Uzun bir süre Çeviri İspanyolca
4,387 parallel translation
* Uzun bir süre *
- Desde hace... - Desde hace mucho tiempo #
* Uzun bir süre *
- Desde hace... - Desde hace mucho tiempo # #
* Uzun bir süre *
- Desde hace mucho tiempo #
Bu ölçümlere göre, Katerina'nın az miktarda kurşunu uzun bir süre boyunca yutmuş olduğunu söyleyebilirim.
Basándome en estas lecturas, yo diría que Katarina ingirió bajos niveles de plomo durante un extenso periodo de tiempo.
Beklemek için çok uzun bir süre.
Es mucho tiempo.
Uzun bir süre savcı olarak görev yaptım ve öğrendiğim bir şey varsa o da kazanacağını düşünmediğin bir savaşa hiç girmemen gerektiğidir.
Ahora, he sido fiscal por mucho tiempo, y si hay algo que he aprendido, es que no buscas pelea si no crees que puedes ganar,
Buraya ilk gelişinde, orada uzun bir süre kaldığını biliyorum ama oraya geri dönmeyi istemezsin, değil mi, Betty?
Sé que pasaste un tiempito allí apenas llegaste, pero no quieres regresar allí, ¿ o sí, Betty? - No.
Blogları ve e-postaları uzun bir süre izlenmişti.
Todos sus blogs y correos han sido vigilados durante bastante tiempo.
Uzun bir süre içinde değil.
No por un largo, largo tiempo.
Uzun bir süre onları göremezsem diye iyi yolculuklar dileyeceğim.
Ya sabes, desearles un viaje seguro en el caso que no los vea durante un rato.
Ailenden uzak hapishanede geçen 18 ay uzun bir süre.
18 meses en prisión es mucho tiempo lejos de la familia.
Uzun bir süre olduğunu biliyorum, öyle değil mi?
Lo sé, es mucho tiempo, ¿ no?
Üç yıl ailen için uzun bir süre olmalı.
Tres años es mucho tiempo para aquellos que lo aman.
Gerçi mikserle uzun bir süre karıştırdım
Son horneados. Aunque usé una mano pesada en el cernidor de canela.
Hayır, değil... değil gerçekten uzun bir süre için.
No, no por... no por mucho tiempo.
Uzun bir süre için gerçekten büyük bir sır.
Un gran secreto por mucho tiempo.
Bence yeterince uzun bir süre rol yaparsan rol olmaktan çıkar.
Creo que... si finges ser algo lo suficiente, ya no... finges.
5 yıl uzun bir süre.
Cinco años es mucho tiempo.
Uzun bir süre içeride kaldın.
Estuviste dentro mucho tiempo.
Uzun bir süre önce gitmişler.
Llevan desaparecidos por un largo rato.
Oldukça uzun bir süre suda kalmış gibi görünüyor.
Parece que ha estado en el agua bastante tiempo.
Anneleri yavruların bu avı doya doya yediklerinden emin oluyor çünkü uzun bir süre karınlarına başka bir şey girmeyebilir.
La madre se asegura de que los cachorros se atiborren de comida ya que pueden no volver a comer por un largo tiempo.
Uzun bir süre için tetiği basılı tutmuş.
Hay que sostener el gatillo durante mucho rato.
Buz gibi sörfte oldukça uzun bir süre yatardık.
nos mantuvimos en la ola helada por lo que parecía por siempre.
Belki de uzun bir süre yaşarım.
Tal vez viva durante mucho tiempo.
İyileşmek için önünde uzun bir süre var.
Hay mucho tiempo de recuperación por delante.
Şey, yapmayalı... uzun bir süre oldu.
Sabes, es que ha pasado un tiempo.
Uzun bir süre yaşadı.
Vivió una larga vida.
15 yıl uzun bir süre.
15 años es mucho tiempo.
Üç yıl uzun bir süre değil.
Tres años no es mucho tiempo.
Kurbana saldırıyor, ellerini ve ayaklarını kelepçeliyor ve bir saatten uzun bir süre ona işkence ediyor.
Agredió a la víctima, le esposó de manos y pies, y la torturó durante más de una hora.
Onun karakterinde biri için uzun bir süre.
Es mucho tiempo sin movimiento para alguien como él.
İlgilendiklerim arasında müzik, uzun süre TV karşısında zaman geçirmek ve formda bir çocuk...
Mis intereses incluyen música, vaguear y encontrar un chico cachas
Izzy, tamponunu uzun süre değiştirmemiş bir kızdan bahsetti bana.
Izzy me contó de una chica que se dejó un tampón demasiado tiempo.
Bir keresinde çılgın bir partide o kadar uzun süre kaldım ki, kendi adımı unuttum, traş oldum ve sonra herkes bana sasha demeye başladı.
Una vez estuve en una rave tanto tiempo que me olvidé de mi nombre, me afeité la cabeza, y todos me empezaron a llamar Sasha.
aslında, bir bölgeyi ne kadar uzun süre, kontrol altında tutarsan güzelliklere değer vermek o kadar zor oluyor.
Bueno, cuanto más tiempo usted patrulla una área, lo más difícil de esto es apreciar lo pintoresco.
Onları bir yerde bu kadar uzun süre kapalı tutunca erkek terini tarih öncesi bir arzuyla arzuluyorlar.
Las mantienes encerradas por un tiempo y tienen un deseo prehistórico de olor masculino.
Bir bağımlının sırlarını ne kadar uzun süre saklayabildiğini bilsen şaşardın.
Creo que se sorprendería lo lejos que un drogadicto llega para mantenerlo en secreto.
Böyle bir adam uzun süre piyasada kalmaz.
Un tipo así no se queda soltera por mucho tiempo.
Campbell gibi bir adam bize uzun süre özel şoförlük yapmaktan asla memnun olmadı.
Un tipo como Campbell nunca iba a estar satisfecho manejándonos por mucho tiempo.
Bu kadar uzun süre ayrı kalmak neredeyse fiziksel bir acıya dönüşüyor değil mi?
Estar tanto tiempo alejados es casi un dolor físico, ¿ verdad?
Wentworth Islah Merkezi içinden bir kaynağımız Erica Davidson'ın burada uzun süre kalmayı düşünmediğini bildirdi.
Una fuente interna del Centro Penitenciario Wentworth sugiere que Erica Davidson no estará allí mucho tiempo.
MUHAMMET DAVUT POLİS ŞEFİ GARDEZ Birlikte Taliban'la uzun süre savaştılar ve Davut defalarca Amerikalıların eğitimine katılmış bir polis şefiydi.
Habían sostenido una larga lucha contra los talibanes y Daoud fue un comandante de la policía que pasó por docenas de programas de entrenamiento estadounidenses.
Gideli uzun süre olsada eski bir sevgiliye tutkulu olmanı anlıyorum.
Sé cómo los ex amantes pueden pesarte, aún después de haberse ido.
Bu yüzden bu aslan, bir sonraki yemek için uzun süre bekleyebilir.
Así que esta leona tendrá que esperar mucho tiempo para volver a comer.
... ve Bunchy de bir aydan uzun süre ayık duramıyor.
Terry tiembla como una maldita hoja, y Bunchy no puede estar sobrio por mas de un mes.
Herhâlde bir yerde uzun süre kalirsa... Sonunda yakalanacagini anlamis.
Creo que se da cuenta de que si te quedas en un lugar mucho tiempo... finalmente te atraparán.
Ben medeniyette sıkıştığımız için memnunum ve bence uzun, uzunca bir süre öyle kalacağız.
Por mi parte me alegra estar atrapada en la civilización y creo que lo estaremos por mucho, mucho tiempo.
Ancak çok nadir bir kaynak daha var. Dev kaplumbağalar su ve yiyecek olmadan uzun süre hayatta kalabilirler.
A comienzos del siglo 17, las islas se habían convertido en un refugio para los piratas.
100 yıla kadar ya da daha uzun bir süre yaşabilirler.
Y se ha convertido en un santuario para uno de los mas espectaculares habitantes de las islas
Ve tohum çok uzun bir süre hayatta kalabilir.
Se aplana como una lámina.
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun bir yol 26
uzun bir zaman 22
uzun bir gündü 31
uzun bir yolculuktu 18
uzun bir gün oldu 24
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
uzun bir hikaye 19
uzun bir yol 26
uzun bir zaman 22
uzun bir gündü 31
uzun bir yolculuktu 18
uzun bir gün oldu 24
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
bir süre için 43
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
bir süreliğine 93
bir süre için 43
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409