English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Düşünmem lazım

Düşünmem lazım Çeviri Fransızca

307 parallel translation
Bilmem. Düşünmem lazım.
Il faut que je réfléchisse.
- Paula, kapa çeneni diyorum. Düşünmem lazım.
Laisse-moi réfléchir!
Biraz düşünmem lazım.
Voyons que je réfléchisse...
Düşünmem lazım, plan yapmam, savaşmam lazım.
Je dois réfléchir. Lutter.
Birşey diyemem, Zeb. Bunu düşünmem lazım.
- Je vous dirai ça plus tard.
Bunu düşünmem lazım.
Laissez-moi réfléchir!
Düşünmem lazım.
Je dois réfléchir.
Düşünmem lazım.
J'y réfléchirai.
Bunu düşünmem lazım.
Laisse-moi réfléchir.
Sadece onu düşünmem lazım ama bu gece sadece gidişinin üstünden geçen on ayı düşünebiliyorum.
Je ne devrais songer qu'à lui, mais tout ce que j'ai en tête, c'est que tu es parti depuis dix mois.
Diğer bir deyişle tuzağa düşmeyi düşünmem lazım.
En d'autres termes, me faire à l'idée de me faire piéger.
Adamlarımı düşünmem lazım.
Moi, je dois penser à mes hommes.
Bilemiyorum. Düşünmem lazım.
Je ne sais pas, il faut que je réfléchisse.
- Benim düşünmem lazım.
- Je réfléchis. - Qu'y a-t-il à réfléchir?
O konuyu düşünmem lazım. Aferin!
- ll faut que j'y réfléchisse.
Düşünmem lazım.
Je dois y réfléchir.
Düşünmem lazım. Düşünmem lazım. - Billy.
Réfléchir, réfléchir...
Bir şey düşünmem lazım. Ya?
J'ai besoin de réfléchir.
Bunu yeni baştan düşünmem lazım.
Il faut que je réfléchisse.
Bekle, düşünmem lazım. Sessizlik!
Je dois y réfléchir.
- Biraz düşünmem lazım.
- Je dois réfléchir.
Bunu düşünmem lazım.
Faut que je réfléchisse.
Üzerinde düşünmem lazım.
J'aurais dû y penser,
Biraz daha düşünmem lazım.
Il faut que j'y réfléchisse.
Birkaç gün düşünmem lazım, bu büyük bir karar.
J'aimerais avoir deux jours pour y penser, car c'est une grande décision.
- Düşünmem lazım.
Du calme, laissez-moi réfléchir.
Bunun üzerinde daha fazla düşünmem lazım.
J'ai besoin d'y réfléchir.
İşimi düşünmem lazım.
Je dois penser à mon travail.
Ama geleceği düşünmem lazım.
Il faut penser à l'avenir.
Evet, düşünmem lazım ve arkadaşımla konuşmam gerek.
Il faut que je parle avec ma camarade.
Şimdi, bayan, bunu biraz düşünmem lazım.
Pour l'instant, mademoiselle, il faut que je réfléchisse.
Bir gün gerçekten düşünmem lazım.
Un jour j'ai commencé à réfléchir.
Emily'i düşünmem lazım.
Je dois commencer à penser à Emily.
Düşünmem lazım.
Ii faut que j'y réfléchisse.
Oh, Benim... Benim bunu düşünmem lazım.
Je vais y penser.
Bunu düşünmem lazım?
Combien de temps de réflexion voulez-vous?
Düşünmem lazım.
Je vais y réfléchir.
Bilemiyorum, üzerinde düşünmem lazım.
Je ne sais pas, je veux réfléchir...
Düşünmem lazım. Dövüşü seyredebileceğim bir yer bulmalıyım ki tüyebileyim.
Faut que je trouve un endroit pour voir le match.
Bir düşünmem lazım.
Laisse-moi réfléchir.
Teklif çok cazip, ama işimi düşünmem lazım.
C'est certes tentant, mais j'ai un boulot.
- Susun. Düşünmem lazım.
- Taisez-vous, je réfléchis.
- Evet, düşünmem lazım.
- Je vais y réfléchir.
Düşünmem lazım.
J'ai besoin de réfléchir.
Hayır, yürümek istiyorum. Biraz düşünmem lazım.
J'ai envie de marcher.
Ne demek düşünmem lazım? Yaşlanıyor musun yoksa?
Tu vieillis?
- Düşünmem lazım.
- Je dois y réfléchir.
Düşünmem için zaman vermeniz lazım.
Si tu veux que j'y réfléchisse, il te faudra me donner le temps d'y réfléchir.
Pekala, düşünmem için zaman lazım.
J'ai besoin de temps.
Düşünmem lazım.
Le temps de réfléchir.
Bu konuda nasıl düşünmem gerektiğini bilmem lazım.
Je dois savoir comment je dois interpréter cela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]