Eve geldiğimde Çeviri Fransızca
580 parallel translation
- Eve geldiğimde aldı.
- Dès mon arrivée.
Ama eve geldiğimde Jessica ateşler içinde yanıyordu.
Mais, quand j'arrivai, Jessica était fiévreuse.
Bir gece, dolunay varken yukardan bir kovaya düştü. Eve geldiğimde iş işten geçmişti. Ama burda kirli çamaşırları ortaya dökmeyeceğim.
Une nuit, que la lune était pleine, il est tombé, sa mère l'a trouvé dans un seau d'eau, mais nous ne sommes pas ici pour étaler nos malheurs.
Eve geldiğimde boş bir kanyak bardağı ve puro parçası buluyorsam, aklıma tek bir kişi gelir.
Quoi? Quand je rentre et je trouve des verres de brandy vides et des bouts de cigares, je ne pense qu'à une personne.
Eve geldiğimde ise evde yoktu.
Et quand je suis rentré, il était parti.
Şehir merkezinden eve geldiğimde, burada ağlıyordu ve gece kalmasına izin vermemi istedi.
Quand je suis rentrée du centre-ville, elle était là à pleurer et m'a demandé de lui permettre de passer la nuit ici.
Eve geldiğimde, onları gömdüm ve bunu yapan kasapları avlamaya başladım.
À mon retour, je les ai enterrés, puis je me suis mis en chasse de leur boucher.
Günümün en güzel anlarından biri de eve geldiğimde onu bir doğum günü pastasından fırlamış hâliyle bulmamdı.
Un des moments les plus importants de ma journée, c'était de rentrer et de la voir habillée de dentelles et de couleurs pastel.
Eve geldiğimde sade görünmez.
Ils ne sont jamais simples!
Rose, iki gecedir eve geldiğimde seni ayakta buluyorum.
C'est la seconde fois que je te trouve éveillée en rentrant.
Eve geldiğimde saat 9 : 25'di.
Je suis arrivée à 21 h 25.
Sam, seninle ilk tanıştığımız gün eve geldiğimde... anneme şöyle dedim.
Ce jour-là, quand je suis rentrèe, j'ai dit à ma mère :
Siz gittikten sonra, bira içmeye gittim. Eve geldiğimde, direk içeri girdim.
Après votre départ, j'ai bu une bière, et en rentrant, je l'ai trouvée.
Geceleri eve geldiğimde ev boşsa ağlamaklı oluyorum.
Comment rentrer à la taule toutes seules? Moi, si j'ai personne, je me mets à pleurer.
Eve geldiğimde, seni orada bulacağımı sanmam.
Je ne compte pas te trouver à la maison.
Eve geldiğimde, sen Giuliano'yla vedalaşıyordun.
Je suis rentré alors que tu saluais Giuliano.
Bir keresinde eve geldiğimde, kapı açıktı ve o, papağana bir şey söyletmeye çalışıyordu.
Une fois, je suis monté chez elle. La porte était ouverte, elle apprenait à son perroquet à dire quelque chose.
Evden çıkarken de, eve geldiğimde de uyuyor oluyor.
Quand je pars, il roupille. Quand je rentre, il roupille.
Bu arada patron, dün gece eve geldiğimde, yoktun.
À propos, patron, quand je suis rentré hier soir, vous étiez sorti.
Dün gece eve geldiğimde, odanın kapısı kilitliydi.
Hiet soir, ta porte était fermée.
Eve geldiğimde, o yoktur diyordum.
Je croyais qu'elle ne serait plus là lors de mon retour à la maison.
Eğer bu gece eve geldiğimde onu yine parka gitmiş bulursam söyleyecek bir çift lâfım olcak.
Vous allez m'entendre, ce soir, si je découvre qu'elle est encore allée au parc.
- Dün akşam eve geldiğimde sen... - Kesinlikle çok açım.
Incroyable, ce que j'ai faim!
Ted, çok çalıştığımı biliyorsun. Eve geldiğimde bitkin oluyorum.
Quand je rentre, je suis épuisée.
Eve geldiğimde beni kastediyorsun. Ofiste olduğumda da beni kastediyorsun!
Quand je rentre à la maison, tu m'excites, quand je suis au bureau, tu m'excites.
Eve geldiğimde orada Orada, çimlerin tam ortasındaydı.
Quand je suis rentré à la maison, il était là, au milieu de la pelouse.
Eve geldiğimde babamı çalışma odasında oturmuş yüzünde bir gülümsemeyle bu garip lisanı konuşurken bulmaya başladım.
Souvent, je rentrais à la maison et trouvais mon père assis dans son bureau, extrêmement serein, en train de parler cette langue bizarre.
Okuldan eve geldiğimde o gitmiş olurdu. Hapse ya da ona benzer bir yere.
Et quand je revenais de l'ecole... elle etait partie... ou en prison, ou autre.
Eve geldiğimde, yatağımda yabancı biri yatıyordu.
dans mon lit dort tranquillement un inconnu!
- Eve geldiğimde... - Onlara saunayı anlat.
- Je rentre, et qu'est-ce que je vois...
Eve geldiğimde konuşmaya bile gücüm kalmıyor.
Je n'ai plus l'énergie de parler quand je rentre.
Eve geldiğimde, yatağımda yabancı biri yatıyordu.
je reviens à la maison, et sur mon canapé... je trouve un étranger.
- Eve geldiğimde... - Onlara saunayı anlat.
Vous ne croyez quand-même pas qu'elle passerait la nuit avec un inconnu?
Eve geldiğimde saat gece 3'tü.
Il était de 3 heures quand je suis rentré.
Daha sonra elimde kupayla eve geldiğimde, ailem benle gururlandı ve şöyle dediler, "Benim oğlum, o benim oğlum."
Quand je suis rentré avec mon trophée, mes parents étaient très fiers de moi, ils disaient "C'est mon fils."
Yarın yemek için eve geldiğimde konuşabilir miyiz?
Peut-on parler demain quand je rentrerai déjeuner?
Eve geldiğimde içerideydi.
- A l'instant, quand je suis rentrée chez moi et il était là.
İşten eve geldiğimde yemek pişirmek için hep çok yorgun olurum.
Je suis trop fatiguée pour cuisiner après le travail.
Bu akşam eve geldiğimde konuşuruz, tamam mı?
On en parlera ce soir à la maison, compris?
Artık gitmem lazım. Eve geldiğimde hazır ol.
- Je mangerai plus tard.
Nihayet eve geldiğimde, Debby işten dönmüştü Ona André'yle yemeğim hakkındaki her şeyi anlattım.
Quand je suis rentré, Debby était rentrée de son travail et je lui ai raconté mon dîner avec André.
Eve geldiğimde, Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyordum yazı yazmak, graffitiyi bilmiyordum, çünkü burda değildim.
Quand je suis rentré, je connaissais rien du tag, du graffiti, j'en avais jamais entendu parler.
Şimdi, Eve geldiğimde, Trenlerde yazılar gördüm.
Alors, quand je suis rentré, j'ai vu des tags sur les trains.
İyi ki istasyona kadar benimle geldi ve sonra ben eve geldiğimde tamamen çıldırmıştım.
- Est-ce que votre mère est là? Pas encore. Elle travaille le soir comme femme de ménage.
Beni arama artık, bunu eve geldiğimde konuşuruz.
Ne m'appelle plus! On parlera à la maison.
Bir gece eve geldiğimde Gizli Polis'in babamı tutukladığını gördüm.
Or un soir, en rentrant chez moi, je constatai que la police secrete avait arrête papa.
Eve kocamı bulmaya geldiğimde, onu başka bir kadının koynunda evlenmiş olarak buluyorum! Çocuklarım beni tanımıyor.
Quand je rentre à la maison, mon mari s'est remarié, mes enfants m'ignorent.
Ne tuhaf, ben evde yokken şarkılar söylüyorsun ama eve geldiğimde sessizleşiyorsun.
- Non, mon ami. - Le contraire m'eût étonné.
Eve geldiğimde oturma odasındaki kanepede uyuyan yabancı birini görürdüm ya da sundurmadaki hamakta ya da...
Et tout d'un coup, ils ne l'intéressaient plus.
- Ben eve yedide geldiğimde inanırdın ama.
- T'y croyais quand je rentrais à 19 h.
Pekala, söylediğim gibi sizin frakel olarak tarif edeceğiniz şeyle karşı karşıya geldiğimde eve dönüyordum.
Comme je disais, je rentrais chez moi quand j'ai vu ce que je ne peux appeler qu'une bagarre.
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gittim 19
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gittim 19
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42