Za Çeviri İspanyolca
116,107 parallel translation
Bu yüzden cebinizde tuşları taşımanıza gerek yoktur.
Por lo que no necesitas llevar llaves en tus bolsillos
- Tanıştığımıza sevindim.
- Gusto en conocerte.
Sadece vakti zamanı geldiğinde hangisine adım atacağımıza kendimiz karar vermek zorundayız.
Solo debemos decidir a cual entraremos cuando llegue nuestro momento.
Ayartılmamıza izin verme. Kötü olandan bizi kurtar.
No nos dejes caer en tentación, y líbranos del mal.
- Hafıza döngüsü.
- Un bucle temporal.
Anya'nın yer bulucusu kapatıldıktan sonra varış noktamıza bir rota çizeceğiz Antares sektöründe bulunan keşfedilmemiz bir gezegen.
En cuanto el localizador de Anya haya sido inutilizado, podremos poner rumbo a nuestro destino final, un mundo inexplorado en el sector Antares.
Hafıza kaybı yaşadık.
Sufrimos pérdida de memoria.
O zaman, doğru şeyi yaptığımıza güvenmese bizimle olmayacağını bilecek kadar iyi tanıyorsun o'nu.
Así que lo conociste lo bastante bien para saber que él no se habría unido a nosotros si no hubiera podido confiar en que hiciéramos lo correcto.
Evet, bizi oraya götürdü ve içeri aldı ama kaçmamıza da yardım etti çünki bir hata yaptığını farketti.
Sí, él acabó con nosotros. Nos entregó. Pero también nos ayudó a escapar porque se dio cuenta de que había cometido un error.
Motorları çalıştırmanıza ne kadar kaldı?
¿ Cuánto os falta para hacer que esos motores vuelvan a funcionar?
Bir fikrim var ama Ferrous Corp'un bize bağlı mekiğine sinirsel ağ bağlantısı yapabilmem için yardımınıza ihtiyacım var.
Tengo una idea, pero necesitaré tu ayuda para establecer un enlace neuronal con el transbordador de Ferrous que está ahora mismo acoplado a nuestra nave.
Ayaklarınıza dikkat edin, çocuklar.
Cuidado con los pies, chicos.
Ayağınızı nereye bastığınıza dikkat etin, lütfen.
Mirad dónde pisáis, por favor.
Kendi zamanımıza döndük.
Hemos regresado a nuestra época.
Dürüst olmak gerekirse "Raza" nın çetesinin... bu müttefiklikte bize yardım etmesi beni şaşırttı. İtibarınıza bakarsak... boğazlarımızı kesmenizi beklerdim.
Dada vuestra reputación, yo hubiera asumido que nos cortaríais el cuello antes que ayudarnos.
Nöral bir yol açmanı istiyorum, Sarah'a bir erişim kodu gönderip bu konuşmanın hafıza kısmını silmeni.
Necesito que abras una vía neuronal, envíale a Sarah un código de acceso, luego borra esta conversación de tus almacenes de memoria.
Peki, onu oradan çıkaracağınıza söz verirseniz size dosyayı vereceğim.
Vale, bien, si prometéis sacarla de ahí, - os daré el archivo.
Çünki sizden korkuyorlar barış zamanında sorun yok tek istediğiniz kurallarınıza uymaları ve vergilerini ödemeleri.
Porque te temen. Y eso está bien en tiempo de paz, cuando todo lo que necesitas que hagan es seguir las reglas y pagar sus impuestos.
Lütfen kasanıza kadar size eşlik etmeme izin verin.
Permítame que la escolte hasta su caja de seguridad.
Kaçış planımıza.
Nuestro plan de huida.
Ama benim yokluğumda bir öğretmenden askeri tavsiyeler almaya başlamanıza üzüldüm.
Pero sí lamento que en mi ausencia hayáis empezado a aceptar consejos militares de un maestro de escuela.
Lütfen rahatınıza bakın, bir süre burada kalabilirsiniz.
Por favor, poneos cómodos. Puede que paséis aquí un tiempo.
Bu olay olmadan önce, başımıza gelmesinin an meselesi olduğunu düşünüyordum.
Nos imaginamos que era cuestión de tiempo para que nos atacaran a nosotros.
Tabi ya hafıza kaybı olayı Tabor söylemişti.
Sí, lo de la amnesia. Me lo contó Tabor.
Şirketin en dibinde kıçımızı riske atarak neler yaşadığımıza dair hiç fikriniz yok.
¡ No tienen idea por lo que hemos pasado! Nos hemos arriesgado por una corporación.
Onu kurtarmanıza yardım etmek istiyorum artı, kurtarabileceğimi göstermeliyim.
Quiero ayudar a salvar a tu amigo. Además, tengo que demostrarle a este tipo.
Silahlarınıza el koyduk sakladığınız silahınız var mı bilmeliyiz.
Hemos confiscado sus armas. Necesitamos saber si están escondiendo más.
Traugott Corp'tan korkmanıza gerek kalmadı.
Ya no tienen que preocuparse de Traugott Corp.
Derin uykuya daldığın zaman, benliğin, zihnini aktif tutmak ve hafıza kaybını önlemek için tasarlanmış veritabanına dijital olarak yüklenir uyanma sürecinde geri indirilir.
Cuando caes en un sueño profundo aquí, el subconsciente se carga digitalmente a un centro de datos para evitar que la mente sea estimulada activamente, y para evitar atrofia mental durante largos periodos. Se vuelve a descargar como parte del proceso de revivir.
- Evet, hafıza kaybı şeyi.
- Sí, lo de la amnesia.
Onun halkından bir sürü kişiyi sorguladık... ama kimse sizin hayatınıza kast eden saldırıya.. dair bir bilgiye sahip değil.
Hemos interrogado a mucha de su gente, pero nadie puede proporcionar información sobre el atentado contra tu vida.
Ama köprüyü almanıza yardım edebiliriz.
Pero podemos ayudarles a tomar el puente.
En azından diğer yük ambarlarındaki arkadaşlarımızı... çıkarmamıza izin verin.
Al menos déjennos liberar a nuestros amigos de las otras bodegas de carga.
Hala o kaltakla çalışacağımıza inanamıyorum.
Aún no puedo creer que vayamos a trabajar con esa perra.
Eğer mürettebatınıza sormak zorunda kalırsam, geldiğimde daha da sert olacağım.
Si tengo que preguntar a la tripulación, estaré aún de peor humor cuando llegue.
Onu aramanıza yardım edeceğiz.
Vamos a ir a buscarlo.
Ansızın karşımıza çıktı, bizi şaşırttı.
Salieron de la nada. Nos tomó por sorpresa.
- Bizim yardımımıza ihtiyacı var.
- Necesita nuestra ayuda.
Öyleyse onları yanınıza almamanız gerekirdi.
Entonces no deberías traerlos contigo.
Odamıza girmiş, Nick'i tehdit etti.
Irrumpió en nuestra casa y amenazó a Nick.
Yeşil olan yeni kıza gidiyor.
Verdes para la nueva chica.
Senin gibi bir hırsıza nasıl güveneyim?
¿ Cómo podría confiar en un ladrón?
Çocuklarımıza yaptıklarımız, ve yaptıklarımızı telafi etmek için... yaptığımız şeyler çok.
Lo que hacemos por nuestros hijos. Y lo que hacemos por ellos para compensarlo.
Lütfen beni de yanınıza alın.
Por favor, llévenme con ustedes.
Görevini bilen o kıza ne oldu?
¿ Qué le pasó a esa chica que conocía su deber?
Çavuş Draper'ı tarafımıza çekmekte etkili oldun.
Fuiste fundamental para poner de nuestro lado a la sargento Draper.
- Boşaltmanıza yardım edebilirim.
Puedo ayudarte a descargar.
- O alışkanlığı bırakmamıza ne dersin?
¿ Qué dices si rompemos con ese hábito?
Kıza kapıyı açtır!
¡ Haz que abra la puerta!
Sizin tarafınıza bir füze geliyor.
Sus escudos están casi agotados.
Tesislerinize ve akıllarınıza ihtiyaçları var.
¿ Quién va a hacer funcionar esas mentes e instalaciones?
zayıf 118
zaten 253
zafer 157
zamanla 88
zarif 47
zaman geçiyor 44
zavallı 389
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaten 253
zafer 157
zamanla 88
zarif 47
zaman geçiyor 44
zavallı 389
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17