Belki de ben Çeviri Fransızca
3,634 parallel translation
Belki de ben gelecektenimdir ve ne olacağını biliyorumdur.
Ben, peut être que je viens du futur et que je sais ce qui va arriver
Belki de ben burada kalıp doldurmalıyım sen eve koşmalısın.
Peut-être que je devrais rester et le remplir, et toi tu peux aller à la maison.
Ama belki de ben yanlış sonuç çıkarıyorumdur.
Mais on sait jamais. Peut être que j'arrive à une mauvaise conclusion.
Belki de ben...
Peut-être que je pourrais... Sans vouloir t'offenser, Matthew, mais, compte-tenu de la couleur de ta peau, ton témoignage ne vaudrait pas un dollar confédéré. Non.
Belki de ben istemiyorumdur.
Peut que je ne le veux pas.
Çünkü böyle bir cesaretim olacağını hayal edemiyorum, yani çekmeyi, fakat belki de ben çektim.
Je n'arrive pas à croire que j'ai eu le courage de les apporter. Peut-être que si.
Belki de ben orada olmadığım için gitmemiştir.
Ben, peut-être parce-que je n'étais pas là.
Belki de ben kanserimdir.
Peut être que j'ai un cancer.
"Çünkü belki de ben kindar bir kaltağım."
"Parce que je suis une sale conne."
Belki de ben yanlış biliyorumdur.
Tu sais quoi? Je me suis peut-être trompée.
Belki de ben, birbiriyle anlaşabilen yeni iş ortakları işe almalıyım.
Peut-être que je devrais engager de nouveaux associés qui pourraient vraiment s'associer les uns avec les autres.
Belki hedef uzak ve ben de küçük olabilirim...
# Tu es peut-être fort. Je ne suis qu'un poids mouche. #
Böyle olmasını istemezdim ama belki önce ben cinsel geçmişimi anlatsam senin için daha kolay olur.
J'espérais éviter ça, mais ça vous débloquera peut-être que je vous parle de ma vie sexuelle.
Belki de ipucu bıraktı, ama ben görmemişimdir...
Ok, peut-être qu'il m'a donné des indices et que je n'ai pas vu...
Ama şimdi işimiz ciddileştiğine göre belki ben de para konusunda ciddileşmeliyim.
Mais maintenant que notre affaire prend forme, peut-être que je devrais m'occuper de mes finances.
Belki bölüşmek istememişsindir.
Ben peut être que t'avais pas le cœur de le partager.
Evet. Belki de o öldürüldüğünde ben Las Vegas'tayımdır.
Ouais, peut être que j'étais à Las Vegas quand il s'est fait descendre.
Ben de geziye giderim belki.
Je pourrais aussi bien aller voyager.
Eğer Parker, Neal'ın nerede olduğunu öğrenirse belki ben de Neal'ı Collins konusunda uyarabilirim.
Oui, si Parker sait où est Neal, Je pourrais peut-être prévenir Neal que Colling arrive.
O 19 yaşımda yaptığım bir seçim ama sanırım ben belki başka olanaklara açılmalıyım.
Il est le choix que j'aurais fait à 19 ans, mais je pense que.. peut-être aurais-je du être ouverte à plus de... Possibilités.
Ben gayet nazik bir adamım ve bunu kanıtlayacak odak grup bilgileri var elimde,... yani belki de sorun benimle alakalı değil- -
Enfin si. Je suis un gars très gentil et les résultats de mon groupe cible le prouvent. alors peut-être que le problème ne vient pas de moi- -
"belki ben de deneyip şöyle birşey eklemeliyim."
"Je devrais essayer d'en faire quelque chose."
O zaman ben de belki boynumda birkaç yara açar gözümü morartır ve senden gizli ilişki yaşadım diye beni dövdüğünü söylerim.
Peut-être que je me montrerai avec des bleus au cou. Je me ferai un coquard. Je dirai que tu m'as battue quand tu as su pour mon amant.
Belki ben göçmen bir iş sahibi olarak hiç bir anlam ifade etmem Ancak benim param aynı değerdedir.
Je ne suis peut-être rien de plus qu'une femme d'affaire immigrée qui leur est redevable, mais mon argent vaut le leur.
Belki sen beni hatırlamıyorsun, ama ben seni hatırlıyorum.
Vous ne devez pas vous souvenir de moi? Mais je me souviens de vous.
Belki ben de seninle konuşmak istemiyorumdur!
Moi non plus, je veux pas vous parler.
Yani onda olmadığını söyleyince ben de düşündüm ki belki de sende -
Enfin, en tout cas, il a dit qu'il ne l'avait pas, donc j'ai pensé que peut être tu, hum...
Belki de piyango bileti satmakla mesguldüm,'çünkü ben lanet olasi'bir medyumum.
Peut-être que j'étais occupée à acheter des tickets de loto car je suis une putain de medium.
Belki ben de sınırı biraz aşmışımdır.
Peut-être que j'ai pris ça, aussi.
Ama belki sorun ben de değildir.
Mais à mon avis, c'est pas moi le problème.
Tartışmanın iyiliği için diyelim ki söyledin belki de kazara, işte sadece o zaman ben "Tuş" diyebilirim.
peut-être par hasard, alors là, et seulement à ce moment, je pourrais dire "touché".
Belki de bunu ben diledim.
Peut-être que j'ai voulu que ça arrive
Tamam, şey... Belki ben de aile kurmaya meyilli olan o kılıbık heriflerden biriyimdir diye düşünmeye başladım.
je commence à me dire... que je suis peut-être une de ces fiottes qui aime ça.
Ve belki Kevin ödeme konusunda ısrar eder ve ben de bir jazz cdsi ve jambonlu sandviç alabilirm.
Et peut-être que Kevin insistera pour payer et je pourrai avoir un cd de jazz et un sandwich au jambon
Belki de Rod'un kafasında herşey karmakarışık oldu, çünkü hastalandığım zaman ben ona istediğini veremedim.
Peut-être que les choses sont devenues tordues dans le cerveau de Rod. Parce que quand j'étais malade, je ne pouvais pas lui donner ce qu'il voulait.
Belki ben de değiştim.
! Peut-être que j'ai changé.
Belki de ben abartıyorum.
Je deviens dingue.
Belki, ben de arkada durur, bacaklarımı tıraş ederim. Olmaz Lisa. Bu tek başıma yapmam gereken bir şey.
Malgré que la sorcière soit superficielle, elle peut pas être pire que ce mec.
Belki de biraz senin gibi olmalıyım Jess. Mutfağa koşup şekerli hamur işi kurabiyeler yapmalıyım. - Ben öyle bir şey yapmıyorum.
Tu sais, peut être que je suis plus comme toi Jess et je vais aller à la cuisine et faire des pâtisseries
- Ben iyiyim. Biliyorum, ama belki de biz odun ve su bulurken sen burada kalıp, kamp alanını korumalısın.
Je sais, mais peut-être devrais-tu rester ici pendant que nous cherchons du bois et de l'eau, pour garder le camp.
Bu restorana her Perşembe dersten önce saat sekizde kahvaltıya geliyorum belki benimle konuşmak ya da kahve falan içmek istersen ben burada olacağım.
Je suis venu à ce restaurant chaque... chaque jeudi, à huit heures avant ma classe pour le déjeuner. Juste, si jamais tu veux parler ou... prendre une tasse de café, peu importe, juste...
Castle. Belki ben de oraya gitmeliyim.
- Je devrais peut-être le suivre.
Aslında ben de diyordum ki belki birlikte biraz daha fazla zaman geçirmeliyiz.
J'ai pensé qu'on devrait passer plus de temps ensemble.
Aslında, belki de çocuğumuzu çok fazla sevdiğim için ben suçluyumdur. Ebeveyn olmak bunu gerektirse bile.
Pour être honnête, peut-être suis-je entrain de faire une erreur de trop aimer nos enfants, mais c'est ça d'être parents, donc..
Belki bir yere içmeye gideriz, ben de sana ne düşündüğümü anlatırım.
Peut-on aller prendre un verre je te donnerai mon avis.
Yani, kabul ben sarışını istiyorum ama Debbie'de son zamanlarda çok yakın belki kız arkadaşım odur.
J'assumerais de prendre la blonde, mais Debbie est vraiment sur mon dos ces derniers temps, alors peut être qu'elle est ma petite amie.
Ama Jeanne en iyi halimin bu olduğunu söyledi ben de belki kırmızı ayakkabılarımı giyerim diye düşündüm ama sonra, bunun dengesiz cahil kız imajım olduğuna karar verdim ve bunu yapmayı hiç istemiyorum.
Jeanne a dit que je devais être au top, donc, peut-être que je devrais porter mes bottes rouges mais je me dis que peut être ce serait juste une version redneck de moi, et je n'ai vraiment pas envie de ça.
Ve şu anda bu resim gibi banliyö sokağında durmuş... düşünmeye başlıyorum ki... belki ben de sana aşığım.
Et maintenant me tenant debout sur cette pittoresque rue de banlieue... Je commence à penser... que je pourrais en avoir une pour toi aussi.
Tanrının daha büyük bir planı olduğuna inanmam lazım, Ve belki de Caleb'in hayatıma girmesi, bana inançlı olmayı öğretmek içindi, ama... Ben onun gibi değilim.
Je suis supposé croire, qu'il y a un plus grand plan et peut-être que c'est pour ça que Caleb est arrivé dans ma vie à m'apprendre sur la foi, mais...
Belki ben doğa üstü bir grip aşısı olmuşumdur ve buna neden olan sensindir.
Je pense que j'ai eu une injection de grippe surnaturelle et que vous êtes celle qui cause ça.
Her neyse, belki de geçmiş yaşantımda ben Sarah'ken insanların yeniden yerleştirilmesine yardım etmişimdir.
Bref, peut-être que j'ai aidé à relocaliser les gens quand j'étais Sarah, dans une vie passée?
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de değil 95
belki de öyleyim 25
belki de bu 32
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de değil 95
belki de öyleyim 25
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de değildir 39
belki de haklısındır 24
belki de haklısın 174
belki de haklıdır 22
beni 794
benoit 19
benjamin 230
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de değildir 39
belki de haklısındır 24
belki de haklısın 174
belki de haklıdır 22
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
beni seviyor musun 329
beni ara 172
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
beni seviyor musun 329
beni ara 172