English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bunu yapmak zorunda değildin

Bunu yapmak zorunda değildin Çeviri Fransızca

133 parallel translation
- Bunu yapmak zorunda değildin.
Tu n'avais pas à le tuer.
Bunu yapmak zorunda değildin, Carl.
C'était inutile.
Bunu yapmak zorunda değildin. Neyi?
Vous n'étiez pas obligé.
Bunu yapmak zorunda değildin, Frankie.
T'avais pas besoin, Frankie.
Bunu yapmak zorunda değildin.
T'aurais pas dû faire ça!
- Bunu yapmak zorunda değildin.
- T'avais pas besoin de faire ça.
Teşekkür ederim tatlım ama bunu yapmak zorunda değildin.
Merci, chérie, mais t'étais pas obligée.
Bunu yapmak zorunda değildin Syd.
Tu n'avais pas besoin de faire ça.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Il ne fallait pas le faire.
Sidney, bunu yapmak zorunda değildin.
Tu n'avais pas à le faire.
- Bunu yapmak zorunda değildin.
- Je sais. Tu n'étais pas obligée.
Hayır, adamım. Bunu yapmak zorunda değildin.
- Non, il ne fallait pas.
Sen çekildiğin için ve bunu yapmak zorunda değildin.
Seulement parce que tu t'es retiré alors que tu n'y étais pas obligé.
- Bunu yapmak zorunda değildin.
- Vous n'étiez pas obligé.
Skipper, bunu yapmak zorunda değildin.
Skipper, tu n'avais pas à faire ça.
Hayır, hayır. Bunu yapmak zorunda değildin.
Il ne fallait pas.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Vous n'aviez pas à faire ça.
Eric, bunu yapmak zorunda değildin.
Eric, tu n'avais pas à faire ça.
Bunu yapmak zorunda değildin. Sempatine ihtiyacım yok.
Tu n'étais pas obligé de faire ça.
- Bunu yapmak zorunda değildin.
- Tu n'étais pas obligé.
Hâlâ sıcak, çok sıcak, ister misin? Bunu yapmak zorunda değildin.
Je sais. ça semblait juste être le genre de chose... qu'une ménagère folle, affamée sexuelle, accro aux pilules ferait
- Bunu yapmak zorunda değildin.
- Super. C'était pas la peine.
- Bunu yapmak zorunda değildin. - Tabii ki yapmalıydım.
- Tu n'avais pas besoin de faire ça.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Tu n'aurais pas dû.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Il fallait pas.
Bunu yapmak zorunda değildin, Larry.
T'es pas obligé de faire ça.
- Bunu yapmak zorunda değildin.
- Tu n'aurais pas dû faire ça.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Vous n'étiez pas forcé.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Ce n'est pas nécessaire.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Ce n'était pas nécessaire.
Bunu yapmak zorunda değildin.
C'était pas nécessaire.
- Bunu yapmak zorunda değildin.
- Si, je l'étais.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Tu n'avais pas à faire ça.
Chloe, bunu yapmak zorunda değildin.
Chloé, tu n'avais pas à aller jusque là.
Bunu yapmak zorunda değildin.
- T'avais pas besoin de faire ça.
- Bunu yapmak zorunda değildin.
C'était inutile.
- Bunu yapmak zorunda değildin.
Vous n'étiez pas obligé de faire ça.
Yani kaldığın için. Bunu yapmak zorunda değildin.
Rien ne vous obligeait à rester.
Bunu yapmak zorunda değildin. Bu çok güzel ama gereksiz.
C'était vraiment pas nécessaire...
Bunu yapmak zorunda değildin.
Tu n'étais pas obligé de faire ça.
Bunu yapmak zorunda değildin.
T'étais pas obligé de faire ça.
Vince, bunu yapmak zorunda değildin.
- Vince, tu n'étais pas obligé.
Bunu yapmak zorunda değildin.
Oh, vous n'auriez pas dû faire tout ça.
Senin Büro'ya katılman bana her zaman, Annapolis'e gitmediğin için özür dileme yöntemin gibi gelmiştir. Bunu yapmak zorunda değildin.
J'ai toujours eu l'impression ce que tu n'étais pas obligé de faire.
Bunu yapmak zorunda değildin.
- Tu les as gardés.
Bunu yapmak zorunda değildin, Link.
Tu n'avais pas à faire ça.
İşe yaraması için bunu yapmak zorunda değildin.
Tu n'étais pas obligé d'en rajouter.
- Bunu yapmak zorunda değildin.
- Tu y as participé.
Yapmak zorunda değildin bunu...
Tu n'étais pas obligé... De le gifler?
Kyle, Bunu yapmak zorunda değildin. - O yaşlı bir adam!
Pourquoi avoir fait ça?
- Bunu tek başına yapmak zorunda değildin.
- Tu n'es pas forcé de faire ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]