Ne zaman istersen Çeviri Fransızca
1,264 parallel translation
Ne zaman istersen yanıma gelebilirsin oldukça uzak bir gelecekte.
Reviens quand tu veux. Dans un avenir lointain.
Hayır Susan, beklemek zorunda değilsin. Ne zaman istersen gidebilirsin.
Vous n'êtes pas forcés d'attendre, vous pouvez partir.
Bundan sonra, kartları ben dağıtacağım, sen ne zaman istersen "cin" diyebilirsin.
Maintenant, je distribue les cartes, et tu annonces rami quand t'en as envie.
Ne zaman istersen.
Quand vous voudrez.
Ne zaman istersen.
Quand tu voudras.
Tabi tabi, ne zaman istersen.
Bien sûr. Venez quand vous voulez!
- Hey, ne zaman istersen. Senin için buradayım, dostum.
- Quand tu voudras.Je suis là, mec.
Seninle konuşmak güzeldi, Pete. Hey, ne zaman istersen.
- Ravi de t'avoir parlé, Pete.
- Ne zaman istersen kullanabilirsin.
- Oui, tu le prends quand tu veux.
Ve al, golf topları sende kalsın. Ne zaman istersen kullanabilirsin.
Garde les balles chez toi, tu t'en serviras quand tu voudras.
- Ne zaman istersen.
- Quand tu voudras.
Tamam. Jerry, seni ne zaman istersen buraya bekleriz.
Jerry, j'espère te revoir ici très bientôt.
Ne zaman istersen başla.
Quand vous voudrez.
- Ne zaman istersen.
- Quand vous voulez.
Oh, Skip, ne zaman istersen bana takılabilirsin.
Oh, Skip, tu peux m'épingler à chaque fois que tu le veux.
Margaret, ne zaman istersen, bize gelip bana şu yulaf ezmeli kurabiyelerinden yapabilirsin.
Margaret, tu peux venir me faire ces cookies à la farine d'avoine... quant tu veux.
Ne zaman istersen o zaman.
Ça finira quand tu voudras.
- Ne zaman istersen.
- Quand tu veux!
Ne zaman istersen, Gia.
C'est quand tu veux, Gia.
Ne zaman istersen görürüm seni, biliyorsun bunu.
Je viens quand tu veux, tu le sais.
Ne zaman istersen.
Quand tu veux.
Ne zaman istersen hayatım.
Quand tu veux, chérie.
- Tabi, ne zaman istersen.
Bien sûr.
Tabii, elbette, ne zaman istersen.
Oui, bien sûr. Quand tu veux.
Ne zaman istersen, gece ya da gündüz.
S'il le faut, appelez-moi à n'importe quelle heure.
Ne zaman istersen, benimle konuşabileceksin.
Tu me parleras quand tu voudras.
Evet, ne zaman istersen, gerçekten.
Oui? Oui, quand vous voulez, vraiment.
Ne zaman istersen.
J'arrive.
Ne zaman istersen geri gel ve bizi ziyaret et.
Revenez nous voir quand vous voulez.
Bu dergileri buraya bırakacağım... Ve... Ve sen ne zaman istersen açıp okuyabilirsin
Tu pourras les feuilleter à ta convenance.
Ne zaman istersen ara lütfen.
Appelez-moi quand vous voulez.
Ne zaman istersen gel
Tu viendras quand tu veux
Ne zaman istersen gel, Ne zaman istersem gelirim
Tu viendras quand tu veux Je viendrai quand je veux
Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa, soruların olursa, ara beni... ... ne zaman istersen.
Si vous avez besoin de quelque chose, si vous avez une question, appelez n'importe quand.
Sonra ne zaman istersen çocukları alabilirmişsin.
Parkers a dit que la fête sera finie à 2h00. Tu peux aller chercher les enfants quand tu veux ensuite.
Neyse, ne zaman istersen bilgisayarımı kullanabilirsin.
Bref, tu peux te servir de mon ordinateur quand tu veux.
Peki tamam ne zaman istersen kalkar bütün gün TV izler oyunculuk sınıfında bir sürü kadınla tanışırsın...
Bien sûr tu peux sortir quand tu veux... Regarder la télé toute la journée... Rencontrer des tas de femmes en cour d'art dramatique.
Kendi zamanında ne istersen yapabilirsin Will.
Sur ton temps, tu fais ce que tu veux.
Bundan böyle benden ne zaman bir iyilik istersen bunu bana söylemen yeter.
Qu'importe ce qui s'est passé Tu peux toujours venir me voir.
Ne zaman konuşmak istersen gel,
Je serai ici... tout seul. Revenez quand vous voulez.
Ne zaman görüşmek istersen hazır.
C'est quand tu veux.
Ama benden bunu istersen o zaman yapamam.
Mais si tu me le demande, je ne le ferai pas.
Sonra ne zaman istersen konuşuruz.
Quand tu veux, bébé.
- Ne zaman istersen.
De rien.
Ne zaman düğmeye basmak istersen o kadar ağrı ilacı verecek sana.
La dose exacte d'anti-douleur est injectée quand tu appuis sur le bouton.
Ne zaman istersen, sen de kullanabilirsin. Teşekkür ederim.
Je voulais encore vous dire que je suis vraiment navré.
Ne zaman istersen, gündüz ya da gece bebeğim.
C'est quand tu veux, jour et nuit.
O yüzden hazır olduğunda ne zaman istersen gelip benden bir şeyler isteyebilirsin.
Je veux être ton ami.
Ne zaman istersen vazgeçebilirim bebeğim!
J'arrête quand je veux!
Ne zaman yapmak istersen bana haber ver, ben de yaparım.
Tu me diras quand tu voudras le faire et je ferai de même.
- Ne zaman yapmak istersen, merakını gidermek istersen... Ben müsaitim.
Tu sais, si un jour, tu veux... satisfaire ta curiosité... je suis à ta disposition.
ne zaman isterseniz 64
ne zaman oldu 58
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zamandı bu 24
ne zaman 1956
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman geldin 79
ne zaman olursa 26
ne zaman oldu 58
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zamandı bu 24
ne zaman 1956
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman geldin 79
ne zaman olursa 26