English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Z ] / Zavallılar

Zavallılar Çeviri İspanyolca

810 parallel translation
Hoş çakalın zavallılar.
Hasta la vista, miserables.
Bu zavallıları nereden buluyorsun?
¿ De dónde saca a toda esta gente?
Dün sabah zavallıları kendi toplarımızla vurmuşlar.
Le dimos a esos pobres bastardos con nuestra propia artillería ayer.
Zavallılar her sabah saatlerce...
Los pobres han de esperar horas todas las mañanas...
Zavallılar.
Pobres chicos
Ama bu zavallıların evleri yakıldı.
Pero a estas gentes les han quemado sus casas.
Çok hızlı davranmalıyız. Burada bu zavallıların dilinden anlayan birileri var mı?
Hay que darse prisa. ¿ Alguien sabe el idioma de esta gente?
"Bütün dünyada aynı" "Zavallılar suçlanır" "Zengin keyfini sürerken"
Es lo mismo en todo el mundo, es el pobre quien se lleva la culpa mientras el rico tiene todos los placeres.
- Zavallılar.
- Pobres diablos.
Oraya girdiğimizde, vah zavallılar
Cuando entremos, oh, pobre tipo
Zavallılar...
Pobres...
Aç gözlü ellerini ona süren zavallılara getirdiği acıları bir düşünün.
La desgracia de los que pusieron sus avariciosas manos en ella.
Ama ruhu karanlık düşünceler ve günahlarla dolu olan zavallılar... Öğle güneşi altında bile karanlığı yaşarlar.
Pero la criatura perversa cuya alma esté llena de oscuros pensamientos y los pensamientos oscuros deben morar en las tinieblas.
Yüzde doksanının sahibi size kira ödeyen zavallılar.
Su campo de Potter, querido patrón, se está convirtiendo en eso.
Zavallı evlâtlarım, zavallılarım!
¡ Pobres chicos, mis pobres hijos!
Bu zavallıları göndermemeliydik. Onları boş ver.
No deberíamos haber enviado a esos desdichados.
Ama şimdiki zavallıların pek parası yok.
Ahora no tienen dinero, pobrecitos.
Askerleri çitin öteki tarafına taşıdılar ya, o zamandan beri herkes kafayı yemiş gibi davranıyor. Zavallılar.
Desde que han trasladado a los soldados a la otra parte del campo os comportáis como colegialas.
Bir zamanlar öyle bilinirdim, zavallıların koruyucusu, artık değil!
Me conocían en otros tiempos, pero ya no.
Bırakın rahipler, korkaklar, kalleşler, çerden çöpten yaratıklar kötülüklere taparcasına katlanan zavallılar yemin etsin.
Juran los sacerdotes, los cobardes, los cautelosos... los viejos débiles y las almas en pena que aceptan los agravios.
Zavallılar.
Pobres.
Ben zavallıların doktoru olmak istiyorum.
Pero yo quiero ser médico de los pobres.
Ve siz zavallıların hiçbiri onu geri almaya çalışmayın.
No quiero que ninguno de ustedes trate de quitárselo.
Zale'e karşı savunma çalışıyor olmamız gerek ama sen bu zavallıların kafalarını koparıyorsun,.. ... bu arada elini de kıracaksın.
Tienes que practicar una defensa para Zale y estás aquí soltando mamporrazos arriesgándote a romperte una mano.
Zavallılar topluluğu.
Muertos de hambre.
Bizim gibi zavallıların hayatlarını kazanma hakkı yok mu?
Los pobres tenemos derecho a ganarnos la vida.
Zavallılar. Korkmuşlardı.
Pobrecitos, habían perdido el coraje.
Zavallılar susamışlar.
Pobres chicos, tienen sed.
- Canları yanmadı mı zavallıların?
- No la lastimó, ¿ no?
Zavallılar, Belki birbirinizi bir daha göremeyeceksiniz.
¡ Pobres diablos! Sólo Dios sabe lo que les espera.
Acı anılar Güney'in zavallı perişan kalbinin olanları unutmasına izin vermez.
Amargos recuerdos no permitirán olvidar al pobre corazón herido del Sur.
Eski günlerde cadılar çoğunlukla zavallı kadınlardı. Onlar dini örgütlerce alınırlar ve şimdinin bakım evlerine götürülürlerdi.
La mayoria de las brujas de la antiguedad eran mujeres pobres, aquellas que hoy en día son aceptadas por organizaciones pías y asilos.
Zavallı histerik cadılar!
¡ Pobre brujita histérica!
Benim zavallı acılar içindeki aşkım, tamam sus.
Querido, amor mío, no sufras, tranquilízate.
Kovanlardan biri düşmüş ve arılar zavallı hayvana saldırmışlardı.
Una de las colmenas había caído y el animal había sido atacado por las abejas.
Zavallı delikanlılar.
Pobres muchachos.
Acemice yöntemlerinizi, dosyanızı kapatmak için hayatını çalacağınız o zavallı aptal gibi yarım akıllılar üzerinde kullanın.
utilice sus torpes métodos con idiotas como ese pobre imbécil a quien va a acusar ? para mantener limpio su expediente!
Çünkü zavallı küçük Harper'in ayakkabıları onun üzerindeydi, seni aptal kafalı.
Pues por los zapatos del pobre chico Harper que todavía estaban allí, ¡ viejo cabeza hueca!
Zavallılar.
No es broma, Jesse.
Zavallı Ford'lar " -
Ese pobre Ford... "
Şu polisler, tıkırtılar ve patlayan flaşlar hepsi benim zavallı kedimi korkutuyor.
Esos policías que golpean las cacerolas, asustarán a mi gato.
Zavallılar.
Dime ahora cuál es tu opinión.
Sonra onu bırakmış olmalılar. Arkama baktığımda zavallı Johnny'i yolun ortasında yatarken gördüm.
Pero debió de resbalar, porque me di la vuelta y vi al pobre Johnny tirado en medio de la calle.
Korkarım sesini kesmek için zavallı adamı incitmek zorunda kaldılar.
Temo que hayan lastimado al pobrecillo para calmarle.
Gelin dostlarımın zavallı kalıntıları. Dinlenelim bu kayalıkta biraz.
Sobre esta roca yacen los restos de nuestros amigos.
Neden bazıları bu kadar şanslıyken.. ... diğerleri bu kadar zavallı oluyor?
¿ Por qué algunos siempre se divierten... y otros somos tan miserables?
Yoksa ben yokken o zavallı vizonlara başka bir şey mi yaptılar?
¿ O han hecho otras cosas a esos pobres visones en mi ausencia?
Bu zavallı Bavyeralılar zamanın çok gerisindeler!
Pues sí que van retrasados.
Zavallı Amerikalılar. Oluyor mu?
Pobres americanos. ¿ Está bien?
- Olduğu için... Zavallılar.
Pobrecitos.
Bırakın beni geçeyim, zavallılar zatürree olup ölecekler!
Les va a dar algo a las criaturas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]