Söyleyebilirim Çeviri Fransızca
7,440 parallel translation
Size şunları söyleyebilirim.
Voici les infos que j'ai.
Kara kaşı, kara gözü için olmadı ; onu söyleyebilirim.
ça c'est sûr.
# O kadar açım ki yalan söyleyebilirim sen sözlerimi aldın, ben de senin şarabını #
J'ai tellement faim, sans blaguer Je vous ai pris au mot, pris votre vin
Biliyor musunuz, ben de şarkı söyleyebilirim.
Tu sais, j'étais connu pour chanter un peu.
Willie'nin Teksas'a dönmesinin hayatımı değiştirdiğini söyleyebilirim.
Willie revenant au Texas une sorte de changement de vie. Je ne voulais probablement pas,...
James Brown'dan etkilendiğimi söyleyebilirim. Onun çığlıklarından.
Je dois dire que j'ai été influencé par... eh bien, James Brown, tu vois.
Bir hayli New Orleanslı olduğumu söyleyebilirim.
J'ai grandi dans un endroit appelé Gert Town, juste ici, en ville.
Bir patron molası hak ettiğimizi söyleyebilirim.
Les patrons méritent une pause.
Evet ve sana ne istediğini söyleyebilirim.
Oui et je peux vous dire exactement ce qu'elle veut.
Biraz korktuğumu söyleyebilirim ama seni indirebileceğimi düşünüyorum.
Je me sens un peu menacé mais je pense que je peux gérer.
Ama antivirallerin etkisini göstermeye başladığını söyleyebilirim.
Mais je vous met sous antibiotiques, ça semble efficace pour combattre les symptômes.
Peki, iyi haber, daha iyi hissetmeye başladığını söyleyebilirim.
Hé bien, la bonne nouvelle, c'est que vous commencez à aller mieux.
Oldukça iyi göründüğünü söyleyebilirim.
Je dirais que tout va bien.
Ne olduğuyla ilgili net bir görüşümüz yok ama antivirallerin etkisini göstermeye başladığını söyleyebilirim.
On ne sait pas vraiment ce à quoi on fait face. Mais je vous met sous antibiotiques, ça semble efficace pour combattre les symptômes.
Peki, iyi haber... daha iyi hissetmeye başladığını söyleyebilirim.
Hé bien, la bonne nouvelle, c'est que vous commencez à aller mieux.
Ama sen iyi bir insansın Dr. McAndrew, bunu söyleyebilirim.
Mais vous êtes une bonne personne, Dr McAndrew, je peux le dire.
.. tek yolu olduğunu söyleyebilirim.
pour que la musique pénètre en vous jusque dans vos os.
Bunu nasıl kibarca söyleyebilirim?
Comment dire ça gentiment?
Boncuklara karşı ilgisini bilemem ama, başka kızları sevmediğini söyleyebilirim.
Et même si je ne peux pas parler de sa passion pour les perles, je sais qu'elle n'a jamais apprécié les autres filles.
Ona sizin iyi ebeveynler olacağınızı söyleyebilirim. Ve biliyorum çünkü ben iyi anne.
Et je le sais parce que je suis une bonne mère.
Maktulün vücudunda enjeksiyon izi veya deri yoluyla alındığını gösteren bir belirti olmadığı için kesinlikle sindirim yoluyla aldığını söyleyebilirim.
En raison de l'absence de trace d'injection sur le corps de la victime et aucune indication que ça a été absorbé par la peau, Je peux dire avec certitude qu'il a été ingéré.
Üniversiteye gittiğinde bana olan ilgisinin azaldığını söyleyebilirim.
Après qu'il soit parti pour la Fac Je pouvais dire qu'il perdait de l'interêt.
Aegina'nın sınırlarınızı garanti ederek, düşmanlarınızı yenmesi, hazinenizi doldurması tüm bunların ne kadar akıllıca bir birleşme olduğunu söyleyebilirim.
Je pourrais vous dire quelle sage décision ce serait, comment Egine garantirait nos frontières, vaincrait vos ennemis, remplirait votre trésor.
Şunu söyleyebilirim ki evlat, genetik çok acımasız olabiliyor.
Je te le dis, mon gars, la génétique, c'est vraiment cruel.
İsim vermeyeceğim ama Tony olduğunu söyleyebilirim.
Je ne citerai pas de nom, mais c'était Tony.
Fakat yaklaşık ölüm saatinin dün gece ile bu sabah arasında olduğunu söyleyebilirim.
Mais j'estime l'heure de la mort à tard hier soir ou tôt ce matin.
Aslında kunduzdan pek hoşlanmadığımı söyleyebilirim.
Je suis sûr que je n'aime pas le castor, en fait.
Bir ışık olduğunu söyleyebilirim.
Je dirais... C'était... Une lumière.
Dur! Nate'in diğer evinin yerini söyleyebilirim!
Je peux vous dire où il se planque!
Bu geceki ev sahibinden çıtır. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Plus séduisante que notre hôtesse.
Size söyleyebilirim ki, eskiden...
Tout ce que je peux vous dire, c'est... c'est qu'il était...
Ailemin tüm aileler gibi karmaşık olduğunu söyleyebilirim.
Je suppose qu'on peux dire que ma famille est compliquée comme le sont la plupart.
Şunu söyleyebilirim sadece. Tamamen açılmış bir cinayet soruşturması... - Cinayet mi?
Tout ce que je peux dire, c'est que maintenant, c'est une enquête pour meurtre.
Böylece Kit ve Ella evlendiler ve size iyilik perisi olarak söyleyebilirim ki krallığın gördüğü en adil ve en iyi kalpli hükümdarları oldular.
Kit et Ella se marièrent, et je peux vous dire, en tant que bonne fée, qu'ils furent les souverains les plus bienveillants que le royaume ait jamais connu.
Aslında kendimi biraz gergin hissediyorum, çünkü salak bir şey söyleyebilirim gibi hissediyorum, ve hiç bilmiyorum ne zaman- -
Mais je suis un peu stressée, j'ai peur de dire un truc idiot - et je ne sais pas... - Arrête, chérie.
Marzin konusunda ne durumda olduğumuzu söyleyebilirim istersen.
Je peux te dire où on en est avec Marzin, si tu veux.
- Hayır, "yalan söyleyebilirim" demek bu. - Ama...
Non, tu n'expliques pas, tu mens.
Zor bir doğum olduğunu söyleyebilirim.
Et bien, je dois que dire que c'était une naissance difficile.
Araştırmalara göre konuşacak olursak yaygın bir psikolojik fenomen olduğunu söyleyebilirim.
- Eh bien, basé sur la recherche... je les classerais en tant que phénomènes psychiatriques reconnaissables.
Apple'ın ihtiyaç sahibi okullara bağış yaptığını gururla söyleyebilirim, - ve aynısını Mac'le daha da fazla yapacağız...
Apple donne des ordinateurs aux écoles sous-financées, et il fera de même avec le Mac...
Tamam, 10 dakikada bin kez falan söyleyebilirim.
Je peux le dire mille fois en dix minutes.
- Bunun harika bir hikâye olduğunu söyleyebilirim.
Je sens que ça va être une histoire passionnante.
Ama yalnızca problemin ne olduğunu sana söyleyebilirim
Vous voyez, même si ma sœur n'y voit pas d'inconvénient ça ne signifie pas qu'il n'y pas de problème.
Kesinlikle iyi olduğunu söyleyebilirim.
Vous êtes certainement bonne dans ce que vous faites.
Bebek olduğu için konuşamayabilirdi ama çok iyi biriydi ve beni çok sevdiğini söyleyebilirim.
Il ne pouvais pas parler, car c'était juste un bébé. Mais il était doux. Et je l'ai aimé.
Yale'de ekonomi eğitimi aldım. New York Times'ın ön sayfasını 5 dakikada ezberleyip sana 5 hafta boyunca ezberden söyleyebilirim.
Je pourrais mémoriser la première page du New York Times en cinq minutes et la régurgiter dans cinq semaines.
Koltuklarımın kabardığını söyleyebilirim.
Je dois dire, que j'apprécie la flatterie.
Şu anda seninle daha önce hiç karşılaşmadığımı bile söyleyebilirim.
Je peux soutenir que je t'avais jamais vu avant.
- Gitmelerini söyleyebilirim.
Je peux leur dire de partir.
Kesinlikle söyleyebilirim.
Je peux le dire.
Bunu söyleyebilirim.
Je sens que non.
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söylediğim gibi 241
söyleyin bana 123
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söylediğim gibi 241
söyleyin bana 123
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39