Nerede kalmıştım Çeviri Fransızca
360 parallel translation
Bakalım, nerede kalmıştım?
Voyons, où en étais-je?
- Nerede kalmıştım?
- Où en étais-je?
- Nerede kalmıştım?
- Où en étais-je? - À "permission"?
- Nerede kalmıştım?
- Où en étais-Je?
Nerede kalmıştım?
Ou en étais-je?
Peki nerede kalmıştım?
Où en étais-je, Max?
- Nerede kalmıştım?
- Où je me suis arrêté?
beni sinirlendiriyorsun. nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
Şimdi bakalım, nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
Oh, nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
Nerede kalmıştım?
Où en etais-je?
Nerede kalmıştım?
J'en étais où?
Oh, Tanrım. Nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
Nerede kalmıştım?
où en étais-je?
- Neyse, nerede kalmıştım? - Prenses gibi görünüyorsun.
Et comme je te disais...
- Nerede kalmıştım Fefe? - Armutlar.
De quoi parlions-nous?
Şimdi, nerede kalmıştım?
Où en étions-nous?
Nerede kalmıştım? Ah, evet...
Où en étais-je...
- Evet, nerede kalmıştım?
- Où en étais-je?
Affedersiniz. Nerede kalmıştım?
Je suis désolé, où en étais-je?
Şimdi. Nerede kalmıştım?
Où en étais-je donc?
- Nerede kalmıştım?
Ou en etais-je?
İşte böyle komutanım. Nerede kalmıştım?
Bon, où en étais-je?
Nerede kalmıştım?
Où j'en étais?
- Nerede kalmıştım.
- Où en étais-je?
Teşekkürler. Tamam, nerede kalmıştım?
Merci.
Pardon Andre. Nerede kalmıştım?
Que disais-je?
Bakalım. Nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
Nerede kalmıştım? Evet, babam...
Oh oui, l'orteil de mon père dans l'eau.
Öyle değil mi yaramaz kız seni? Nerede kalmıştım?
- N'est-ce pas, vilain garnement?
- Nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
- Evet, Anshel. - Nerede kalmıştım?
- Où en étais-je?
Her neyse, nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
- Nerede kalmıştım?
Alors, où en étais-je?
Nerede kalmıştım?
Qu'est-ce que je disais? Ah, oui.
Nerede kalmıştık? Tamam hatırladım!
Où en étions-nous?
Nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
Bir bakalım. Nerede kalmıştık?
Où en étions-nous?
Nerede kalmıştık bakalım...
Alors, où est-ce que j'en étais?
Bir bakalım. Nerede kalmıştık?
Voyons.
Nerede kalmıştık? - Yeni paragrafa başlayalım.
- C'est mieux de commencer un nouveau paragraphe.
Nerede kalmıştım?
Voyons!
- Nerede kalmıştım?
- Oû en étais-je?
Nerede kalmıştık, bayım! Orada hâlâ, elimde taş dolu bir kova ile dikiliyor ve kara talihime bakıyordum. O anda kendime bir söz verdim.
Comme je disais, je suis resté devant mon seau de cailloux, regardant une époque révolue et j'ai fait un vœu :
Nerede kalmıştık? Evet, hatırladım. X eşittir gama.
Je me suis retournée et elle était là, toute frémissante.
Nerede kalmıştım?
Allez, Budda. Où en étais-je?
İşimize bakalım. Nerede kalmıştık?
Où en étions-nous?
Mavi olur. Nerede kalmıştım?
Où en étais-je?
Şey, bakalım, nerede kalmıştık.... lafımız kesilmeden önce?
Oû en etions-nous avant d'être interrompus?
Nerede kalmıştık düşmanlarımız, mantıklı düşünceleri bozabiliyor kendimizi koruma isteğimizi yok edebiliyorlar bütün toplumu değer yargılarından ayırabilirler.
Et si je vous disais que... nos ennemis sont capables d'altérer la pensée rationnelle. D'annihiler la volonté de se défendre. De dissocier la société de son système de valeurs.
Peki bakalım, nerede kalmıştık?
Alors, voyons voir, où en étions-nous?
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden biliyorsun 934
nereden geliyorsun 129
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse bitti 135
neredeyse 363
neredeyim ben 198
nereden biliyorsun 934
nereden geliyorsun 129
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse bitti 135
neredeyse 363
neredeyim ben 198