Söylemeyin Çeviri Fransızca
1,615 parallel translation
- Söylemeyin.
- N'en dites pas plus!
"Sakın Scotty'ye söylemeyin, Scotty'nin haberi yok"
Pas un mot à Scotty Scotty ne le sait pas
Oh, hayır, lütfen, kimseye söylemeyin.
- Je vous en prie, ne dites rien.
Kendinize yalan söylemeyin.
Ne vous mentez pas.
Birleşmiş Milletler hükümetinin ona bakmam için bana bir şans vermeyeceğini söylemeyin.
Ne me dites pas que État m'empêcherait de m'occuper d'elle.
Lütfen efendim, böyle söylemeyin.
Non, je vous supplie, M. le Directeur, ne me dites pas le roi de quoi.
Yataklara gidin ve diğerlerine bir şey söylemeyin.
Va au lit et ne dis rien aux autres.
- Kimseye söylemeyin, tamam mı?
- N'en parlez à personne, d'accord?
- Bize yalan söylemeyin!
- Ne nous mens pas!
Başka bir şey söylemeyin.
Et surtout, rien d'autre.
Ve bana bunun Amerikanlaşma olduğunu söylemeyin.
Et je ne veux pas entendre que c'est de l'américanisation.
Fakir olduklarından böyle giyindiklerini söylemeyin.
Vous allez me dire qu'ils sont pauvres.
- Bunu söylemeyin.
- Ne répète jamais ça.
Doğru olmasa da bunu söylemeyin.
Sors pas un truc comme ça si c'est pas vrai.
Şimdide bana o ikisinin kaçtığını söylemeyin!
Ne me dites pas que maintenant ces deux-là sont partis?
Bana babasına benzemediğini söylemeyin.
Ne me dis pas qu'il ne ressemble pas à son père!
onu benim öldürdüğümü söylemeyin.
N'allez pas dire que je l'ai tué.
- Benim içeriye aldığımı söylemeyin ona. - Tamam, merak etmeyin.
- Ne lui dites pas que c'est moi.
- Pekâlâ. Tüm iddiaları dinlemeden sizi zan altında bırakacak hiçbir şey söylemeyin.
- En attendant qu'on ait tous les faits, ne dites rien qui pourrait vous incriminer.
Bunu söylemeyin lütfen.
Ne le dites pas.
Yürüttüğümü söylemeyin, tamam mı?
Vous ne le direz à personne, d'accord?
Cesedi hiç tanımadığımız biriyle gönderdiğimizi söylemeyin sakın.
Me dites pas qu'on a laissé le corps à un inconnu. Alexx, on a laissé le corps...
Biliyor musunuz, bana söylemeyin.
Vous savez quoi? Ne me le dites pas.
Emin olana kadar bunu kimseye söylemeyin Scotty.
Ne l'ébruitons pas avant d'en être sûr, Scotty.
Lütfen bu konuştuklarımızı ona söylemeyin.
Ca doit être lui.
Tamam. Harika bir hafta sonu geçirdim. Ama sakın Bayan Melanie'ye söylemeyin.
J'ai passé un excellent week-end mais Mme Melani ne doit pas l'apprendre.
Kimseye söylemeyin. Ticari ün söz konusu olduğunda gizlilik iyidir.
Et gardez cela pour vous, mieux vaut être discret pour votre boutique.
- Söylemeyin.
- À l'étranger, je parie.
Yanlış yönlendirildiğinizi söylemeyin.
J'espère que c'est pour de bonnes raisons.
Doktor, bana... Bandura ve Kelly'nin kavramsal tasavvur teorilerini umursadığınızı söylemeyin.
Docteur, ne me dites pas que vous considérez... les théories d'idéation cognitive de Bandura et Kelly.
Kimseye söylemeyin.
Ne le dites à personne.
Ve sadece söylemeyin.
Et ne dites pas seulement les mots.
Sakın benim hatam olduğunu söylemeyin.
N'essayez pas de me faire croire que c'est de ma faute.
Öyleyse ona söylemeyin. Umursayacağı da yok.
Alors ne lui dis pas, elle s'en fiche.
Kimseye söylemeyin. Büyütülecek bir şey değil.
Ne le dites à personne, je veux pas en faire tout un plat.
Lütfen Ryan'a hiçbir şey söylemeyin.
Ne dites à rien à Ryan, s'il vous plaît.
Küçük bir parti istiyoruz. Kimseye söylemeyin.
On tient à ce que ce soit une petite fête, évitez d'en parler.
Lütfen kimseye söylemeyin.
S'il vous plait ne le dite à personne.
Tutuklandığımı çocuklarıma söylemeyin.
Ne dites pas à mes enfants que je vais allé en prison!
Clark'ın kör olduğunu öğrenince bir gazeteci olarak iç güdülerinizi uyandırmadığını söylemeyin sakın.
Dites-moi que vous n'avez pas été intéressée par le fait que Clark soit devenu aveugle.
Ama bunu kimseye söylemeyin.
Mais ne le répète à personne.
Burayla kapı arasında bir şey olursa, lütfen bana söylemeyin. - Ruth?
On n'était plus que deux quand ils ont parachuté un candidat tardif.
"lütfen ayvalarımı gördüğünüzü kimseye söylemeyin"?
"S'il vous plaît, ne dites à personne que vous avez vu mes seins"?
Lütfen Eyalet Kayıtlarına dönmem gerektiğini söylemeyin.
S'il vous plaît, ne me dites pas que je dois y retourner
- Sizi benim görderdiğimi söylemeyin. - Söylemeyiz.
- Ne lui dites pas que je vous envoie.
Bana tesisatçılık yaptığınızı söylemeyin.
Et ne dites pas de la plomberie.
Bunu beyaz adama söylemeyin.
Ne le dites pas aux hommes blancs.
Yalan söylemeyin.
Ne mentez pas.
Sakın söylemeyin. Siz bayan Boone olmalısınız.
Je parie que vous êtes Miss Boone.
Sakın... kimseye söylemeyin.
Ne dites rien à personne.
Oh, hayır, yapmayın, bana söylemeyin.
Non, non, non.
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39