English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Anlamaya çalışın

Anlamaya çalışın Çeviri Fransızca

740 parallel translation
Düşünün de, anlamaya çalışın.
Réfléchissez vous-même.
Durun beyler, lütfen benim durumumu anlamaya çalışın.
Messieurs, comprenons-nous.
Lütfen anlamaya çalışın Bay Van Meer.
Essayez de comprendre.
- Saçmalamayın. - Anlamaya çalışın.
Essayez de me comprendre.
Lütfen Bay Carlisle anlamaya çalışın benimle ilgili bu kuruntularınız ruhsal rahatsızlığınızın bir parçası.
Mr Carlisle, tâchez de comprendre que vos hallucinations à mon sujet sont maladives.
Hanımefendi beni dinleyin ve anlamaya çalışın...
Miss... écoutez-moi. Il faut se faire une raison.
- Anlamaya çalışın.
- Essayez de comprendre...
- Anlamaya çalışın... İşin içinde milyonlarca dolar var ve karşı tarafın kaybetmeye niyeti yok.
Notre procès porte sur des millions.
Anlamaya çalışın, siz "yasaklısınız."
Prenez patience. - Tout crédit vous est interdit.
Yanış yaptı ama anlamaya çalışın.
- Il a eu tort, mais tâchez de comprendre.
Ama lütfen o adamları cezalandırmayın Albayım. Ve bizi anlamaya çalışın.
Mais ne punissez pas ces hommes et essayez de nous comprendre.
Lütfen anlamaya çalışın.
Essayez de comprendre.
Ciddiyetimi bağışlayın ve anlamaya çalışın... Ben kızınıza en yakın kişiyim.
Je suis l'homme le plus proche de votre fille.
Yüzünüzü asmayın lütfen. Beni anlamaya çalışın.
Mais ne faites pas cette tête là, mon vieux, vous devriez comprendre!
Hiçbir şey reddettiğim yok, ama lütfen anlamaya çalışın.
Je ne refuse rien, mais... - Non, je ne...
Zor olduğunu biliyorum Bayan Doolittle, ama anlamaya çalışın.
C'est difficile, Mlle Doolittle, mais essayez encore.
Onu anlamaya çalışın.
Il a des excuses.
Beni anlamaya çalışın.
Comprenez-moi.
- Durumumu anlamaya çalışın.
Essayez de me comprendre.
Anlamaya çalışın!
Non! Essayez de comprendre!
Mali danışmanlığın görevlerinin ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
J'essayais de comprendre le role de votre conseiller financier.
Martha, sadece senin bakış açını anlamaya çalışıyorum.
J'aimerais avoir ton avis...
Herkes bu nasyonal sosyalizm konuşmasının... Thyssen'ın ya da rakiplerinin kurnazca bir... örtbası olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Bu çok kötü.
Chacun essayait de savoir si ces discours nationaux-socialistes n'étaient qu'un prétexte pour thyssen, ou si ses rivaux étaient... c'est vraiment dommage.
Anlamaya çalışmalısın.
Je ne pouvais faire autrement.
Anneni anlamaya çalışmalısın.
Vous devriez comprendre votre mère.
Önemli olan şeyin sevilmek değil, sevmek olduğunu anlamaya çalış.
Comprenez que la chose essentielle n'est pas d'être aimé, mais d'aimer.
Neden benimle gelmediğini anlamaya çalıştım sebep siz olmalısınız.
C'est sans doute à cause de vous qu'il ne veut pas partir.
Teğmen Keith'in gemide kalıp kalmayacağını anlamaya çalışıyorum.
J'essaie de voir si le lieutenant Keith veut rester à bord.
Anlamaya çalışamaz mısın bunu?
Tâche de comprendre.
Bazılarınızsa durumun vahametini anlamaya çalışıyor, ama sık sık... durumun gerçekten ne ölçüde ciddi olduğunu soruyorsunuz.
Les autres comprennent la gravité de la situation... et s'en inquiètent sérieusement.
Ne anlattıklarını anlamaya çalış.
Essaie de comprendre leur sens :
Anlamaya bile çalışmayacak mısın?
Ne veux-tu pas comprendre?
Anlamaya çalış, bizi duydukları anda, Bizi en yakın ağaçtan sallandıracaklar.
Essaie de comprendre. Dès qu'ils nous entendront, ils nous passeront la corde au cou.
Anlamaya çalış, Andrzej.
Je n'en peux plus :
Sen de bunu anlamaya çalışmalı ve diğerlerinin de anlamasını sağlamalısın.
C'est ce que tu dois essayer de faire comprendre aux autres,
Ne yaptığını anlamaya çalış.
Ne vois-tu pas ce que tu as fait?
Her şeyden öte, o da bir kadın. Anlamaya çalış.
Ta mère est aussi une femme, penses-y.
Evet, efendim, Çavuşun güvenilir bir tanık olup olmadığını anlamaya çalışıyorum.
J'essayais de démontrer que le sergent est un témoin fiable.
Anlamaya çalışmalısın.
Si seulement tu pouvais commencer à comprendre.
Biliyorum canım, ona hayrandın, ama lütfen anlamaya çalış, nereye gidersem gideyim, gözleriyle beni takip ediyor, her hareketimi izliyor.
N'y pense pas. Je dois y aller.
Beni değil. Sen aslında kendi duygularını anlamaya çalışıyorsun.
Vous voulez savoir où vous en êtes.
Anlamaya çalış, eğer hepimizi uyursak buraya gelip bizi bulmaları yıllar sürer.
Essaye de comprendre, si on ne fait rien cela prendra des décennies avant qu'un vaisseau n'arrive ici pour nous secourir.
Ben de anlamaya çalışıyordum ama bulamadım.
Je n'arrive pas à le savoir.
Kelp, sunu anlamaya çalış ki bilim adamlarının ve yaratıcıların bazı gariplikleri olduğunun farkındayım.
Comprenez bien que je comprends que les scientifiques et les créateurs ont leurs lubies.
Anlamaya çalış. Bize göre o adam...
Ce type n'est pas...
Haklısın. Fakat anlamaya çalış, senin mutlu olmanı istiyorum, benim gibi harap olmanı istemiyorum.
- Tu as raison, mais tu comprends, je voudrais que tu sois heureuse.
Bazen beni anlamaya çalışırken görüyorum onu ben bile kendimi anlayamıyorum.
J'y pense parfois mais je n'arrive pas à me représenter dans cet état.
Barbara'nın öyle bir şeyi neden yaptığını, anlamaya çalışmalısın.
Vous devez comprendre ce que Barbara a fait, essayez de comprendre ma chère, et pourquoi elle l'a fait!
Babamın ne istediğini anlamaya çalış Govert.
Essaie de comprendre ce que mon père voulait.
- Lütfen beni anlamaya çalışın...
- Monsieur!
Bunu kendiniz anlamaya çalışmalısınız.
A vous de le découvrir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]