Âna Çeviri İspanyolca
79 parallel translation
Bunca didinmeden sonra bu âna kavuşup dinlenmeye can atıyor kemiklerim.
Mis huesos quieren descansar... puesto que han trabajado para llegar a este momento.
- Öğrenince söylerim Richard çünkü şu âna kadar anlayabilmiş değilim.
Sí, Ricardo, cuando yo lo sepa, porque juro que aún lo ignoro.
Hadi, evlat. Şimdi tarihi bir âna tanıklık edeceksin.
Ahora vas a ver una cosa.
Onu bulduğum âna lanet olsun!
Maldigo esta cosa.
Memnuniyetle, Sayın Hâkim- - Şu âna kadar tanıdığım en güzel iki insana.
- Con gusto, Su Señoría. Por las dos personas más magníficas que conozco.
Şu âna kadar kaydedilen herhangi bir ilerleme var mı?
¿ Algún progreso hasta ahora?
Ama birini gerçekten sevmedim, yani şu âna kadar.
Pero, en realidad, no amo a nadie, al menos por ahora.
Amerika'yı ve İngiltere'yi alt etmek için son âna dek savaşacağız.
Para derrocar a América y Gran Bretaña vamos a luchar hasta el último día.
Dresden. O âna dek savaşın pek de yanına ilişmediği sakinlerinin bir şekilde kutsal olduğuna inandığı o müthiş, güzel ve tarihî şehirde uzmanların deyimiyle taş üstünde taş kalmamıştı.
( narrador ) Dresden - los grandes, la bella e histórica ciudad hasta ahora apenas tocado por la guerra, considerado por sus habitantes que de alguna manera inviolable - se convirtió, en el lenguaje técnico de los expertos,
Hitler, askere alma yaşını on altı buçuğa kadar düşürdü ve o âna dek daha ivedilikli işleri nedeniyle savaştan kaçanlarla yolunu buldu.
Hitler redujo la edad de la llamada a filas que el otoño de 16 ½, y rastrillado en los que hasta ahora tenía escapado de ella por motivos de trabajo esencial.
Hayret ki, Fransız polisi şu âna dek hâlâ tepemize binmiş değil.
Me sorprende que la mitad de los policías de Francia no hayan venido por nosotros.
Evet. Tanıştığımızdan beri bu âna hazırlıyordum kendimi.
Porque... te veo a ti y me pregunto lo mismo.
Bu yüzden şu âna kadar sesimi çıkarmadım.
Por eso no dije nada antes.
Uygun âna kadar bekledim.
Esperé hasta que sea el momento.
Şu âna kadar nasılım Nicky?
Cómo lo hago hasta ahora, Nicky?
Son âna kadar beklemeyi tercih ediyorum.
Con tal descomposición, prefiero retrasar el momento.
O âna kadar yanlış bir şey yapmadın.
Hasta ese momento, Ud. no había hecho nada malo.
Hadi, adem elmasını fark ettiğin âna gel.
Llega a la parte donde le notas la nuez de Adán.
Gerçek... O âna kadar Zhou Yu'yu anlayamamıştım.
La verdad es que... en aquel momento no entendí a Zhou Yu.
Büyük Patlama teorisinde yapılan bazı düzeltmeler, patlamaya bazı açıklamalar getirmeye çalışır ama bunlardan hiçbirisi saati tam olarak her şeyin başladığı âna geri götüremez.
Posteriores refinamientos de la Teoría del Big Bang aportan, en efecto, explicaciones para el estalido, pero ninguna de ellas consiguió hacer retroceder el reloj completamente hasta el momento en que todo empezó.
Şu âna kadar geçerli bir sebebim yoktu ama o kimliği belirsiz DNA'yı kendiminkiyle karşılaştırdım.
Creo que no tenía una buena y suficiente razón hasta ahora, pero... Testeé mi ADN contra la muestra desconocida.
Buraya gelmek gibi delice bir şeye karar vermemden önceki âna geri döneceğim.
Y volver al pasado. Antes de tomar la decisión insensata de venir aquí. - Viniste aquí para buscarme.
Benim satılık bir adam olduğumu düşünüyorsan seni kürsüye çıkaracağım âna kadar bekle.
Si tú piensas que me pagan para esto... Sólo espera a que te tenga en el tribunal.
Eğer o âna geri dönebilseydim ona söylerdim.
If I could have that moment back? I would have told her.
Sen de şarkı söyleyip içtiğimiz âna denk geldin.
Tú sólo llegaste cuando cantábamos y bebíamos.
Kağıtlar pencerelerde perde yerine kullanılmıştı. Karakterler hilekarlar ve diğer sefil yaşam sürenlerdi. Büyük âna şahit olmak için bir aradaydılar.
El papel roto sobre las ventanas y los personajes de los jugadores y otras miserables vidas reunidos para atestiguar el gran momento.
Sydney. Huzur verici bir an düşün. Vaughn'un sana değer verdiğini ilk anladığın âna dön.
Sydney retrocede a una época agradable al lugar dónde te diste cuenta por primera vez que Vaughn se preocupaba realmente por ti.
O âna kadar tüm yüreğinizde ve bedeninizde hissedebileceğinizi bilmezdim.
No sabía que se podía sentir con el corazón y las entrañas.
O âna kadar, hayatımın ne kadar sığ geçtiğini fark etmemiştim.
Hasta ese momento no me había dado cuenta de lo superficial que había sido mi vida.
Ardımızda 200 yıl bıraktık, ama şu âna kadar, elde ettiğimiz hiçbir şey yok.
Dejemos esos 200 años atrás, hasta ahora, no ganamos nada.
Şu âna kadar.
Hasta ahora.
Ömrünün 40 yılı, kaderdeki bu parıldayan tek âna çıkan dosdoğru bir yol olmuştu. Kalkan ve mızrağın, kılıç ve kemiğin et ve kanın bu ışık saçan çarpışmasına çıkan bir yol.
Sus 40 años han sido una via recta a este momento brillante del destino este choque radiente de lanzas y escudos... y carne y sangre.
Şu âna kadarki en yüksek rakam bu.
Esta es la lectura mas alta que he obtenido hasta ahora.
Şu âna kadar o kamyonu kimin yüklediğini bilmiyorduk.
Y nunca supimos quien lo llevaba hasta ahora.
Jason'ın arabaya bindiği âna bak.
Echa un vistazo en la parte dónde Jason entra en el asiento delantero.
"Şefkat dolu o an, doğru âna dönüştüğünde."
"Cuando el momento tierno se convierte en el momento correcto..."
Şu âna kadar öyleydi.
Hasta ahora.
Şu âna kadar belli bir düzen olduğunu söylemek imkânsızdı.
Dos Asesinatos, 12 horas, cierto?
- Hayır. - 15 Kasım Cumartesi 19.30 - O âna kadar onunla daha önce tek kelime konuşmamıştım.
No había intercambiado una palabra con él antes de eso.
Şu âna kadar pek kolay olmadı.
No ha sido fácil.
Şu âna kadar sen de hiçbir şeyi mahvetmedin.
Hasta ahora, no lo estás arruinando.
Bunu uydurdun mu, yoksa şu âna mı saklıyordun?
Acabas de inventar eso, o te lo estabas guardando?
- Striptiz kulüpleriyle ilgili çok terbiyesiz bir esprim var ama gergin olmayan bir âna saklayacağım.
- Como 108.000. Tengo una broma muy inapropiada sobre cabarés que guardaré para otro momento.
- Şu âna kadar.
- Hasta ahora.
Eğer bu güce sahip olup transfer edebilecek, hiçbirimizin göremediği birisi varsa ve yöntemlerinin keşfedilmesini istemiyorsa son âna kadar gücünü transfer etmemesi biraz şüphelendirici.
Si fuese algún otro que te sigue el que no quisiera que se conociera el método para matar, es extraño que esperara hasta el último momento para traspasar el poder.
Şu âna kadar temiz. Sam Laughlin cinayeti itiraf etti ama çalıntı yakıt bağlantılarını söylemeyi reddediyor.
Sr. Wolfe, Sam Laughlin es el responsable del homicidio, pero... no está dispuesto a darnos información sobre el robo de combustible.
Şu âna kadar gördüğümüz en büyük, en parlak yıldız.
La más grande y brillante estrella que hemos visto hasta ahora.
Şu âna kadar gördüğümüz her şey Samanyolu'nun içindeydi.
Todo lo que hemos visto hasta ahora está dentro de la Vía Láctea.
Son âna sıkıştı.
Creí que era tofu.
Zaten ortadan kaybolduğu âna kadar o adama âşıktım.
De cualquier manera, amé al hombre hasta el día que desapareció.
Papa'nın mukaddesatını tüm dünya... ile paylaşacağı âna balkona götürülür.
Desde allí bendice a Roma y todo el mundo.
anais 22
anastasia 21
anatole 22
anaheim 22
anam 27
anahtar 216
anahtar nerede 69
analiz 16
anahtar yok 22
anahtarın var mı 25
anastasia 21
anatole 22
anaheim 22
anam 27
anahtar 216
anahtar nerede 69
analiz 16
anahtar yok 22
anahtarın var mı 25
anahtarım 16
anahtarınız 21
anasını s 16
anahtarlar 155
anahtarlar nerede 34
anahtar mı 23
anahtarı ver 58
anahtarı bana ver 23
anavatan 26
anahtarlarım 16
anahtarınız 21
anasını s 16
anahtarlar 155
anahtarlar nerede 34
anahtar mı 23
anahtarı ver 58
anahtarı bana ver 23
anavatan 26
anahtarlarım 16