English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ V ] / Var ya

Var ya Çeviri Fransızca

15,702 parallel translation
Hani, Dedektif Scarfe'ın karıştığı şu mesele var ya.
Dans cette affaire avec l'inspecteur Scarfe, vous savez?
Sizin neyiniz var ya?
C'est quoi, votre problème à tous?
Söylemesi biraz zordur. Bu harfler var ya, "T-H."
C'est particulier, car il y a les lettres a et u.
Buradaki var ya, öküz gibi kuvvetlidir!
Et celui-là! Fort comme un bœuf!
O gün üstünde olan var ya.
C'est celle que tu portais ce jour-là?
Irene'imiz var ya da Iris.
Tu as Irène. Ou Iris.
Bu keşler var ya işte.
Et tous ces putains de junkies...
O 50.000 dolar var ya seni kurtarmak için otelini sattı.
Ces 50 000 $... Elle a vendu son hôtel pour vous sauver.
Evet, var ya, galiba bir hata oldu.
Oui. En fait, je pense qu'il y a eu une erreur.
- Var ya ben...
Attendez...
Duydukları şeyler var ya, bütün hafta sonu onu hatırlayacaklar.
Qu'a entendu ce jury? Qu'ils vont rester ensemble ce week-end.
- Bir de o saçları var ya.
Et à propos de ses cheveux?
Yargıç Ito var ya, o adama güvenmiyorum.
Et ce Juge Ito, je ne crois pas cet homme...
- Sikimde iki tane siğil var ya!
J'ai deux putains de verrues sur ma queue. T'inquiète pas, trésor.
Aslında var ya. Ben de herkesle imzalarım.
Je signe n'importe qui.
Oradaki götler var ya müzik umurlarında değil.
Tous ces connards s'en branlent de la musique.
İnsanların avlamaya hayvanlar var ya onlar gibisin.
Tu me rappelles ces animaux qu'on chasse.
Hani şu boynuzlu hayvanlar var ya?
- Tu sais, avec les bois?
- Evet, o ses var ya?
Ouais, ouais, ce bip?
Yani İçişleri'ne ihbarda bulunan görgü tanığı var ya?
Ce qui signifie que le témoin qui les a appelé?
Dün gece kullandığı kılıç var ya, kırılan. Sahteydi o.
L'épée qu'il a utilisée et qui s'est cassée est une fausse.
... kılıma bile dokunursan var ya...
Il a fait du progrès.
- Var ya da yok kimin umurunda?
De toute façon, on s'en fout.
Gözümdeki boşluk var ya?
Intervalle sur mon oeil ici?
Yüzü parçalanmıştı ve bağırsağını parçalıyordu bir haç işaretiyle. Hiç durmuyordu ama var ya... Kendisini kaybedip yere yığılmıştı.
Son visage a été déchiré, et il se poignardait dans le boyau avec un crucifix maintes fois, comme six fois avant il a chaviré sur finalement, chose qui le tend encore.
Var ya bunun biraz daha fazla eğitime ihtiyacı var.
Celui-là à vraiment besoin d'un peu plus d'entraînement.
Ama burka var ya...
Mais la burqa, c'est...
Quito'ya varır varmaz haber veririm.
Je t'appelle dès qu'on sera arrivé à Quito.
- Peki ya sen? Senin birine borcun var mı?
Et vous, vous en devez?
Yeni bir elbise ve ayakkabıya ihtiyacın var.
Il te faudra une robe et de nouvelles chaussures.
Petrol bazlı bir madde var. Muhtemelen hidrolik ya da fren hidroliği.
il y a une substance à base de pétrole... éventuellement, hydraulique ou de fluide de frein.
Çoklu karıştırıcıya yeterli miktarda milkshake satamadığınız için mi ihtiyacınız var? Ya da yeterli miktarda çoklu karıştırıcınız olmadığı için yeterli milkshake mi satamıyorsunuz?
Est-ce que vous allez vous passer du multi-mixeur parce que vous vendez pas assez de milkshakes ou est-ce que vous vendez pas assez de milkshakes parce que vous n'avez pas le multi-mixeur?
İnan ya da inanma, iki tane beyaz Broncos var.
Crois-le ou pas, il y a deux Bronco blanches.
Beyninizdeki bir şey ya da karakteriniz diyecek ki "Burada yanlış var."
Quelque chose en vous, votre caractère, vous dit que c'est mal.
Bahse varım hala bir ata binemiyor ya da kılıç tutamıyorsundur.
Je gage que tu es toujours incapable de chevaucher ou manier l'épée.
Tanrıyı ya da tanrıları anladığını sanan sürüsüne dindar orospu çocuğu var.
Plein de bougres très pieux pensent connaître la volonté divine.
- Bak, etrafta Şeytanlar var.
Regardez, il ya des démons là-bas.
Bu duvarların arasında bir düşman var.
( Allanon ) Il ya un ennemi dans ces murs.
Her gün ya bir yılan ya bir katır var.
Tous les jours, il y a un serpent ou une mule.
Önde kan ya da sıkışmış kıyafet parçası var mı?
Il y a du sang ou des morceaux de vêtements sur la calandre?
- Hadi ya? - Önce yapmam gereken bir şey var.
Il y a quelque chose que je dois faire d'abord.
Ayrıca internetten yemek tariflerine bakıp " Kimin vakti var bunlara ya!
Elle aime aussi regarder des recettes sur le net et dire "Qui a le temps?"
Soyadımı bileniniz var mı ya?
Connaissez-vous au moins mon nom de famille?
Of ya, bu adamda pankek gibi göt var.
Ce type a des fesses de pancake.
Jack Nicholson'ın akıl hastalığı var, ve büyük Hintli adam onu bir yastıkla boğuyor, anlarsın ya, o özgür oldu ve...
Jack Nicholson s'est fait lobotomiser, et le grand indien il l'a étouffé avec un oreiller comme pour, tu sais, le libérer et...
Ya da bir akşam yemeğine de çıkabiliriz, Bill diye bir arkadaşım var.
Ou dîner. Un de mes amis, Bill, vient d'ouvrir ce resto à Abbot Kinney...
Tanrı'ya şükürler olsun az da olsa yapacak işimiz var.
On a du pain sur la planche. Dieu merci.
Şu yara var ya?
Voyez-vous cette cicatrice?
Moskova'ya varır varmaz, sana geleceğim.
'Je viendrais vous voir dès que j'arriverai à Moscou.'
Tanrıya sözüm var.
J'ai fais une promesse à Dieu...
Ben, ben... O kartlar var ya?
Ces cartes...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]