English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sana ne olacak

Sana ne olacak Çeviri Fransızca

533 parallel translation
Benim küçük Margot'm, ben öldükten sonra, sana ne olacak diye daha fazla korkmana gerek yok.
Ma petite Margot, qui n'a plus à s'inquiéter de son sort après ma mort.
Zavallı küçük evim, şimdi sana ne olacak?
C'est terminé.
Marty evlenirse sana ne olacak, ha?
Que feras-tu si Marty se marie?
Sana ne olacak, Hanae? Kocan ve çocuğuna bakabilecek misin?
Hanaé... comment feras-tu vivre ton bébé et ton mari malade?
Burada kalırsan, sana ne olacak?
Crois-tu que tu puisses vivre comme cela?
Sana ne olacak?
Et pour toi?
Sana ne olacak?
Que va-t-il vous arriver?
Ne bileyim ben sana ne olacak?
Est-ce que je sais?
Sana ne olacak?
Que va-t-il advenir de vous?
Sana ne olacak?
Qu'adviendra-t-il de vous?
Ya sonra, sana ne olacak?
Alors, que vous arrivera-t-il?
Sana ne olacak?
Qu'est-ce que tu vas devenir?
Sana ne olacak, Kaliya?
Qu'est-ce qui t'attend, Kalia?
Sana engel olacak halim yok.
Je ne t'en empêcherai pas.
- Sana ne olacak?
Ça ne fait rien.
Şimdi sana ne desem aptalca olacak.
Tout ce que je pourrais te dire maintenant semblerait idiot.
- Burada bizimle kalıyorsun. Ve Dr. Mason seni biraz düşünüyorsa belki bize yardım eder. Çünkü bize ne olacaksa sana da aynısı olacak.
- Vous restez avec nous et si le Dr Mason tient à vous, il nous aidera peut-être, car tout ce qui nous arrive vous arrivera aussi.
Onları uyardım. Şarkı söyletmezlerse sana, ölüm ve yıkım olacak dedim.
J'avais promis mort et destruction s'ils ne vous laissaient pas chanter.
Frankestein sana ebedi ömrü, zamanın yok edemeyeceği gücü, ölümsüzlüğün sırrını verdi ve yakında bu benim olacak.
Frankenstein t'a donné la vie éternelle... un pouvoir que le temps ne peut pas détruire... le secret de l'immortalité qui sera bientôt le mien.
- Sana evlilik teklif etmeye. - Ya karın ne olacak?
- Pour te demander de m'épouser.
Sana bir şey diyeyim mi? Eğer kalırsan yapılacak bir sürü iş olacak, çünkü burası için düşündüğüm fikirler var.
Bon, si tu restes... n'oublie pas que le travail ne manque pas par ici.
Gerçekten ne istediğinden emin olana kadar... sana yardım etmek zor olacak.
Il va falloir vous décider Si vous voulez que je vous aide.
Ben işteyken sana ve çocuklara ne olacak?
Et toi et les gosses, quand je serai au travail?
Ben sadece Garry ne tasarladıysa Riling'i bulamadığını umarım... -... yoksa sana pahalıya mal olacak.
Si Riling a vent de la manoeuvre, ça va chauffer.
Yemek yememenin sana ne yararı olacak?
- Je n'en veux pas. - Ça t'avance à quoi, hein?
Bugünlerde rokete ihtiyaçları olacak ama hükümet buna hazır değil ve işi emredecekler... sana, özel endüstriye dönecekler.
Le jour ou ils auront besoin d'une fusée Ils ne seront pas prêt pour ce travail, et se tourneront vers toi, l'industrie privée, pour la faire.
Onun ne faydası olacak ki sana?
Qu'attends-tu de lui?
- Tabii, ama sana ne yararı olacak ki? - Rawlins'i bulmamın tek yolu bu.
Pourquoi?
Bir ödlek olmak ne demektir bilmiyorsun. Gerçek bir ödlek... Bilmen için, bir gün öyle bir şey olacak ki sana öyle olmadığını kanıtlayacağını ummalısın.
De savoir que t'en es un mais d'espérer prouver le contraire sans pour autant y croire.
Vashtar, sen bana veya halkımıza hiç bahsetmedin ama bilmeliyiz... Sana ve Senta'ya ne olacak?
Tu ne nous as jamais dit, et nous voulons le savoir, comment Senta et toi...
Ne olacak biliyor musun? Sana aşık olacağım.
Vous savez... je vais tomber amoureuse de vous.
Hayır, bunu daha önce hiç yapmadım. Sana söyleyeyim, bir daha ki sefere meşru olacak.
Je ne l'ai encore jamais fait et la prochaine fois... l'affaire sera dite.
O sana hayat boyu sahip olacak.
Oh, Jim, ne pars pas demain. Elle va t'avoir toute la vie.
Sana tek getireceği acı olacak.
Elle ne nous causera que du chagrin.
Atina'daki en iyi terzilerle anlaştım. Sana öyle bir gelinlik dikecekler ki, ne doğu da, ne de batıda eşi benzeri görülmemiş olacak.
J'ai engagé les meilleurs tailleurs d'Athènes pour te faire une robe comme on n'en a jamais vue en Orient ni en Occident.
Sana bunu şimdi söylüyorum ama 4 ya da 6 hafta sonra olacak.
.. mais ça pourrait ne pas se faire avant 6 mois.
Sıra sana geldiğinde ne olacak bakalım.
J'aimerais t'y voir.
Bütün hücre sana ait olacak ve hiçbir vatandasimiz seni rahatsiz edemeyecek.
Vous avez toute la place pour vous... et aucun de nos citoyens ne viendra vous ennuyer.
Sana itiraf ediyor, Bende çok korku var benimle ne olacak için.
J'avoue que je suis très peur de ce qui va m'arriver.
Bu durumda ne olacak sana?
Et tu vois le résultat.
Tamam! Sana verilecek ceza ise sürgün değil, ölüm olacak!
Ta sentence ne sera pas l'exil, mais la mort.
Evet belki iyi olacak.Sana yardım etmek istiyorum, ama hiç şans vermiyorsun
Peut-être. Je voudrais t'aider, mais je ne peux pas courir de risques.
Sana buradan nasıl çıkacağını gösterirsem, bize ne olacak?
Si je vous dis comment sortir, qu'arrivera-t-il?
Ama bu özel yetkilerin, Diabolik'e ulaşmanda sana ne yardımı olacak, orasını bilmiyorum.
Mais comment ces pouvoirs spéciaux vont vous aider à mettre les mains sur Diabolik je ne sais pas.
Sana ne faydası olacak?
Mais à quoi bon?
Mongo'nun sana olan güveni ne olacak?
Et ta mission pour Mongo?
Seni bir daha görmemem halinde ki galiba öyle olacak, sana iyi şanslar.
Comme probablement, je ne te reverrais pas,... bonne chance et bonne route! Mmh... Mmh
... bir askerle evlenmeye karar veriyorsun... ya birlik askerleri tarafından yakalanacak olursa ne olacak... sana nasıl sahip çıkıp, koruyabilecek?
Si vous rencontrez des troupes, il ne pourra pas vous protéger.
O zaman ne olacak sana?
Que vous arrivera-t-il?
Bir haftasonu burada başka bir şey olacak demedim mi sana?
Je ne t'avais pas dit que notre week-end ici serait quelque chose?
Benim bilmek istediğim şu, sana hiçbir şey bırakmadığımda durumun ne olacak?
Je veux savoir ce que tu vaux sans mon héritage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]