English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bu inanılmaz bir şey

Bu inanılmaz bir şey Çeviri Fransızca

354 parallel translation
Bu inanılmaz bir şey!
C'est incroyable!
Bu inanılmaz bir şey.
C'est incroyable.
Bu inanılmaz bir şey!
Ça alors!
Sanki kaldırımda yeterince mal yokmuş gibi. Bu inanılmaz bir şey!
Comme s'il y en a pas assez qui se défendent sur le trottoir.
- Bu inanılmaz bir şey.
- C'est extraordinaire!
Bu inanılmaz bir şey.
Ca, c'est un truc incroyable.
- Bu inanılmaz bir şey.
- C'est incroyable.
Bu inanılmaz bir şey.
Incroyable.
Bana göre bu inanılmaz bir şey. Ne kadardır birlikteyiz, üç ay mı?
Je vis un rêve, je suis avec vous depuis 3 mois.
Jo, bu inanılmaz bir şey.
C'est incroyable.
Bu inanılmaz bir şey.
Incroyable!
Bence bu inanılmaz bir şey.
Je crois que c'est incroyable.
Bu inanılmaz bir şey, değil mi? Şey, sen...
Si je m'attendais à ça!
- Bence de öyle. Bu inanılmaz bir şey dostum.
- Je vais te dire un truc, c'est fabuleux.
- Bu inanılmaz bir şey.
- C'est assez incroyable.
Bu inanılmaz bir şey!
Incroyable!
Orospu, bu inanılmaz bir şey!
Putain, c'est incroyable!
Bu inanılmaz bir şey!
C'est trop beau pour être vrai.
Gerçekten! Tatlım, bu inanılmaz bir şey!
Ma chérie, c'est sensationnel!
Baba bu inanılmaz bir şey ne diyeceğimi bilemiyorum.
- C'est incroyable
- Tanrım, bu inanılmaz bir şey.
C'est dingue! Qu'attendons-nous?
Bu inanılmaz bir şey. O kimdi Tracy?
Qui c'était?
- Hayatım, bu inanılmaz bir şey.
C'est incroyable.
Bu inanılmaz bir şey.
C'est incroyable!
Ben seni buldum. İnanılmaz bir şey bu.
Mais vous avoir trouvée est trop improbable.
İnanılmaz bir şey bu. Böyle bir şey nasıl olabilir?
Comment cela a-t-il pu arriver?
Kimsenin yaşamak istemediği bu yerde, başka bir yerde yaşayamayan penguenlerin yaşaması inanılmaz bir şey.
C'est étonnant que quelqu'un veuille s'installer ici, mais les pingouins ne voudraient pas vivre ailleurs.
Bu inanılmaz bir şey.
Oh, c'est... c'est incroyable!
İnanılmaz bir şey bu.
C'est lui, là!
Ama haklıysam... ki kuramımı destekleyen kanıtlar gittikçe çoğalıyor... o zaman bu çölde inanılmaz bir şey cereyan etmiş demektir.
Mais si j'ai raison... et certaines preuves renforcent ma théorie... une chose incroyable s'est produite.
İnanılmaz bir şey. Bir evladın bu kadar mutsuzluk, üzüntü vermesi.
On a du mal à croire qu'un enfant puisse être la source de tant de joie et de peine.
Jiggs'e olan bütün saygıma rağmen, bu söyledikleri inanılmaz... Haberimiz olmaksızın gizli bir teşkilatın oluşturulabileceği fikri, inanılmaz bir şey.
Malgré ma considération pour Jiggs, je ne puis croire qu'une base ait été établie à notre insu.
İnanılmaz bir şey bu şekilde etkisiz hale getirilmek.
Cette immobilité est inconcevable.
Bu sabah inanılmaz bir şey yaptım.
Ce matin, par ex emple... J'ai fait une chose incroyable.
İnanılmaz bir şey bu.
C'est incroyable.
Bu işi değiştirmemen inanılmaz bir şey.
- Tu ne peux pas changer d'option?
Bu zorlukları nasıl aşardım? İnanılmaz bir şey bu!
Sans te préoccupé Moi à cette lumière.
Bu akıl almaz bir şey. İnanılmaz.
C'est fou.
Bu inanılmaz bir şey... hem bunu bilmeyen Amerikalı sayılmaz.
C'est aussi incroyable... que non-américain!
Bu, inanılmaz bir şey geçimini yalnızca babasının dolgun harçlığından sağlayan genç bir kızın 4 yıldan sonra hala, nefretten ıstırap duyması bu, işte benim yapacağım şey.
Cette chose incroyable de faire... qu'unejeune fille... qui n'a pas d'autre morceau de pain... que celui dont son père lui fait l'aumône... ait d'ici 4 ans de l'or honnête, de l'or à elle... cette chose-là, je la ferai.
Bu, inanılmaz bir şey, genç bir kızın okyanusun ötesine ayak basması, eski dünyadan yeni dünyaya geçmesi ve sevgilisinin yanına gitmesi, bu, işte benim başaracağım şey.
Cette chose incroyable de faire qu'unejeune fille... marche sur la mer, passe de l'ancien au nouveau monde... pour rejoindre son amant... cette chose-là, je la ferai.
"Bu, inanılmaz bir şey, genç bir kızın..." "... okyanusun ötesine ayak basması... " "... eski dünyadan yeni dünyaya geçmesi... "
"Cette chose incroyable qu'une jeune fille... marche sur la mer... et quitte l'ancien monde pour le nouveau monde... pour rejoindre son amant... cette chose-là, je la ferai".
Şey, en iyi deyişle bu inanılmaz bir tesadüf.
C'est vraiment une coïncidence incroyable.
İçinde bu bulutu yaratan inanılmaz bir şey olmalı.
Il doit y avoir quelque chose d'incroyable à l'intérieur!
Kız çok hassas, bu inanılmaz. Oturma odasında, her şey çok düzenli. Çiçekler, kurdeleler sanki küçük bir kızın odası gibi.
La môme est douce à n'y pas croire, et sa chambre fleurie est aussi propre que celle d'une petite fille.
Eminim bunun aksini kanıtlayabilecek uzmanlar vardır. Bu şey de inanılmaz bir yeniden doğuşun meydana geldiği bir çağda yaşadığımız gerçeği. Bilimin asla bu kadar hızlı ilerlemediğini.
Je suis sûre qu'y a des savants qui prouvent le contraire... qu'on vit à une époque de renaissance extraordinaire... que la science s'est jamais autant développée, que la vie est agréable.
Bu, inanılmaz bir şey!
je veux dire...
İnanılmaz. İşte bizim gizemli "bir şey" imiz. Bu bir çeşit güç alanı.
Au lieu de retourner dans notre propre galaxie, l'Enterprise est allé se perdre dans une partie de l'univers qui n'est pas répertoriée et donc inconnue.
Bu sabah geminin battığını duyduğumda... inanılmaz bir şey.
Et lorsque j'ai appris ce matin ce qui était arrivé... Extraordinaire!
İnanılmaz bir şey, bu yabancılar tıpatıp biribirlerine benziyorlar.
Super, des inconnus identiques!
İnanılmaz bir şey bu.
C'est vraiment incroyable.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]