English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir şeyler var

Bir şeyler var Çeviri Fransızca

5,547 parallel translation
- Ters giden bir şeyler var.
Quelque chose ne va pas ici.
Bir şeyler var, tamam mı?
Je veux dire, il y a de l'attirance.
Bunca şeyden sonra, hala senin içinde babandan bir şeyler var.
Il y a quelque chose de ton père en toi, après tout.
Ultrasonda çıkan bir şeyler var. Daha önce hiç görmediğim şeyler.
Il y a quelque chose dans l'échographie qui montre, quelque chose que je n'ai jamais vu.
- Onda ters giden bir şeyler var Guy.
Il y a vraiment quelque chose qui ne va pas chez elle Guy.
İçinde de bir şeyler var. - Kundakçılık dosyaları mı?
Elle était garée à deux pâtés de maisons du feu, et il y avait quelque chose à l'intérieur.
Bunda doğru olmayan bir şeyler var.
Et bien, il y a quelque chose qui ne va pas.
Bence aramızda güzel bir şeyler var ve bunun nereye gideceğini görmek istiyorum.
Mais... Je pense... qu'il y a un truc sympa entre nous, et je veux voir ce que ça donne.
Sanırım bu disketlerde Hasan cinayetini Chambers'a bağlayan bir şeyler var.
Les disquettes contiennent de quoi lier Chambers au meurtre d'Hassan.
- Alex Chambers. Bu disketlerde Hasan cinayetini Chambers'a bağlayan bir şeyler var.
Les disquettes contiennent de quoi le lier au meurtre d'Hassan.
Bence konuşacak bir şeyler var.
Je crois qu'on doit parler de quelque chose.
Sanırım onunla hala bitmemiş bir şeyler var.
On dirait que tu as une affaire pas résolue avec lui.
Burada bir şeyler var.
Il y a quelque chose sur ce plancher.
Burada ters giden bir şeyler var.
Quelque chose ne va pas ici.
- Senin için bir şeyler var.
J'ai quelques choses pour toi.
Clark'ın açıklaması gereken bir şeyler var.
Clark va devoir s'expliquer.
Bu isteğinin özünde kalbime hitap eden bir şeyler var.
Cette histoire charmante fut sincère.
- Yanlış bir şeyler var.
- Quelque chose ne va pas.
Aramızda özel bir şeyler var.
Il y a un truc spécial entre nous.
Hâlâ içime sinmeyen bir şeyler var.
J'ai toujours ce sentiment récurrent.
Özel bir şeyler var mı, bak.
Regarde s'il y a quelque chose d'unique.
Üzerinde gri ve mavi kapüşonlu var. Altında siyah bir şeyler var.
Haut bleu et gris à capuche, pantalon de jogging noir.
Hazmedemediğim bir şeyler var. Bütün gece dönüp durdum.
Il y a un truc que je ne comprends pas, ça m'a retourné toute la soirée.
Orada bir şeyler var.
On a des morveux là bas.
Farklı bir şeyler var.
Il manque un truc.
Onu rahatsız eden bir şeyler var mıydı?
Quelque chose le tracassait?
Bilmiyorum. Ama bir şeyler var.
Je ne sais pas.
Başka olağandışı bir şeyler var mı?
Rien qu'on ne sache déjà?
Sana söylüyorum, yanlış bir şeyler var.
Je vous le dis, quelque chose cloche.
O bellek sürücüsünde işine yarayacak bir şeyler var mıydı?
Il y avait quelque chose d'utile sur la clé usb que j'ai prise?
Bizans döneminden bir şeyler var mı?
Vous avez quoi que ce soit à l'époque Byzantine?
O çok eğlenceli otoparkta Tom'un verdiği evrakı kontrol ediyordum ve Harvey'nin şirketinde ters bir şeyler var gibi geldi.
Écoute, j'ai vérifié deux fois les papiers comme Tom m'a donné. sur cette super fun place de parking, et il y a un truc sur la Harvey's corporate structure qui me semblait louche.
Bu beni gerçekten şaşırttı çünkü onda özel bir şeyler var sanmıştım.
Et ça me consume vraiment, tu sais, parce que je croyais qu'elle était spéciale.
Güzel kokan bir şeyler var.
Il y a quelque chose qui sent bon.
Yemediğin yoğurt ya da geçen yıldan kalma bir şeyler var mı?
Tu es sûr qu'il y a pas un vieux yaourt de l'an dernier?
Bıçaklı küçük bir Nazi ordusu tarafından durmadan bıçaklanıyormuşum gibi hissettirmeyecek bir şeyler. anksiyete ve panik ataklar için Sour Diesel ve kas spazmları için Big Buddha Cheese var. Kronik arterit için Irene Kush ;
Quelque chose qui ne me fasse pas sentir que je me fais poignarder à répétition par une petite armée de Néo-Nazis armés de couteaux.
Doğru olmayan bir şeyler var.
Il y a un truc qui ne va pas ici.
İyi misin? Halletmem gereken şeyler var ve bir süreliğine yalnız olmak istiyorum.
J'ai des trucs à régler, j'ai besoin d'être seul.
- Yanlis bir seyler mi var?
Quelque chose ne va pas?
Evet, var ; söylenmemiş bir şeyler bıraktın.
Vous omettez de dire quelque chose.
Ağzında beyaz bir şeyler var.
Tu as du blanc dans la bouche.
Ciddiyim dostum, hayatında bana söylemediğin yeni bir şeyler mi var?
Sérieusement, tu as de nouveaux horizons dans ta vie dont tu ne me parles pas?
Bu dünyada bir caniden çok daha fazla şeyler var
Il y a plus d'un vilain dans ce monde.
- Sende var bir şeyler... Yapmak istiyorum.
Je veux le faire.
Yolunda gitmeyen bir şeyler var.
Il y a un truc qui cloche.
Bir şeyler yemeye ihtiyacın var gibi görünüyor.
On dirait que tu as faim.
Sıradan bir şey olur mu yoksa kesinlikle olmaz denen şeyler var mı?
N'importe quoi? Ou y a-t-il des interdits?
Bu hafta bir şeyler paylaşmak isteyen birileri var mı?
Quelqu'un a quelque chose qu'il veut partager cette semaine?
Cadıya karşı kullanabilecek bir şeyler bulabilmek için bütün ormanı talan ettiler. Ama elde var sıfır.
Elles ont ratissé la forêt à la recherche d'objets magiques pour la vaincre, mais sont revenues bredouilles.
- Kaçırdığım bir şeyler mi var?
Il y a quelque chose que j'ai loupé?
Hadi. Birbirimiz hakkında öğreneceğimiz daha çok şey var. Sadece dışarı çıkamayacağın bir yerde sıkış tepiş yaşarken öğrenebileceğin şeyler.
Allez, on a encore plein de choses à apprendre l'un sur l'autre, des trucs qu'on ne peut apprendre qu'en étant coincés ensemble dans un espace confiné et où tu es coincé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]