Belkide Çeviri Fransızca
2,069 parallel translation
Belkide haklısın.
- Tu as peut-être raison.
- Belkide bilebiliriz.
Peut-être pas.
1,5 milyonun altinda tutun. ve unlu bir aktor bul, - eger dogruda DVD ye gitmesini istemiyorsan belkide becerirsin.
Dépasse pas le million et demi, dégote un acteur connu, et si ça sort directement en DVD... tu amortiras peut-être tes frais.
- Belkide bunu... birlikte denemeliyiz.
- On devrait essayer ensemble.
Belkide diğerleri bizden daha şanslı.
Peut-être que les autres ont eu plus de chance que nous.
Belkide benden hoşlanmamıştır.
Peut être quelle ne m'aime pas.
Birbirimizin söylediklerini onaylıyorduk. Ama bunların gerçekliğinden nasıl emin olabilirdik ki? Belkide sadece birer yansımaydı.
Chacun a confirmé ce que l'autre a dit, Mais comment savoir si c'était vrai, ou un écho?
Ama belkide vardır.
Mais il pourrait être dans le coin.
Bayan Holms ilgili bu konuda Marşal. Belkide onunla konuşman gerekecek.
Merci d'avoir également mentionné mon nom.
E, belkide... bir gurup kendi arkadaşlarını toplayıp eylenmeleri için yapmaları gereken şeyi, eylenmeleri için ypmaları, ve olnarı birleştirerek benim arkadaşlarımla eylendikleri için yaptıkları şeyi, eylence için yaptım şey.
Marshall... Peut-être que ton ami et toi, vous sauriez nous aider? - Avec plaisir!
Ve belkide, her söyledimi de yaparsan, sen, pis fosill, Yale'ye girme şansın olabilir. Sana kim izin verdi evdeki kapı kollarını değiştirmeye?
Et on dirait, que ton cher vieux papa... serait prêt à tout pour s'assurer, que son merdeux de fils aille à Yale.
Ouuu! Belkide bir kaç kişi daha olacak... - Oo.
Je veux étendre le club à la nation entière.
Demek ki, tehdit, belkide sadece tehdit, a...
elle trompait mon père.
Belkide orada Millers'ın yapı aletleriyle işi vardır.
elle. Ça. Bref.
Belkide yanlış bağladın.
peut-etre tu t'es trompé de tuyau?
Belkide kaçtılar.
Si ça se trouve, ils se sont barrés? Alors?
Belkide oraya gidip tedbirli şekilde bakmalıyım.
Tu crois pas que je devrai aller jeter un coup d'oil quand meme? Discretement?
Belkide, birden fazla açıyorlardır.
Peut-etre qu'ils en ouvrent plusieurs?
Belkide satmak yerine araba onundur.
Elles sont peut-etre meilleures que les siennes!
ama uhh. nedeni o mu bilmiyorum. belkide kendimden nefret ediyorumdur.
Mais... en fait, je ne sais pas si c'est elle ou moi que je déteste.
Belkide şöyle güzel birşeyler çeksek iyi gelir.
T'aurais sûrement besoin de quelques bonnes taffes.
Belkide şehir dışındaydın Johnny.
T'étais peut-être pas là, Johnny.
Belkide sizin işiniz animasyon.
Les films d'animation, c'est peut-être plus votre truc.
Belkide onu bırakmamalıydım.
J'aurais peut-être pas dû.
Belkide L'Orangerie'ye
L'Orangerie, peut-être.
Hey, belkide odur.
Hé, c'est peut-être elle.
Belkide biraz duş almalıyım.
Je vais peut-être prendre une douche.
belkide yapmalı.
Peut-être bien.
Belkide herşeyi ben yanlış gördüm.
Peut-être que j'ai mal vu.
Belkide onun için sana karşı kullanacağı... bir güvence olur diyedir..
Je pense que c'est peut-être une assurance pour te tenir.
Belkide menopoza girmiştir.
La ménopause, qui sait.
Geçen aydan beri belkide.
Genre... le mois dernier.
Belkide gidip işlerini bitirmem gerektiğini düşünüyorsun.
Tu crois certainement que je ferais mieux de sortir et de les descendre?
Belkide ben karıştırdım, özür dilerim.
J'ai dû confondre, c'est ça. Désolé.
Özür dilerim, belkide gerçekten birine benzettim.
Désolé. J'ai vraiment dû confondre.
- Belkide açıklamıyordur.
- Peut-être que non.
Belkide beni deniyordur.
Peut-être que c'était une épreuve.
Ama belkide tek yaptığımız kızı ağlatmaktır.
Mais peut-être que tout ce qu'on réussit, c'est faire pleurer une fille.
Çünkü belkide büyüdüğün zaman ilgini çekecek birşeydir.
Parce que peut-être que tu t'y intéressera quand tu grandiras.
Belkide uyandırma çağrısı olarak bakabilirsin.
Peut-être qu'au lieu de voir ça comme une attaque personnelle, tu devrais considérer que c'est un signal de... réveil.
Belkide bir nimettir.
C'est peut-être une chance.
Belkide gitmeliyim.
Peut-être que je devrais juste m'en aller.
Belkide bir yerlere gitmelisin?
Peut-être que tu devrais juste aller faire un tour pendant un moment, ok?
Belkide yardim gerekiyor. Bobby'i arayacagim.
Peut-être qu'on devrait demander de l'aide.
pekala, belkide bunu sonra hallederiz.
Peut-être devrait-on remettre à plus tard.
Belkide şirkettekilerden biri kurbanımızın söylemeye çalıştığından hoşlanmamıştır.
Peut être que quelqu'un dans l'entreprise n'aimait pas ce que notre victime disait.
Belkide Davos'un gördüğü sadece olası bir gelecektir.
Peut-être que Davos ne peut voir qu'un futur probable.
Yani belkide Austin Cannon, Look'u iyi göstermekten bıkmıştı.
Donc peut-être qu'Austin cannon était fatigué que luke ait le beau rôle.
Belkide bir bilgisayar seni yavaşlatabilir.
Un ordinateur ne ferait que vous ralentir.
Belkide sen ve arkadaşın bize yardım edebilirsiniz?
Il faut bien l'avouer, ça fait des merveilles...
Belkide hala rastgele çalışan sinirler vardır.
Il a peut-être toujours quelques neurones qui tirent au hasard.
belki 3654
belki de 1259
belki de öyle 45
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki de 1259
belki de öyle 45
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki de ben 23
belki biz 32
belki bu 38
belki o 36
belki daha az 29
belki yarın 74
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki de ben 23
belki biz 32
belki bu 38
belki o 36
belki daha az 29
belki yarın 74