Sıcak su Çeviri Fransızca
1,113 parallel translation
Sıcak su...
De l'eau chaude...
- Bol sıcak su ve viski.
- Beaucoup d'eau chaude et de whisky.
Temiz bir bandaj getirin. Biraz sıcak su hazırla, lütfen.
Prépare des bandes et de l'eau chaude.
- Bol sıcak su.
- Beaucoup d'eau chaude.
Ve ölü tavuk kokan sıcak su.
Eau chaude sentir poulet mort. - Pas bon.
Hanımefendi sıcak su mu bekliyor?
Mademoiselle veut de l'au chaude?
Keselim artık. Baba, sıcak su bitti. Sana biraz ısıtayım.
Allons, viens prendre un bain, je vais te le préparer.
Gaz, sıcak su.
gaz, eau courante...
Belki biraz sıcak su istersin. Ben...
Un peu d'eau chaude?
Sıcak su torbasını dolduruyor.
Elle remplit sa bouillotte.
Odamda sıcak su yok.
Pourquoi pas eau chaude dans ma chambre?
Çabuk, Teğmen Franz'a sıcak su.
Vite, de l'eau chaude pour le Lt. Franz.
- Sıcak su borusu gibi patlamak mı?
- Se mettre en pétard? - Qu'est-ce qui vous prend?
Vassiliev, hemen iki kova sıcak su getir.
Vassiliev? Deux seaux d'eau chaude, tu m'apportes ça ici.
Sıcak su.
Eau chaude.
- Neden geldi? - Yatak için sıcak su torbası istemiştim. - Ne?
J'ai commandé une bassinoire.
Genellikle, bir fincan sıcak su ve çay poşetiyle.
En sachet, dans de l'eau bouillante.
Ama yatağımız uzun süre bir sıcak su şişesine sarılıp yatmak için çok büyük ve çok soğuk.
Mais c'est un grand lit, difficile à chauffer seul.
Ve sıcak su da yok. Şu deniz rüzgarıda cabası. Yatmadan önce sıkı giyinsem iyi olacak.
Quant à l'air vivifiant, inutile d'aller sur la plage pour le sentir.
Hepsine sıcak su torbası verelim.
On va leur donner une bouillotte.
Bit tozu ve sıcak su mu?
De l'anti-poux et de l'eau chaude?
Biraz daha sıcak su dökeyim mi?
Vous versez encore de l'eau chaude?
Bana bak, Moğol maymunu burada hasta bir kadın var. Bana çantamı bulmanız lazım, sıcak su...
Espèce de grand singe, j'ai besoin de ma trousse.
Sıcak su iyi gelir.
L'eau chaude te fait du bien.
Sıcak su! Sıcak su!
De l'eau chaude!
Bir desilitre yağ ve radyatör için su sıcak su elbette, çünkü motor -
Un décilitre d'huile et de l'eau dans le radiateur... qui est chaud naturellement, car le moteur est...
Biraz sıcak su veya çay alabilir miyim, lütfen?
Du thé, s'il vous plaît.
Bana sıcak su getirebilir misiniz?
Et vous m'apporteriez un peu d'eau chaude?
Biraz daha sıcak su ister misin?
Du thé?
Biraz sıcak su alabilirim.
Rien que de l'eau chaude...
Sıcak su ısıtması, güvenli camlar, havalandırma kutusu.
Elle a chauffage, glaces sécurit, starter automatique...
Bir dahakine, eğer sen unutursan Maurice'ye söyle de bize tercihen halılı ve sıcak su olarak bundan daha iyisi olan bir oda ayarlasın.
La prochaine fois, dis à Maurice de nous retenir une chambre, si tu n'es pas capable d'y penser. Sans bruit de plomberie...
Biraz da sıcak su.
Et de l'eau chaude.
Sargı bezi ve sıcak su.
Voici l'eau chaude et le pansement.
İşin bittiğinde, bir küvet sıcak su yeter bana. Aynen eskisi gibi olurum.
Quand vous aurez fini, j'aurai juste besoin d'un bain d'eau bouillante et je serai exactement comme avant.
Şu anda çok iyi durumda ama yazın biraz sıcak olabilir.
Bien exposée, mais c'est un peu chaud en cette saison.
Şu kocaman geminle uğraşmayı bırakıp yatmadan önce sıcak bir şeyler içebilirsin.
Oubliez votre grande barque et buvez.
Bu sabah su sıcak olsa iyi olur, yoksa o yöneticiyi bitiririm.
L'eau a intérêt à être chaude ou je vire le gérant.
Şu andan daha sıcak değildir, ne dersin?
Plus chaud que maintenant, tu penses?
Beni dinlemiş olsaydınız şu an sıcak bir ateşin başında hatunları düşlüyor olabilirdik.
Si tu m'avais écouté, on serait assis tranquillement prčs du feu.
Herkes şu an Berlin'in dünyanın en sıcak yeri olduğunu söylüyor.
Berlin est l'endroit branché... par excellence ces temps-ci.
Muhtemelen sahip olacağınız şu küçük, sıcak yuvayı düşünüyordur.
Il est probablement occupé à penser à la confortable petite maison que vous allez avoir.
Hayır. Şu sıcak iklim yüzünden, sadece.
Non, c'est à cause de la chaleur.
Şu anda bile sıcak.
C'est déjà le cas.
Şu güzel sıcak para şıngırtısını duymak ne hoştur.
Comme j'aime le tintement de l'argent qui rentre.
Sıcak su verin, mikrop kırıcı verin, iyot verin.
Apportez-moi de l'iode.
Su önce soğuk yada sıcak gelir ama bir süre sonra alışırsınız.
Après, vous vous sentez divinement bien.
Bu ne sıcak... Bir de şu velet.
Cette chaleur... et en plus ce môme!
Sıcak su!
De l'eau chaude!
Sıcak su getirin gençler!
Vite, de l'eau chaude!
Su sıcak.
L'eau est chaude.