Bir planımız var Çeviri Fransızca
692 parallel translation
Şöyle bir planımız var.
Que dites-vous de ce plan?
Tanakura'nın işini Hana-kai'de bitirmek için bir planımız var.
Tanakura projète de le tuer au Hana-kai.
Dr. Strangelove, bu tip bir planımız var mı?
Folamour, avons-nous un tel projet?
- Bir planımız var...
- Notre plan...
Bir planımız var değil mi?
On a un accord, non?
Bizim de bir planımız var.
Alors nous avons un plan.
Herhangi bir planımız var mı?
Que comptent-ils faire de nous, à votre avis?
Bu gece tesbih çekip dua etmek yerine... sizin için özel bir planımız var. - Hep beraber saman arabasıyla kır gezisine çıkacağız.
Ce soir, pas de rosaire, nous allons chevaucher les bottes de foin.
Böyle hoş bir sahneyi kestiğim için üzgünüm ama uygulama için bir planımız var
Désolé d'interrompre cette jolie scène, mais nous avons un plan à exécuter.
Yani demek istediğim bir Planımız var.
Je veux dire, que nous avons un plan.
Bir planımız var.
On a un plan.
Uymamız gereken bir planımız var.
On a un programme à respecter.
Ama bir planımız var.
Nous avons un plan.
Bir planımız var!
Ray, on a un plan!
Bir planımız var!
On a un plan. Viens.
- Bir planımız var!
- On a un plan!
- Onun için bir planımız var bebeğim.
- On a un plan pour lui.
- Onu tuzağa düşürecek bir planımız var.
- On a un plan pour le piéger.
Kaptan, Dr Brahms ve benim bir planımız var.
Capitaine, le Dr Brahms et moi avons un plan.
- Allahtan bir planımız var.
- Heureusement, on a un plan.
Sayın Başkan, bir planımız var.
Il faut un plan.
Onu yakalama konusunda özel bir planınız var mı peki?
Mais vous avez une stratégie secrète?
Bir plânımız var.
Nous avons un plan.
Birileri olup bitenin farkına varmadan buradan bir mil uzaklaşacağımız bir planım var.
J'ai un moyen et on sera loin avant qu'ils aient réalisé.
Danimarka'dan İspanya'ya saf çelik ve... betondan oluşan düşmanın kıramayacağı bir tahkimat yapma planımız var.
On a des plans de fortifications impénétrables, en acier et béton, du Danemark à l'Espagne.
Yabancı kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, bir planları var.
D'après des sources étrangères, ils agiraient selon un plan bien défini.
Burada bir çok kız var. Sen ne planınlıyorsun, tatlım, bir düşündüğün var ve nedir...
Ce qu'on voudrait, on ne l'a pas toujours, ma chérie.
- Beni terk etmek için bir planınız var mı?
Tu veux donc m'abandonner?
Ciddi bir harekat planına ihtiyaç var. Tek ihtiyacımız bu.
Il nous faut un plan d'action.
Evet ama Türk forvetlerine karşı bir oyun planınız var mı?
Oui, oui, mais avez-vous une idée pour parer les charges des attaquants turcs?
Bir planınız var mı?
Avez-vous une idée?
Bu planı durdurmak için yalnızca tek bir şansımız var.
C'est notre dernière chance.
Bu tip durumlarda izlediğimiz özel bir hareket planı var Cesedi bulan muhafız... olayın gerçekleştiğini söyler söylemez bu önlemler alınmaya başlandı.
Nous avons un plan d'action pour de telles situations, et dès que les gardes nationaux qui ont trouvé le corps m'ont informé de la chose, le plan est entré en application.
Yarın yeni yönetim planımızı açıklayacağımız hissedarların katılacağı bir toplantı var. Pekâlâ. Bu garip olayın toplantıyı etkilemesini istemiyorum.
Lors de la réunion d'actionnaires demain, nous présenterons un plan de restructuration, et je ne veux pas que cet incident grotesque nous en empêche.
Bir planım var ama yalnız olmalıyım.
J'ai un plan, mais je dois être seul.
Pekâla yollarımızın böyle ayrılması kötü oldu. Bu gece için bir planınız var mı?
Qu'est-ce que je voulais dire... c'est un peu bête de se quitter comme ça...
Hiç bir planım yok ama yalnız kalmaya ihtiyacım var.
Ce soir je ne fais rien, mais maintenant j'ai besoin d'être seule.
Bir plana ihtiyacımız var. Tamam.
Il faut un plan.
- Bir planınız var mı çocuklar?
- Vous avez un plan? - Bien sûr.
- Bir planınız var mı Lordum?
Je vais leur montrer!
- Bir plânımız var.
- On a un plan.
Endişelenmeyin Bay B, sorunu çözmek için hınzırca bir planım var.
Z'en faites pas, m'sieur V., j'ai un plan subtil pour régler l'problème.
Nasılsınız? Bu akşam için bir planınız var mı?
- Quels sont tes plans pour ce soir?
En azından bir şansımız var.
On a au moins une chance avec mon plan.
Yedek bir planınız var mı?
Et vous avez touché le bonus.
Genel Kurmayımızın harika bir planı var...
Notre état major a de brillants projets.
Siz aptallar havalandırmayı alıp ailemi serinletmek..... için sadece bir planım mı var sandınız?
Idiots. Vous croyez que je n'ai qu'un plan?
Bizim zaten bir yedek planımız var.
Avant tout, nous avons un plan de secours.
Makineye değil, yeni bir personel planına ihtiyacımız var.
Avant tout, il faut revoir Ie plan du personnel.
- Öyle bir planım yok. Ne dersiniz? Sizce, beraber ev yapımı çay içme şansımız var mı?
Saurions-nous servir le thé?
Bir plana ihtiyacımız var.
II nous faut un plan.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19