English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Düs

Düs Çeviri Fransızca

1,604 parallel translation
Bu düs burada son buluyor!
Ce rêve n'existe plus!
- Dur, düş Ve yuVarlan. Hay allah.
Ne fais plus rien!
Düş ha?
Quel rêve!
Armut piş ağzıma düş deyip... sürekli ot içen serserilere gıcık olurum.
Je déteste les fumeurs qui croient que tout leur est du.
200 1'i ilk izlediğimde beğenmedim. Düş kırıklığına uğramıştım.
La première fois que j'ai vu "2001" je ne l'ai pas aimé... j'étais très déçu.
Eleştirmenler hep filmde olmayan bir şeyi arıyor... ... sonra da düş kırıklığına uğruyordu.
Les critiques cherchaient toujours ce qu'ils ne trouvaient pas... et ils étaient donc toujours déçus.
Stanley düş kırıklığına uğramıştı, çünkü sonuçta... ... ticari bir başarı değildi.
Stanley était déçu parce qu'au total... ce n'était pas un succès commercial.
Bu gerçek mi, yoksa düş mü bilmiyorum.
Je ne sa! s pas s! c " est réel ou s!
Bir düş.
C'est un rìve.
Böyle düş kurmak çok acı verici.
Ce n'est pas bien d'avoir de faux espoirs.
İstediğiniz parayı ve en iyi imkanları verdim. Beni düş kırıklığına uğrattınız.
Je vous ai donné tous les moyens... que vous vouliez, vous n'avez pas tenu parole!
Ve bu yeni istekle beraber düş kırıklığı ve öfke geliyor.
Cette nouvelle exigence s'accompagne de frustration et de colère.
Benim bir teorim var Bir çocuk düş görüyor ve hepimiz onun çılgın Broadway karabasanına sıkışıp kaldık
Ma théorie à moi C'est le rêve fou d'un mioche Dans lequel on est coincés Comme sous une cloche
Düş kırıklığına uğradığın için kaçtığını sandım.
Je pensais que tu partais parce que tu étais déçue.
- Oh, Jeffrey. Ne büyük düş kırıklığı.
"Oh, Jeffrey!" Avec un air tellement déçu.
- Devam et. - Oh, Jeffrey. Ne büyük düş kırıklığı.
Bon, passons à autre chose.
.. beni düş kırıkIığına uğrattı.
Je suis très déçue par vos résultats.
Sen beni yanlışlıkla Ray sanınca, düş kırıklığına uğramanı istemedim.
Quand la première fois, tu m'as pris pour Raymond, je n'ai pas voulu te décevoir.
Düş yola küçük hanım.
Allez, mademoiselle!
- Herhalde onu düş kırıklığına uğrattın!
- Tu avais dû lui désobéir.
Ama ortaokulu hatırlarsın öğle yemeklerinde ne eğlenirdik. Düş / yerde kal oynardık
Tu te rappelles de ce jeux auquel on jouait?
- "Penisin bir düş gibi -" Gördüklerimin en büyüğü
- Ton pénis est un rêve - Le plus grand de l'univers
- Düş yüzümden.
- Descends de ma figure.
Seni görebilmem için, düş önüme.
Passe devant, que je te voie!
"Sen bana harika bir düş yaşattın."
Si seulement tu savais comme tu m'as fait rêver.
"Sabah uyandığımda bile düş gördüm."
Mon coeur a perdu le sommeil.
En iyi adamlarından bir düzinesini yanına al, peşine düş, öldür onu... ve kızı bana getir.
Prends dix de tes meilleurs hommes, traque-le, tue-le, et ramène-la-moi.
Tuzağa düş.
Viens dans le sable.
Senin için bir düş kırıklığı olduğumu ve sinirlerini bozduğumu biliyorum.
Je sais que je te déçois et que je t'énerve.
Kahretsin. Peşine düş.
Rattrape-le!
Bir düş olabilir.
C'est peut-être un rêve.
Evet, bu ajandamda yazıyor zaten : "Bir katilin tuzağına düş."
Je voulais justement prendre rendez-vous avec un tueur.
Düş kırıklığı içindeydi, öfkeliydi.
Il avait des moments de frustration et de colère.
Ve sonra yoksulluk. Yoksulluk ve düş kırıklığı.
Et puis les difficultés, la misère et la désillusion.
Yapmakta olduğum her şeyin bir nedeni vardı. Onu düş kırıklığına uğratmak istemedim.
Tout ce que j'ai fait, c'était pour la contenter.
... Ve bozulan düş gücüm için sinirleneceğim.
Mon imagination brisée me rendra nerveux.
Düş güçünün işin içinde olması bunu böyle güzel yapıyor.
Ce qui la rend magnifique c'est sa résistance au compromis avec la réalité.
Kabilemi terk ederek, zaten bir efendiyi düş kırıklığına uğrattım.
En quittant mon clan, j'ai déjà failli à mon Maître.
Hepsi, düş gücümün bana oynadığı bir oyundan ibaretti.
Tout ça, ce n'était que le fruit de mon imagination.
Bu psikopatça bir düş.
C'est un fantasme psychotique.
- Yavaş yavaş gerçeğe dönüşen bir düş.
Un fantasme qui se rapproche de plus en plus de la réalité.
Fordson'ın peşine düş.
C'est différent. Trouve Fordson.
Şu an çok fazla trafik olduğuna göre ve bunları ona götürmem gerektiğine göre acaba süreyi uzatmayı düş...
Compte tenu de la circulation et du trajet à faire, pourriez-vous repousser...
Avını elinden kaçıran yırtıcı bir hayvan gibi... düş kırıklığı içindeydi, öfkeliydi.
Il est frustré, en colère... tel un prédateur ayant perdu sa proie.
Uyuma, ama Düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Mourir, dormir... Mourir, dormir... Peut-être rêver :
Hayır. Herkesi düş kırıklığına uğratmak istemezsin, değil mi Raymond?
Tu ne veux pas décevoir tout le monde.
Düş kırıklığına uğradım.
Tu me déçois.
Düş yakamızdan.
PLANÉTARIUM CE SOIR, SHOW LASER
Düş yakamdan, seni ucube!
Tu vas me lâcher, espèce de malade!
Düş yakamdan, seni ucube!
Fous-moi la paix, espèce de fils de pute!
Aynısını söyleyebilirdim, Lawrance, ama cehennem gibi düş kırıklığına uğratıcı bu.
J'aimerais pouvoir en dire autant, Lawrence, mais c'est une grande déception.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]