English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Pes et

Pes et Çeviri Fransızca

855 parallel translation
Pes et, Sam.
Rends-toi, Sam.
Böylece tepeye tırmanıp, etraftan dolandım sonrada yamaçtan aşağı ilerleyip onlara yandan saldıracak yere ulaştım ateş yemeden kendilerini gösteremezlerdi nihayet sonunda pes ettiler.
Ensuite, j'ai fait un circuit pour passer de l'autre côté. Là, je les avais de flanc et j'abattais tout ce qui se montrait. Ils ont fini par se rendre.
Tekerler pes ettiğinde ne yapacaksınız?
- Et les pneus? .
Pes etmeyecek misin peki?
Et tu n'abandonneras pas?
Pes et. Taviz ver.
Accepte la défaite.
Tek başına kalamazsın. Pes et.
Tu ne peux pas te battre seul contre tous.
Pes etmezsen kendini ve The Banner'ı kurtaracaksın.
Tiens bon et tu sauveras le Banner et toi.
Pes et ya da The Banner'ı kapat.
Abandonnez ou fermez.
Pes et!
Abandonne.
Haydi pes et! Hiç şansın yok.
Tu n'y peux plus rien.
Onu Horn Burnu'na, Norveç akıntılarına, cehenneme kadar, pes etmeden kovalayacağım.
Je la poursuivrai au-delà du cap Horn, autour du maelström de Norvège et des flammes de l'enfer avant de renoncer à elle.
Çırpı gibi bacaklarınla ortalıkta dolaşıyorsun, Sürekli yanlış yapmanın, hep yanlışı seçmenin ölümcül ağırlığı altında eziliyor, daha mücadele etmeye bile başlamadan pes etmek zorunda kalıyorsun.
Tu te déplaces comme un oiseau, apeurée et vulnérable, et tu as le chic pour faire le mauvais choix, et tu baisses tout de suite les bras.
- Bir elde pes etti.
- Une partie et elle se dégonfle.
Yaşlı Fırtına onu üstünden 5-10 kez attı. Sayısını tam olarak bilmiyorum. Ve o, pes etmedi.
Vieux Tonnerre l'a vidé cinq fois, dix fois, je ne sais pas combien de fois, et il n'a pas abandonné.
Ama Yaşlı Fırtına pes etti, ve sonra da böyle gitmeye başladı. Yaşlı bir eşek gibi, bilirsiniz işte.
Mais Vieux Tonnerre a abandonné, et puis il marchait comme ça, comme un loco burro.
Hayatımı bu kasabaya adadım ve pes etmiyeceğim.
J'y ai dévoué ma vie et j'ai l'intention de continuer.
Pes et.
Arrête.
- Ve pes etmekten hoşlanmazlar.
- Et ils n'aiment pas abandonner.
Kendimi bu tür bir hayata adadığımı ve pes etmeyeceğimi biliyorsunuz.
Vous savez que je me suis engagé dans ce mode de vie et je n'y renoncerai pas.
Karmakarışık formüller çıkıyor, ama bunları ancak Solaris açıklayabilir. O da henüz pes etmedi.
De vagues formules apparaissent, mais il faut que Solaris les explique et il ne cède pas.
Pes et, Diabolik.
Diabolik, abandonnez.
Ama zihninde asla pes etmiyorsun.
Tu étais coréen et si pauvre.
Pes et dedim sana.
Tu me Ie rends tout de suite.
Atı bataklığa saplanmış, hayvan hemen pes etmiş.
Son cheval s'est enlisé dans un champ et ces brutes l'ont juste achevé.
Dünya ağır geldiğinde asla pes etme.
Et quand le monde s'alourdit Il ne faut pas pleurer
Oyuncularımın çok çalışmasını ve asla pes etmemesini isterim.
Je demande à mes joueurs de trimer et de jamais lâcher.
Ve sonra pes ettim. Onu sevmeyi bıraktım.
et j'ai mis fin à mon amour pour lui.
Pes et!
Renonce!
O zaman pes etmemiştik... yemin olsun ki, bugün de pes etmeyeceğiz!
Nous avons tenu bon... Et, saperlipopette, nous n'allons pas nous soumettre à présent!
Hatırlayın, pes edip her şeyi bırakarak dönecektim ama siz bana güç vermiştiniz.
Tu te souviens quand je voulais tout laisser tomber et que tu m'as encouragé?
Bu işe girdin bir kere, artık pes edemezsin, anladın mı?
Ouvre tes oreilles, tu marches avec nous, et tu restes. Pigé?
Sanırım çoğu zaman olay falan çıkmasın diye pes ediyordum...
Je crois que j'ai souvent cédé pour éviter des scènes, des contrariétés et...
Ayrıca peş parasız da olurlar!
Et pas d'argent.
Randolph, çocuk bunları nereden öğreniyor ki? Pes ediyorum Bertha. Hayatım boyunca kumar oynamadım.
Je n'ai jamais joué et je ne me suis jamais compromis avec une autre fille avant toi.
Kazanıp üretmeye, pes edip vazgeçmeye değil.
De réussir et de produire, pas de capituler et de renoncer.
Pes edeceğimi, peşinden gideceğimi sanıyor.
S'Il croit que je vais céder, et lui courir après. Il se trompe.
Ardından kızlar da peş peşe gelir.
Et les filles se bousculeront.
Tamam, pes ediyorum.
Je me retire, Doris et te souhaite du bonheur
Pes et artık, kim olduğunu söyle.
Admettez donc que vous êtes Robie!
Herkes böyle sanıp ve pes eder. Bu da onların yanına kar kalır.
C'est pour ça que personne n'agit, et qu'ils sont si puissants.
Bu peş peşe başının ağrıdığı üçüncü akşam ve eve erkenden dönmek zorunda kalıyoruz.
C'est le troisième soir que vous avez mal à la tête - et que nous devons rentrer tôt.
- Sen de mi pes ediyorsun?
- Et vous?
Pes olsun.
Et merde.
Ve Jim Howie'nin adamları pes ediyor.
Et la bande de Jim Howie va baisser les bras.
Sonra ne zaman pes edeceklerini görmek için diğer sporcuları... izlemeye başlarsın.
Et on sait quand ils vont lâcher à leur tour.
Peş peşe iki kere ateş etmek istediğinizde horozu çekin kurma horozlu ilk atışı yapın ve tekrar edin
Pour tirer deux coups à la suite, armez, tirez, et armez à nouveau.
İkinizin de canı cehenneme! Sen de mi pes ediyorsun?
- De la poussière et la bouche sêche.
Yola çıkmadan 2 saat önce adamı, peş para etmez cadaloz bir kadınla el ele buluyorum.
Et 2 heures avant le départ, Je le trouve avec une certaine sorcière, Qu'il tient la main,
Sonraki gün onun kalbi pes ediyor... ve onu morga kaldırıyorlar!
On lui coupe la jambe, mais trop tard : le coeur lâche. Et le lendemain, on le jette à la fosse commune.
Herkesin belirtildiği sırayla peş peşe bana gelmelerini istiyorum, tabii prenses hariç, büyük bir hanım olması ve yaşından ötürü, onunla kendim gidip konuşurum.
Dites aux voyageurs de venir ici un à un dans l'ordre indiqué sauf la princesse, une grande dame et encore plus âgée qu'elle consent à le paraître.
Sana asıldı sanırım, sen de pes ettin.
Je suppose qu'il t'a harcelée et que tu as cédé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]