English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Polisler

Polisler Çeviri Fransızca

8,315 parallel translation
Konuştuğumuz gibi, onları polisler için kullanmayacağız.
Ce n'est pas pour les flics, comme on en a parlé.
- Polisler?
- Des flics?
Siz polisler. Gizlilikten haberin yok mu?
Ton affaire a déjà une semaine et tu n'as toujours pas rempli de rapport.
Polisler için büyük bir zafer ha?
Belle victoire pour le police, non?
Jerome ile birlikte iki saat yukarıdaydık ve polisler bizi görmezden gelmekte ustalaştı.
Jérôme et moi étions en haut pendant les deux dernières heures en train de nous faire totalement ignorer par les flics.
Polisler geliyor!
Les flics arrivent.
Polisler gelmediğinde, beni sattığınızı anladım. Beni sattığınız kişi Mason Verger miydi?
La police n'est pas venue, il est clair que vous m'avez dénoncé.
- Polisler geliyor.
- La cavalerie arrive.
Polisler onu bulduğunda çoktan ölmüş.
Il était mort quand les policiers l'ont trouvé.
Yaşımdan büyük biriyle lise hayatımı harcadığım için pişmanım. Mona'nın evinde polisler arama yapıyormuş. Toby bıçak bulmuş.
Toby faisait une fouille chez Mona, et a trouvé un couteau ensanglanté.
Varilde ne olduğunu bırakalım polisler bulsun.
Laissons la police découvrir ce qu'il y a dans le baril
Çünkü sen 14 yaþýndasýn. Suçlu tipi var sende. Polisler bir kilometre öteden anlar.
Parce que t'as 14 ans, tu ressembles à un criminel, les flics peuvent te repérer à 1 kilomètre.
Ledo Amarillo diye bir adam birkaç ay önce polisler onun işini bitirdi.
Un mec, Ledo Amarillo, s'est fait fusillé par les flics il y a quelques mois.
Polisler nerede o halde?
Où est la polizia?
Polisler geliyor.
Les flics arrivent.
Polisler geliyor.
Les flics sont en route.
Polisler nerede?
Où sont les flics?
- Hayır! - Polisler nerede?
Où sont les flics?
Polisler gelecek. Araziyi temizleyin.
Il va y avoir des flics, nettoyer le bâtiment.
- Polisler geldi mi?
Les flics sont là?
- Polisler neden dışarıda?
- Pourquoi les policiers sont dehors?
Nereye gidiyorsun? Polisler bunu çözene kadar Dave'de kalacağım.
Je vais rester avec Dave jusqu'a ce que la police mette ça au clair.
Ya da, koşullar göz önüne alındığında, polisler intihar ettiğini düşünebilir.
Ou, vu les circonstances, les flics penseront à un suicide.
Polisler geldi. Uyuşturucuyu nereden aldığımı sordular.
Les flics sont venus.
Polisler aletleri kesilen mankafalarla, silah yaralarıyla uğraşıyor.
Les flics d'ici ont affaire à des imbéciles sans couillles et à des blessures de balles.
Ali'nin Mona'yı öldürdüğünü kanıtlarsak iki cinayetin bağlantılı olduğunu, birinin diğerini tetiklediğini ve masum olduğunu polisler öğrenir.
Donc si nous pouvons prouver que Ali a tué Mona, la police réalisera que ces deux crimes sont connectés. que un a motivé l'autre, que tu es innocente.
Ali'nin bagajında polisler Mona'nın DNA'sını buldu.
La police a trouvé des traces de l'ADN de Mona dans le coffre d'Ali.
Diyelim ki polisler Mona'nın evine bir daha bakacaklar.
Disons que les flics devaient faire du ménage chez Mona.
- Ne olursa olsun, polisler komplo kurdu.
Les flics l'ont piégé de toute façon.
Bir bakmışsınız, polisler beceriksiz ahmaklar diyorlar bir bakmışsınız, becerikli komplocu oluyorlar.
Disant, à un moment, que les agents de police sont des idiots empotés, et le suivant, disant qu'ils sont d'astucieux conspirateurs.
- İyi olanlardan. Neyle uğraştığımızı bilen polisler bu odadakilerden ibaret olduğu için... yardımına ihtiyacımız olacak.
Et depuis le seul flic qui sait à quoi nous avons affaire est dans cette pièce, nous avons besoin de ton aide.
Shaw, polisler evine adam yerleştirdi.
Shaw, les flics surveillent ta maison.
Polisler geldiğinde kaçtık.
On s'est tiré quand les flics ont débarqué.
Ama bu kasetin hiçbir yerinde polisler Lila'nın boğulduğunu söylemiyorlar.
Mais sur l'enregistrement, jamais les enquêteurs ne mentionnent que Lila s'est faite étrangler
Ve polisler Rebecca'ya, Lila'nın boğazlandığını itirafından önce de söylemiş olabilirler.
Les enquêteurs auraient pu dire à Rebecca que Lila a été étranglée avant de commencer à enregistrer ses aveux.
Bu sabah sigaraya çıkan polisler bulmuş adamı.
Des costards l'ont trouvé ce matin.
Polisler evini aradı, hiçbir şey çıkmamış.
C'est quand les voisins ont dit qu'il a déménagé.
Maroni önce içki almamızı engelliyor, şimdi de polisler mi çıktı başımıza?
D'abord, Maroni bloque l'alcool, et maintenant les flics?
- Evet, polisler orada.
Ouais. Les flics sont là.
Bu iş bitene kadar kızını polisler koruyacak.
On va faire surveiller ta fille jusqu'à ce que ça soit fini.
Ama polisler her gittiğinde ev bomboşmuş.
Mais à chaque fois que la police arrivait, la maison était vide.
Polisler gelince de saklandım.
J'étais loin. Je me suis caché, après.
- Polisler, bardan çıktığını söylüyor.
Les flics disent qu'il sortait d'un bar.
Peki ya vurulan polisler?
Et les flics qui ont été tués?
Dürüst polisler genelde kafaya mermiyi yiyor.
Les flics honnêtes sont souvent ceux qui se font tirer dessus.
Yozlaşma, bombalamalar, vurulan polisler...
La corruption, les attentats, les flics tués...
Polisler, avukatlar, yargıçlar var hatta bildiğim bir senatör de var.
Il y a des flics, des avocats, des juges. Et au moins un sénateur à ma connaissance.
Polisler yaptı.
C'était des flics.
- Polisler nerede?
Où sont les flics?
Siktirin polisler!
Prends ça, sale flic.
Tüm polisler onun.
Les flics sont à lui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]