli bir role çıkmamıştım.
Hace tiempo que soy actriz y nunca hice un papel tan importante.
Uzun zaman olmuştu!
Vaya, que alegría verles.
Uzun zaman olmuştu.
Ha pasado bastante tiempo.
Onu böyle görmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Hacía mucho tiempo que no la veía así.
Uzun zaman olmuştu. Sesini özlemişim.
Hace ya tiempo que echo de menos tu voz.
Beni böyle öpmeyeli uzun zaman olmuştu.
Hacía mucho que no me besabas así.
Julian'la beraber eve gitmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Hace mucho que Julian y yo no vamos juntos a casa.
Böylesine klinik öneme sahip olağandışı örneklerle çalışmayalı çok uzun zaman olmuştu.
Llevo mucho tiempo sin poder estudiar especímenes de un interés clínico tan extraordinario.
Birine silah doğrultmayalı çok uzun zaman olmuştu.
Hacía mucho tiempo que no atracaba a nadie.
Erkekler gideli çok uzun zaman olmuştu.
Los hombres se habían ido hace mucho tiempo.
- Çok uzun zaman olmuştu.
- Ha sido demasiado largo. - Sí, mi Poupie.
Bir yürüyüşten bu kadar zevk almayalı uzun zaman olmuştu.
Hace mucho tiempo que un paseo haya sido tan agradable.
Cenazemiz olmayalı çok uzun zaman olmuştu.
No suelo ir a entierros.
Uzun zaman olmuştu.
Hacía ya tanto tiempo.
Bunu dinlemeyeli uzun zaman olmuştu.
No lo había oído en mucho tiempo.
İzini kaybedeli o kadar uzun zaman olmuştu ki.
Te perdimos el rastro hace mucho tiempo.
Uzun zaman olmuştu.
- Hace tanto.
Bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu.
No lo hacíamos desde hace mucho tiempo.
Bu kadar büyük bir et parçası görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Hacía mucho tiempo que no veíamos tanta carne en un solo pedazo.
Operaya gitmeyeli uzun zaman olmuştu.
Hace mucho tiempo que no venía a la ópera.
Hey, bebeğim Batı Teksas Salon Fahişem olmayalı uzun zaman olmuştu.
Hey, nene, hace mucho tiempo desde que tuve una perra de Tejas.
Çok uzun zaman olmuştu.
Hace muchos tiempo.
Uzun zaman olmuştu.
Uy, me falta práctica...
Merhaba, Worf. Uzun zaman olmuştu.
Hola, Worf. ¡ Cuánto tiempo!
Gerçekten bir yere ait hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Hace tiempo que no encontraba un lugar que sintiera como mi hogar.
Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu.
Ha pasado mucho tiempo.
John, uzun zaman olmuştu.
John, tanto tiempo sin verte.
Bu işi yapmayalı uzun zaman olmuştu.
Hace tiempo que no hago esto.
Babanla koşuya çıkmayalı uzun zaman olmuştu hem.
No. Hace mucho tiempo que tu padre y yo no salimos a correr.
Görmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Dios, hacia años que no lo veía.
Kendimi bir yere ait hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Hace tanto que no tengo un sitio donde me sienta como en casa.
Uzun zaman olmuştu.
Por un momento estubo tranquilo.
Bunu içimden gelerek söylemeyeli uzun zaman olmuştu.
Y ha pasado mucho desde que dije eso por última vez.
Bu odada gülme sesleri duymayalı uzun zaman olmuştu.
Está bien. Hace mucho que no oigo una risa en esta habitación.
Gerçekten uzun zaman olmuştu.
Ha pasado mucho tiempo...
Böyle kuzey bölgesi kulüplerine sürüklenmeyeli uzun zaman olmuştu, Say.
Hace tiempo que no vengo a estos clubs.
Böyle görünmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Realmente hubo un tiempo en que yo tenía este aspecto.
Tanrım, uzun zaman olmuştu.
- Bien.
Alec Barb'ı kurarken çok düşmanı olmuştu ama bu uzun zaman önceydi.
Alec se creó muchos enemigos cuando levantaba el Barb... pero eso fue hace mucho tiempo.
Uzun zaman önce, 13 yaşındayken olmuştu.
Hace mucho tiempo, cuando tenía 13 años.
Kafamın içinde, sadece geçmişte yaşadığımı fark ettim çünkü kendimi iyi hissetmemi sağlayan her şey uzun zaman önce olmuştu.
Y creo que mi vida ha cambiado. Ya nunca sera como antes. Todas las cosas con las que disfrutaba...
Uzun zaman önce anneniz ve benim yakın bir ilişkimiz olmuştu.
Hace mucho tiempo su madre y yo tuvimos una relación muy estrecha.
uzun zaman oldu 409
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
ölmüştü 64
ölmüştür 17
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
ölmüştü 64
ölmüştür 17
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun bir gündü 31
uzun süre 24
uzun bir süre 39
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun bir gündü 31
uzun süre 24
uzun bir süre 39