Anahtarları al Çeviri İspanyolca
719 parallel translation
Hepinizi öldürecek, sonra da anahtarları alıp bana gelecek.
Les matará a todos ustedes, tomará las llaves y vendrá a por mí.
Sonra anahtarları al, valizi aç ve kağıtları yak.
Luego tome las llaves, abra el baúl y queme los papeles.
- Anahtarları alıp geleyim.
- Enseguida le abro. Voy por la llave.
Ryley, anahtarları al.
Ryley, toma esas llaves.
Anahtarları al.
Saca las llaves.
Anahtarları al ve bu kelepçeleri çöz.
Coja las llaves y quíteme las esposas.
Silahıyla anahtarları al. Aç şu kelepçeleri.
Toma su arma y sus llaves y abre esto.
Eğer yapmazsan, seni öldürürüm, Sonra anahtarları alıp, kendim açarım.
Si no lo hace, le mataré, le quitaré las llaves y la abriré yo.
" Bütün anahtarları al,
"Llévate todas las llaves del departamento".
- Anahtarları alıyorum.
- Cojo la llave.
Eğer döndüğünüzde Voord bu binayı ele geçirmiş olursa anahtarları almalarına izin vermeyin.
Si al regresar los Voord han tomado este edificio, no les deis las llaves.
Anahtarları aldın, şimdi de parayı al! Sana al dedim!
Has cogido las llaves, ahora coge el dinero. ¡ Cógelo!
Anahtarları al.
Toma las llaves.
- Doktor, hemen anahtarları al!
- Doctor, coge las llaves rápido.
Anahtarları al.
Coga las llaves.
Tamam. Anahtarları al.
¡ Coge las llaves!
Giriş yaptı, anahtarları alıp üst kata çıktı.
Entró, cogió las llaves y subió.
- Anahtarları al.
- Vé a por la llave.
Ben bekciden anahtarları alınca en uca gideceğiz. Depo 50-A'ya. Lalo?
Cuando consiga las llaves nos dirigiremos al hangar 50-A. ¿ Lalo?
Anahtarları al. Alabilir misin?
¿ Puedes cogerle las llaves?
- Anahtarlarını alıyorum.
Coger tus llaves.
Baktığım için kusuruma bakma, ama kasayı ben kapattırdım ve anahtarları Manders'ın çekmecesine geri koydum.
Eso no disculpa que haya mirado, pero hice que la cerraran y que devolviera las llaves al cajón de Manders.
Cebimden copumu alın, kapıyı kitleyin, eve gidip anahtarları saklayın.
Sacad la porra del bolsillo, cerrad la puerta, largaos a casa, esconded las llaves.
Pekala, bana inanmıyorsan anahtarlarımı al, beni bir köpekmişim gibi kilitle!
¡ Si no me crees, llévate mis llaves y enciérrame como a un perro!
Anahtarlarınızı alın lütfen. Kapatıyoruz.
- Tome sus llaves, vamos a cerrar.
Al şu anahtarları!
¡ Toma las llaves!
Arabanın anahtarlarını al.
Son las llaves de su carro.
- Anahtarlarını alıyorum.
- Cogiendo tus llaves.
- Tabi. Anahtarları kapıcıya bırakır mısın?
¿ Podrías dejar las llaves al portero?
Anahtarları unutmasaydım uğraşmayacaktık böyle. Anahtarları kapıcıya verip ona de ki,
... un robo.. y yo no devolví las llaves..... al portero y no podría entrar...
Götüreceksin değil mi anahtarları?
¿ Se las llevarás al portero? ¿ Lo harías por mi?
Bennie, tanrı aşkına - - Al anahtarları lütfen.
Bennie, por Dios. Toma las llaves, por favor.
Pekâlâ, kampçılar, resepsiyondan anahtarlarınızı alın.
¡ Bien, chicos! Os darán las llaves en recepción.
Bize o anahtarları ver yoksa zorla alırız, ona göre!
O nos das las llaves, - o tendremos que quitártelas.
Bununla birlikte, anahtarlar saklandığından beri bu makine üzerinde çalıştım ve ona ; yerleri değiştirildiğinde...
Además, desde que se escondieron las llaves, he modificado esta máquina... para que al reponerlos...
Kaptana saldırıp mühimmat odasının anahtarlarını alacak.
Le quitará al capitán las llaves del arsenal.
Şu süpermarketin otoparkında üstünde anahtarları olan bir araba buldum.
Al aparcamiento de un supermercado. Encontré un coche con las llaves puestas.
Envanterin tam olduğuna bakmak benim için bir alışkanlık. Anahtarlar hazır ve hepsi sizin için etiketlendi.
Es la costumbre de toda una vida, la que me ha llevado a tener completo el inventario... y las llaves listas y clasificadas para Vos.
... "Kavga etme ihtimalimize karşı anahtarlarını al"?
Toma también las llaves... por si acaso nos peleamos...
Şimdi, anahtarlarını al ve buraya fırlat.
Ahora, coge sus llaves y tíralas hacia aquí.
Hatta anahtarlarını alıp karların içine attım.
De hecho, tomé sus llaves y las tiré en la nieve
İnsan alışkanlıktan arabadan inince otomatik olarak anahtarları da hep yanına alır.
- ¿ Notó que, por costumbre al bajar de un auto, automáticamente sacamos la llave?
Anahtarlarınızı geri getirdiğinizde 1 dolarınızı alıyorsunuz.
Lo recuperará si la devuelve.
Anahtarlarını alıp New York'a gideceğiz, değil mi?
Nos quedaremos con su coche e iremos a New York. ¿ De acuerdo?
Anahtarlarınızı da alın. Yedek lastiği takmanıza yardım edeyim.
Traiga la llave y lo ayudaré con el neumático de repuesto.
İmparatora şehrin anahtarlarını teslim ederken, şehrin arkasından başlamam yakışık almaz!
Como yo entregaré las llaves de la ciudad al Emperador, no sería correcto entregárselas desde atrás.
İmparator Otto'ya şehrin anahtarlarını sunacaksın.
Quieren que entregues las llaves de la ciudad al Emperador.
Kolumu oynatamıyorum anahtarları cebimden al.
Saque las llaves de mi bolso. No puedo mover el brazo.
Anahtarlarını alırdı. Anahtarları sürekli yanında olurdu.
Las tendría dondequiera que este.
Bentley'e gelirsek, anahtarları annemde.
En cuanto al Bentley, mi estimada madre tiene las llaves.
Oraya vardığımızda arabamın anahtarlarını sana vereceğim. Sen de gidip sevgilini alırsın. Tamam mı?
Luego, te dejaré el coche, y ve a buscar a Rose.
all right 20
allo 25
alex 1064
alice 882
allah rahmet eylesin 22
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
allo 25
alex 1064
alice 882
allah rahmet eylesin 22
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043