Haklarım var Çeviri Fransızca
340 parallel translation
Vatandaşlık haklarım var!
J'y ai droit!
Ben bir vatandaşım. Haklarım var. Raymond Fitch, çamaşırhane işletiyor..
Je suis un citoyen libre!
Evde ne zaman istersem dinlemek için elimden asla alınamayacak, özel haklarım var.
J'ai l'original à domicile, quand je veux l'entendre.
Bazı haklarım var.
J'ai certains droits.
Böyle bir durumda benim de bazı haklarım var.
Mais j'ai des droits.
Benim de haklarım var. Amerikan vatandaşıyım.
Je suis un citoyen américain.
Benim haklarım var.
J'ai des droits.
Anayasal haklarım var.
J'ai des droits, en vertu de la Constitution.
Haklarım var.
J'ai des droits.
- Haklarım var!
- J'ai des droits!
Ben bir büyükanneyim ve bir kadınım ve benim haklarım var.
Je suis grand-mère et j'ai des droits.
Burası benim lanet olası evim ve bu lanet olası evde benim de haklarım var.
C'est ma maison, non? J'ai des droits!
Haklarım var. Bir avukat istiyorum!
J'ai droit à un avocat!
Bakın, benim haklarım var.
J'ai des droits.
Haklarım var, adamım!
J'y ai droit!
Kütüphane lütfen. - Haklarım var benim biliyorsunuz!
J'ai des droits, moi!
Benim haklarım var!
Et je veux qu'on respecte mes putains de droits!
Haklarım var!
J'ai des droits!
Haklarım var.
J'ai le droit de savoir.
Benim de haklarım var değil mi, domuz?
Même moi, j'ai des droits n'est-ce pas poulet?
Haklarım var. Beni burada tutamazsın.
- Vous pouvez pas me garder ici!
- Benim de bazı haklarım var.
- J'ai certains pouvoirs.
Benim de haklarım var.
Je connais mes droits.
Benden habersiz anayasayı yeniden yazmadılarsa hâlâ bazı haklarım var!
À moins que la constitution ait changé, j'ai encore des droits!
Haklarım var, neredeyse 18 yaşındayım!
J'ai des droits, j'ai presque 18 ans.
Evimde de haklarım var!
Je fais ce que je veux!
Ben bir gazeteciyim haklarım var.
J'ai des droits! Je suis journaliste.
On sekiz yaşındayım ve haklarım var.
J'ai 18 ans et j'ai des droits.
Kendi haklarım çerçevesinde hatırı sayılır bir servetim var.
J'ai une fortune personnelle considérable.
Benim de haklarım var.
On a le droit de boire un coup.
Hayatımla ilgili bazı konular var ki.. .. o konularda haklarım ve önceliklerim bana kalsın isterim.
Il se trouve qu'il y a certains éléments de ma vie dont j'aimerais avoir le droit et le privilège exclusifs.
Varislerin olarak bizim de haklarımız var, mesela. Yanlış anlama olmaması için... - Mitsuo!
Il faut faire valoir nos droits sur tes biens.
Bizim de bazı haklarımız var!
Pourquoi emmenez-vous cet homme?
Sadece Deveraux Çiftliği değil artık petrol kontratımız, maden haklarımız ve korumamız gereken hisse sahipleri var.
En plus du bétail, il y a les puits de pétrole, maintenant. On a des actionnaires à protéger.
Haklarımız hakkında öğreneceğimiz çok şey var.
Il a des choses à apprendre sur les nôtres.
Artık haklarımız yok Livia, yalnızca görevlerimiz var.
Nous n'avons plus de droits, seulement des devoirs.
Benim de bazı haklarım var.
J'ai des droits aussi!
Kendi adımıza yerimiz var. Başkalarına verme hakları yok.
Ce wagon-lit donne a d'autres voyageurs!
Ben de insanım ve benim de herkes gibi haklarım ve duygularım var.
Je suis un être humain, j'ai droit au respect comme les autres.
Haklarımız için mücadele edeceğiz, bunun için yeterli paramız da var.
Nous allons combattre pour nos droits et avons l'argent pour le faire.
Picketwire'ın sularını tutacak tutacak barajlara ve de ne kadar basit olurlarsa olsunlar, tüm erkek ve kadınların haklarını korumak için eyalet olmaya ihtiyacımız var.
Des digues, pour contenir les eaux du fleuve. Nous voulons devenir Etat de l'Union pour que soient protégés les droits de tout un chacun, même du plus humble.
Benim haklarım var!
C'est légal.
- Buna hakları var mı?
Et ils auront raison?
Haklarımız var.
On a des droits.
Eh, sanırım bu savaşta atların da insanlar kadar çıldırma hakları var.
A la guerre, les chevaux ont aussi le droit d'avoir peur.
Bunu yapmaya hakları var mı?
- Je vous demande pardon?
Haklarım var biliyorsunuz.
J'ai mes droits!
Ben Joe Mondragon'un avukatıyım. Ve eminim ki senin de bildiğin... belirli hakları var. Ve eğer onun peşinden gidip bir köpek gibi vurursan onu, veya ona en ufak bir zarar verirsen... yüksek mahkemeye çıkacak bile olsam seni hayalarından asarım.
Je suis l'avocat de Joe Mondragon et il a certains droits avec lesquels je suis sûr que vous êtes familier et si vous le pourchassez et l'abattez comme un chien ou le malmenez un tant soit peu je vous pendrai par vos couilles
Bizim de her mürettebat kadar haklarımız var.
Il a des droits, comme tout équipage.
Haklarında tutuklama emri var mıydı? - Hayır, yoktu.
Il y avait un mandat contre eux?
Bunun ölümcül bir hastalık olduğunu biliyoruz, bu yüzden bilmeye hakları var. Eğer bizim gibi hissederlerse, doktorlara baskı yapabilirler. Çünkü bizim bu adamlara baskı yapmamız lazım.
Nous savons que c'est une maladie mortelle... mais ils ont le droit d'avoir le choix et s'ils pensent comme nous... ils peuvent mettre la pression sur les docteurs, car en tant que parents... nous devrions défier ces gens-là.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19