English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Buraya gelmeden önce

Buraya gelmeden önce Çeviri Fransızca

722 parallel translation
Buraya gelmeden önce hiç İngiliz görmemiştim.
J'en avais même jamais vus avant de venir ici.
Buraya gelmeden önce, New York'un dışında, Hudson'un yukarısında bir parça arazi satın aldık.
Avant de partir, on a acheté un terrain au Nord de New York sur les bords de l'Hudson.
Hiç olmazsa buna yüreğim yok. Buraya gelmeden önce bu işin biteceğini umuyordum.
J'espérais que la guerre serait finie avant que j'arrive.
Bu arada, buraya gelmeden önce Grenoble'da görevde olduğunuzu söylemediniz mi bana?
- A propos... Avant de venir ici, vous m'avez dit que vous exerciez à Grenoble?
Buraya gelmeden önce çok çalışıyordun.
Tu travailles trop avant de venir chez moi.
Buraya gelmeden önce, her şeyi unutmuştum.
J'avais tout oublié, jusqu'à mon arrivée ici.
Buraya gelmeden önce bırakmıştım zaten.
Je suis parti avant d'entrer ici.
Ama buraya gelmeden önce, New York'ta dışarıdaydınız.
Et avant, lorsque vous viviez à New York?
Bazen buraya gelmeden önce aklımı boşaltabilmek istiyordum.
Avant je rêvais d'avoir l'esprit vide.
Ben bile buraya gelmeden önce 2'de bir iki gün geçirdim.
Même moi, j'ai dû passer par la 2.
Geçen gece karar verdik, buraya gelmeden önce.
Avant-hier soir, avant de venir ici.
Ellie buraya gelmeden önce üç defa üzerini değiştirmiş olmalı.
Toi, tu voulais un martini pour te remonter!
Bakın, Baron Gruda buraya gelmeden önce silahları ve sarayı ele geçirmemiz gerek. Ve bakın, bizim silahlardan daha fazlasına ihtiyacımız var.
Il faut prendre le palais avant l'arrivée du Baron.
Sen buraya gelmeden önce onu aradım.
Je sais. Je l'ai eue au téléphone.
Doğal olarak, buraya gelmeden önce polisi otelden arayacağını düşündüm.
J'ai pensé qu'il s'en chargerait.
Buraya gelmeden önce ne yapıyordun?
Quel est votre métier? Géomètre en chemin de fer.
- Buraya gelmeden önce yerlilerin durumuna baksam iyi olur dedim.
- Je voulais voir les Indiens d'abord.
Buraya gelmeden önce, Siyam benim için bu küçük beyaz noktadan ibaretti.
Avant d'être venue ici, le Siam était pour moi cette tache blanche.
Sen buraya gelmeden önce korkuyordum.
Avant que tu arrives, j'avais un peu peur.
Öte yandan onu takip de edemeyiz. Destek gemilerimizi beklemeliyiz. Çünkü onlar buraya gelmeden önce bizi Alman denizaltılarının tuzağına çekebilir.
Mais on ne peut pas attendre les autres navires car on risque d'être attirés dans un piège avec un patrouilleur.
Buraya gelmeden önce Richmond'a anneni ziyarete gitmiştim.
J'ai fait un saut à Richmond, chez ta mère, avant de venir.
Benim tek bildiğim hava üssü buraya gelmeden önce her şey yolundaydı.
Ce que je sais, c'est qu'avant l'arrivée de la base, tout allait bien.
Buraya gelmeden önce kendimle epey mücadele ettim.
J'ai beaucoup hésité à venir.
O, kendini ben buraya gelmeden önce öldürmüştü.
Il a commencé à se tuer bien avant que j'arrive.
Buraya gelmeden önce.
Avant de venir ici?
Buraya gelmeden önce sadece bir kez memleketimden ayrılmıştım.
Avant de venir ici, je n'étais parti qu'une seule fois à l'étranger.
Buraya gelmeden önce ne hayaller kuruyordum.
Quand je pense à ce que je croyais trouver ici.
Bu yaratık buraya gelmeden önce önlem almalıyız.
On n'arrivera jamais là-bas avant cette créature.
Buraya gelmeden önce araştırma yapmadınız mı?
Ne vous êtes-vous pas renseignées?
Buraya gelmeden önce, hep küçük kasabalarda çalıştım.
J'ai travaillé 2 ans dans de petites villes.
Hayır, Dalekler buraya gelmeden önce Dalekyum'u bulmuş olmalılar.
Oh, non, non, non, les Daleks ont dû découvrir le Dalekanium avant leur arrivée sur Terre.
Siz buraya gelmeden önce gizlenmiş olabilir.
Il aurait pu se cacher avant votre arrivée.
- Buraya gelmeden önce...
- Avant que vous n'arriviez ici...
Böylece, 30 yıl önce yaşlı eşimle birlikte buraya gelmeden önceki halimizden, daha kötü bir duruma düştük.
On était dans une situation pire qu'à notre arrivée, il y a 30 ans.
Buraya gelmeden önce eski sekreterim Uribe ile uzun bir konuşma yaptık.
Dommage... Le poulet est délicieux. Du marché noir...
Sen buraya gelmeden önce ne olmuştu?
Que s'est-il passé avant votre arrivée?
evet, Mr. Walsh, buraya gelmeden önce nerdeydiniz?
M. Walsh, t'étais où avant?
Buraya gelmeden önce görmüş.
Juste avant de venir ici.
Bu, Lana buraya gelmeden önce olmuştu.
- C'était avant que Lana arrive.
Buraya gelmeden önce onları aramaya gittiğimde ortadan kaybolmuşlardı.
Avant de venir ici, j'y suis retourné. Plus rien.
- Escobar buraya gelmeden önce.
Répondez avant qu'Escobar n'arrive.
Evet, Londra'da doğdum ancak yıllarca Amerika'da yaşadım, buraya gelmeden önce.
Oui, je suis né à Londres mais j'ai vécu... ....plusieurs années en Amérique, avant de venir ici.
Buraya gelmeden az önce, "O'nu seviyor musun?" diye sordum.
Et je viens de lui demander sans ambages : " L'aimes-tu?
Buraya gelmeden önce, onu eve mi bıraktınız?
Vous êtes passés chez elle avant de rentrer?
Fikirlerin değişmesinden söz etmişken Bay McPherson buraya gelmeden hemen önce avukatımla görüştüm.
À propos de changements, je sors de chez mon avocat.
Buckley'den çok önce, sen buraya bile gelmeden... aynı bölgede üç kişi daha mıhlandı.
Trois autres hommes ont été descendus dans la même zone avant Buckley, avant même que tu n'arrives ici.
Sen buraya gelmeden bile önce.
Même avant que vous ne veniez.
Başkan gelmeden önce buraya getirip burasını basmalarına neden olabilir.
Si nous partons maintenant, c'est possible.
Diyorsun ki biz buraya gelmeden hemen önce Irene çıktı? Mmm-hmm. Biz ana yoldan geldik, onu görmedik.
Vous dites qu'Irene est partie juste avant qu'on arrive? Nous sommes venus par la grande rue, on ne l'a pas vu
Buraya gelmeden önce Berlin'de bir çiftliği ziyaret ettiniz mi?
Avez-vous visité une ferme avant de quitter Berlin?
Sen buraya gelmeden 10 saniye önce dışarı çıktı.
Il est sorti 10 secondes avant que tu rarrives.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]