English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Düşünmeliyim

Düşünmeliyim Çeviri Fransızca

521 parallel translation
Ben de isterdim ama işimi düşünmeliyim.
Je voudrais aussi, mais je dois penser à travailler.
Ama mutlaka düşünmeliyim! Düşünmeliyim.
Mais il faut que j'y pense... il le faut.
Bu konuyu biraz düşünmeliyim.
Je dois étudier la question.
Önce kendi ailemi düşünmeliyim.
Je pense d'abord aux miens.
Düşünmeliyim.
Je dois réfléchir.
Pearl'ü düşünmeliyim. Haftalardır eve gitmedim.
Pearl m'attend depuis 2 semaines.
- Bunu düşünmeliyim.
- Eh bien... j'y réfléchirai.
Düşünmeliyim.
Faut que je réfléchisse.
Parayı düşünmeliyim, Lon, Princeton'a gidecek, Rose üniversiteye.
Léon au collège, Rose qui va y entrer, cela coûte cher.
- Bir çeşit açıklama düşünmeliyim. - Anlaştık o zaman.
Alors, c'est d'accord?
Geleceği düşünmeliyim.
Je dois penser à l'avenir.
Pişmanlığı düşünmeliyim, acıyı, alçaldığımın farkında olarak.
En remords, en souffrances, par un sentiment de déchéance.
Belki de ikinci kez bunun için düşünmeliyim.
Peut-être que je devrais y réfléchir à deux fois.
- Birilerini yakalayabileceklerini düşünmeliyim. - Nereye bakardın?
- Ils ont dû attraper quelqu'un.
Bu konu hakkında düşünmeliyim.
Pas maintenant. Je réfléchis.
Beni bir dakika yalnız bırak. Düşünmeliyim.
Laisse-moi réfléchir une minute.
Marjorie ve çocuğumu düşünmeliyim.
Il y a Marjorie, et l'enfant.
Bunun hakkında düşünmeliyim.
Ça me donne à penser.
Şüphe uyandırmayan dörtdörtlük ufak bir kaza düşünmeliyim.
Il faut que j'échafaude un joli petit accident imparable.
Beğenmedim. Daha iyi bir şey düşünmeliyim.
Notre quartier mérite mieux.
Zack amcan gibi düşünmeliyim.
Je dois réfléchir comme ton oncle Zack.
- Ne düşünmeliyim?
- Que dois-je en penser?
- Sence ne düşünmeliyim?
- Que devrais-je croire?
Sadece, geldiklerinde onların dikkatini çekecek bir şeyler düşünmeliyim, hepsi bu.
Je dois trouver un moyen d'attirer leur attention, c'est tout.
Düşünmeliyim. Zihin açıklığıyla. İlmi yoldan.
Je dois réfléchir... clairement... scientifiquement.
Gittiğim kulüplerdeki çocukların, komşuların ve Audrey'min arkadaşlarının neler söyleyeceğini düşünmeliyim.
- Bien sûr que non. Et tous les mini-clubs que j'anime. Je dois penser aux membres et à mes voisins et aux gamins qui jouent avec Audrey, ma fille.
Kendimi düşünmeliyim. Kendim için ağlamalıyım.
Je dois penser à moi aussi, peut-être pour pleurer sur moi.
Teklifinizi düşünmeliyim.
Je dois réfléchir à ta proposition.
Evet, ama düşünmeliyim.
Oui, mais il faut y réfléchir.
Ama Lew buraya geldiğinde ne yapacağımı düşünmeliyim.
Mais vous savez quoi? Je me suis rappelé que Lew allait arriver.
Hayattaki sosyal konumumu düşünmeliyim.
Je dois assumer le rôle qui m'est échu.
Ama bunu biraz düşünmeliyim.
Je dois y réfléchir un peu.
Düşünmeliyim.
J'ai besoin de réfléchir.
Bu konuda biraz daha düşünmeliyim, Mary.
Il faut que j'y réfléchisse encore un peu.
Tuğladan bir duvar düşünmeliyim.
Je dois penser à un mur de briques.
Tuğladan bir duvar düşünmeliyim.
Je ne dois penser qu'à un mur de briques!
Bunu düşünmeliyim.
Je vais y réfléchir.
Yapmam gereken şeyleri düşünmeliyim.
J'ai d'autres idées en tête.
Şu an Jan'ı düşünmeliyim.
Pour l'instant c'est à elle que je pense.
Onu Doyama'dan uzak tutacak bir şey düşünmeliyim.
Si je pouvais l'empêcher de se rendre à Doyama.
Kendimi de düşünmeliyim.
J'ai une famille.
Bu... Başıma gelen tüm şeyleri düşünmeliyim. Hayatımı.
C'est que... je dois penser... que ça, tout ce qui m'arrive... est ma vie.
Düşünmeliyim.
Je dois réfléchir!
Çok memnun oldum, ama... Bunu tekrar düşünmeliyim.
J'apprécie beaucoup mais je dois y réfléchir.
Kendimi düşünmeliyim.
Je dois penser à moi.
Çok iyi düşünmeliyim.
ongeons-y bien.
- Sanırım biraz düşünmeliyim.
Tu viens avec moi?
Bunu tekrar düşünmeliyim.
Ah non!
Peki daha başka neyi düşünmeliyim?
Et à quoi d'autre?
Karımı düşünmeliyim.
Je dois penser à ma femme.
Sadece düşünmeliyim.
Je n'ai rien à dire, d'accord?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]