English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Canım benim

Canım benim Çeviri Fransızca

1,596 parallel translation
Merhaba, canım benim.
Coucou, poussin.
Daha çok Kız, canım benim.
Elles mouraient, aussi, pour moi. j'ai plus de filles que vous, mon ami.
Baban diyor ki, canım benim.
Votre papa vous dit, Oh ma chère fille.
Canım benim, senle bir sürü şey icat edeceğiz.
Allez, chérie, fais marcher ton imagination.
bugün bana kendini ver senin güzel kucaklamaların, canım benim.
Donnez-moi aujourd'hui même.. .. votre jolie caresse, mon amour.
Canım benim...
Je t'aime tant.
- Merhaba canım benim, annen. Selam anne.
- Allô, chérie, c'est maman.
Canım benim, öyle bir ev isteyen kim?
Je n'ai pas besoin d'une maison pareille.
Öyle yaparım.Sonra da paniğe kapılmadığım için paniğe kapılmaya başladım.Canım benim.
C'est moi. Et j'ai commencé à flipper parce que je n'avais pas flippé.
Seni çok seviyorum canım benim.
Je t'aime beaucoup mon gros bébé.
- Canım benim.
- Oh, qui voilà!
Ama yüzünde sıkılmış bir ifade olurdu, sanki bana iyilik olsun diye oynuyormuş gibi. Benim canımı sıkan buydu işte.
C'est son visage rongé par l'ennui, comme s'il jouait par courtoisie, qui m'a énervé.
- Bunlar benim arkadaşlarım seninle tanışmak için can atıyorlar.
- Des amis à moi - qui voudraient vous rencontrer.
Belki benim canım bunları hazırlamak istemiyor?
Et si moi, j'ai pas envie de continuer?
Benim kaçmam lazım hala canım varken.
Je dois sortir d'ici tant que j'ai encore une vie. Papa!
O kaset sayesinde Antwon Mitchell'ın ömür boyu sokaklardan gitmesini sağlayabilirsin ya da benim ve adamlarımın canına okuyabilirsin.
Vous pouvez utiliser cette bande pour écarter Antwon de la rue jusqu'à la fin de sa vie ou vous pouvez l'utiliser pour nous coincer, mes hommes et moi.
Tüm bu olaylarda benim canımı sıkan bir şey vardı.
Il y avait quelque chose dans cette situation qui ne me rendait pas la tâche facile.
Benim canım işkencecim...
Mon superbe bourreau...
Dick ve diğer elemanlar benim canımı sıkmıyorlar.
Eux ne me dérangent pas.
Sanırım onu her gün benim canımı sıkması için gönderiyorsunuz.
Je vous soupçonne de me l'avoir envoyée tous les jours, juste pour m'énerver.
O da, "Hayır, Cheryl, sen benim canımı acıtıyorsun." dedi.
Et il m'a dit : "Non Cheryl, tu me fais du mal".
Babası diyor, Ah benim Canım.
Papa
Baban diyor ki, Ah benim Canım.
Un papa espère cela de tout son coeur.
Baban diyor ki, Ah benim Canım.
Votre papa vous dit, oh ma chère fille!
Benim derdim kaliteyle canım, miktarla değil.
Il ne s'agit pas tant de quantité, mais de qualité.
Benim canımı almaya sadece senin hakkın var Sunehri Jai'nin değil.
Tu es la seule qui ait le droit de prendre ma vie, Sunehri... surtout pas Jai.
Ayrıca benim de canım yanıyor.
Et moi aussi j'ai mal.
Benim yaşıma geldiğin zaman canım.
Quand tu seras aussi vieille que moi.
Benim destanım çok değerli, canım.
Notre histoire est grande, le bien-aimé
Jonas amcan benim canımı acıtıyor.
Oncle Jonas veut me faire du mal.
İşte benim canım bebeklerim.
Voilà mes bébés.
Benim canım aşkım tatlı Michael'ım öyle söyleme
Ne me dis pas que mon petit chéri est à nouveau fâché?
Yanılıyor muyum canım? Bu dizi benim için özel.
J'ai raison ou pas?
annemin davranışları dikkat çekici,, ama hep burada yanımdasın canım benim.
Celle de ma mère, assurément. Fort heureusement, je vous porte dans mon coeur, mon tendre ami.
Benim canım torunlarım ve sevimli arkadaşları.
Meine arrière-petits-fils adorés und leurs séduisants amis.
Korkmuyorum, sadece burası benim canımı sıkıyor
Non, c'est juste que cet endroit a de mauvaises ondes.
Kara büyünü al bakalım canım. Benim üstümde kullanma ama.
Reprends ta magie noire mais ne l'utilise pas sur moi.
Canım, Marquez'in Benim Küçük Fahişelerim kitabını okudun mu?
Chéri. Tu as lu Mémoires de mes putains tristes de Marquez?
Benim de canım çıktı.
Je suis crevée. Je vais me coucher aussi.
Merhaba canım ; benim Barb.
Salut, chéri, c'est moi, Barb.
Hayır. Benim fena halde canımı sıkıyor.
Eh bien, moi, il me soûle.
Vay canına, amma şanslısın. Bu tam benim ilgi alanıma giriyor.
Eh bien... vous avez de la chance, ça m'intéresse tout particulièrement.
- Canım benim.
La dame du "Sunday Times"
Oyuncuların canına okuyup, ardından onları küllerinden yaratmak benim tarzım.
Vous voyez, mon style est de démolir les acteurs, et ensuite de les reconstruire.
Yok canım, benim de hoşuma gitti.
Oh, ça m'a fait plaisir...
Selam canım, benim. Dediğim gibi Kellers'ı iptal etmeliyiz.
J'ai dit aux Keller qu'on allait annuler.
- Yok canım, benim var.
Oh non, j'ai beaucoup de boulot patron.
Hadi canım. Burası benim mi?
Bon sang, ce magasin est à moi?
Ivan, lütfen canımı sıkma benim, olur mu?
Ivan, me prends pas la tête.
Benim üç fabrikam ve elli dört işçim var. - Evet, tabii. - 1989'dan beri canımı dişime takarak çalışıyorum.
J'ai trois usines et 154 employés, j'ai travaillé dur depuis 89.
Bu benim de canımı sıkıyor.
Moi aussi, ça me tue!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]