Eve gitti Çeviri Fransızca
478 parallel translation
Sen gittikten bir gün sonra St.Louis'e eve gitti.
Elle est rentrée à Saint Louis le jour après ton départ.
Eve gitti.
Il est rentré chez lui.
Sonra da şapkasını takıp gitti. Fakat bu sabah, sorgum tamamlanıp eve gittikten sonra...
Je l'ai avec moi, bien que ce soit de l'or.
Eve gitti!
Va-t'en! Il est rentré à la maison. Qu'est-ce que vous foutez?
Morgan ve çocuklar eve gitti...
Sa bande est partie.
Hasta, eve gitti.
Chez lui, malade.
Eve gitti.
Elle est rentrée chez elle.
Sizin eve gitti.
- Oh, merci. Il est dans votre appartement.
Yapması gereken bir işinin olduğunu söyledi ve eve gitti.
Elle a dit qu'elle avait quelque chose à faire et elle est rentrée chez elle.
Muhtemelen eve gitti ve hemen yattı.
Elle a dû rentrer et se coucher directement.
Eve gitti, hastaymış.
Il est parti se coucher, il était malade.
Sonra eve gitti.
Puis ensuite, elle est rentrée chez elle.
- Evet. Eve gitti.
Il est rentré chez lui.
Onun sorunu şu, beni dinle bu sabah mecbur olduğu için eve gitti.
Son vrai problème... Il est rentré chez lui ce matin parce que ça se fait.
Eve gitti.
- Elle est rentrée.
Dr. Soltermann yemekten sonra eve gitti.
Le Dr Soltermann est rentré chez lui.
Havlu attı. Pes etti. - Eve gitti.
Il a jeté l'éponge.
Ne demek eve gitti?
Chez lui?
Ve ertesi sabah yeni kıyafetlerini giyerek ya da en azından yeni pantolonu üstündeyken eve gitti ve bir daha görülmedi.
Donc, le lendemain matin, habillé de ses nouveaux vêtements, ou au moins de ses pantalons, il est revenu. Et on ne l'a jamais revu.
- Eve gitti.
- ll est retourné chez lui.
Belki de eve gitti.
Et s'il était déjà dans la maison?
Eh, sanırım Wanda eve gitti, ha?
Wanda a dû rentrer...
- Eve gitti. - Emin misin?
- Elle est déja partie.
Oğlu buradaydı ama eve gitti.
Il est dans ta classe? Ah! Il était ici?
- Eve gitti.
- Il est rentré chez lui.
Zaten, herkes eve gitti.
Tout le monde est parti.
Kendini iyi hissetmediğinden, eve gitti.
- Elle se sentait mal. Elle est rentrée.
Geldiğinde sizi bulamadı ve ikinci eve gitti.
Ne vous trouvant pas, il est allé dans la seconde maison.
- O eve gitti, ben buraya geldim.
Il est rentré chez lui. Moi, ici.
Sam Jones, 15 dakika önce eve gitti.
Sam Jones est rentré chez lui il y a 15 minutes.
Rupert'le Carla tartıştı ve eve gitti.
Rupert et Carla se sont un peu disputés et sont rentrés.
- Oradaki polis eve gitti mi?
- Tu as envoyé la cavalerie?
İyisimi ona söyle, Betty ördek-avına gitti. Ve eve geç dönecek.
Dis-lui que Betty est à la chasse au canard et qu'elle rentrera tard.
Belki de eve vicdanını değiştirmeye gitti.
Il a dû aller chez lui, changer de conscience.
Eve gitti ve kendini öldürdü.
Elle est rentrée chez elle et s'est tuée.
Tanizaki, babam eve mi gitti?
Eiko Tanizaki, mon père est parti?
Atlanta'ya gitti, sonra eve gelmedi, çünkü çok iyi vakit geçiriyordu.
Elle était chez sa cousine, à Atlanta, et refusait de rentrer, elle s'y amusait si bien.
- Ona bir hediye getirdim. - Eve yeni gitti.
Il vient de rentrer à la maison.
Sonuçta o da Truva savaşına gitti, ve canı eve gitmek hiç çekmediği için, yapabildiği kadar yolculuk yapmaya devam etti.
C'est pour ça qu'il a fait la guerre de Troie. Et comme il n'avait plus envie de rentrer, il a fait durer son voyage.
Babama, karımın dün eve gelmediğini söylediğimde çok öfkelendi ve arabamı alıp gitti ve ben de belki buraya gelmiştir diye kalkıp buraya...
Quand j'ai dit à papa qu'elle n'était pas rentrée... il s'est énervé et a pris ma voiture... et je suis venu ici, juste au cas oû...
Bay Rossetti eve uyumaya gitti.
Monsieur Rossetti est rentré chez lui, il se réveille tôt demain matin.
Az önce gitti. Ona eve gidebileceğini söylediler.
Elle vient de partir, on lui a dit qu'elle pouvait rentrer chez elle.
- Eve erken geldi, sonra yine gitti.
- Il est rentré et ressorti.
Eve geldi,... bavulunu topladı ve çekip gitti.
Rien du tout. Il est rentré, il a pris ses affaires et est parti.
Amirim hastalandı, eve erken gitti.
Mon chef a dû rentrer à la maison.
Ama ben eve dönerken, olağanüstü davranışın kafama takıldı ve düşünmeye başladım. Açıkçası, tarzın hoşuma gitti.
Mais, m'en retournant vers mes terres, j'ai trouvé votre conduite étonnante.
Dersten sonra doğruca eve mi gitti acaba, hatırlıyor musunuz?
Est-il allé directement chez lui?
Bence o da bir oyun sonrası eve yürüyerek gitti.
Il est rentré à pied, une fois.
- Hayır, eve erken gitti.
Non, il est rentré tôt.
Galiba yandaki eve Marilyn Munster'ı görmeye gitti.
Il doit être à côté, chez "Miss Débile".
Roger Podacter işten sonra eve gitmeden önce bir yerde birşeyler içmeye gitti. Ama yalnız değildi. Evde başka biri daha vardı.
Podacter a bu un verre avant de rentrer... mais quelqu'un l'a accompagné dans l'appartement.
eve gittim 19
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gittiler mi 59
gitti işte 24
gittiğini sanıyordum 19
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gittiler mi 59
gitti işte 24
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42
eve gideceğim 31
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42
eve gideceğim 31