Telefon et Çeviri Fransızca
3,969 parallel translation
Sen burada kal ve telefon etmemi bekle.
Reste là et attends mon coup de fil.
Telefon et ve söyle ona.
Donc prends le téléphone et dis lui.
Valinin telefon etmesinden nefret ettiğimi biliyorsunuz.
Et tu sais à quel point je déteste ça quand le Gouverneur appelle.
Ve uygulamayı bitirmeye yakın telefon açmaya karar verdiler.
Et ils furent à deux doigts de terminer une application qu'ils avaient décidé d'appeler
Ya telefon aramaları?
Et les appels téléphoniques?
Bütün telefon ve mektupları sayarsak iletişimimizin toplam saati.
C'est le nombre d'heures que nous avons passé à communiquer. en comptant les appels téléphoniques et les lettres.
Ve Bobby ile yaptığı tüm telefon görüşmeleri tek kullanımlık telefonlar.
Et toutes les conversations téléphoniques qu'elle a eu avec Bobby venaient d'un prépayé ;
Cevapsız 112 e-postam var. ... sonra da iki telefon konferansım olacak.
J'ai 112 mails en attente et deux appels à passer ce soir.
Benim telefon numaramı not et, lütfen.
Svp, prenez mon numéro.
Nerede olursan ol, bu telefon sayesinde birbirimizle konuşma imkanız olur.
Et peu importe où on sera.. .. on pourra communiquer grâce à cette montre.
- Shelby'den bir telefon gelebilir ve kendisini korumamız için bize şantaj yapabilir.
Peut-être que Shelby allait nous appeler, et nous faire chanter pour qu'on le protège.
Bilirsin, Afrika'da bir kelebek zürafanın burnuna konar zürafa hapşırır, bu bir ceylanı korkutur ceylan bir gergedana çarpar gergedan yanlışlıkla bir telefon kulübesine girer New York'u arar ve "O çanta için şu aptal Ron'u öldür" der.
Le papillon d'Afrique qui atterrit sur le nez d'une girafe elle éternue, ce qui fait peur à la gazelle la gazelle fonce dans le rhinocéros et le rhinocéros charge une cabine téléphonique appelle New York et dit, "va tuer l'épais de Ron, je te donne une valise."
Tamam, dinleyin, Ivanna'nın ev adresine ve telefon numarasına ihtiyacım var.
Okay, écoutez, Je vais voir besoin de l'adresse et du numéro de téléphone d'Ivanna.
- Evet, Pennsylvania ile 11. caddenin köşesindeki telefon kulübesinden arıyormuşum gibi göster.
Oui, mettez-moi en contact avec la cabine téléphonique sur Pennsylvania et la 11ème.
Dinleme istasyonu Mesken'den biri ile Bethesda'daki bir telefon kulübesinden arayan biri arasında geçen bu konuşmayı tespit etti.
Le poste d'écoute vient d'intercepter cette conversation entre la Rézidentoura et quelqu'un dans une cabine téléphonique à Bethesda.
Ve, işte telefon bulma uygulaması böylece bir daha telefonunu kaybetmeyeceksin.
Et, oh, une appli pour retrouver ton téléphone pour que tu ne puisse plus le perdre.
Daniel ve Helen Crowley arasındaki bir telefon konuşmasını duydum.
J'ai surpris une converstion téléphonique entre Daniel et Helen Crowley.
Polise bir telefon ederim, onlar da geçmişini araştırır ve eminim... J. Petto birden J. "sübyancı" oluverir.
J'appelle les flics, ils font un contrôle de tes antécédents et je suis presque sûre que tu passeras de "J. Petto" à "J. Petto-phile".
Birkaç ofis kaltağı seni porno izleyip özel telefon görüşmeleri yaptığın için ispiyonlamış olabilir.
Certaines salopes du bureau ont pu moucharder sur toi à propos du porno sur ton bureau et des appels perso.
Niye ki? Birkaç ofis kaltağı seni porno izleyip özel telefon görüşmeleri yaptığın için ispiyonlamış olabilir.
Certaines commères du bureau ont peut-être pu se plaindre de vous à propos du porno sur votre ordi et des coup de fils perso.
Telefon numaram da yazıyor!
Et il y a mon numéro de téléphone.
Hadi, oku telefon mesajını.
Continue et lis ce message téléphonique.
Aylardır çocukları ben..... yatırıyorum her gece. Ve sen bir telefon konuşmasını kaçırıyorsun.
J'ai couché les enfants toute seule tous les soirs depuis des mois, et tu n'as eu à manquer qu'un coup de fil.
Videom patladıktan sonra Çift Gökkuşağı adamından * ve Star Warsçu şişko çocuktan * telefon aldım.
Après que mon clip ait explosé, j'ai en fait reçu un appel du gars double de l'arc en ciel et du gros gamin de Star Wars.
Michael'da çocuklarının o kadar çok fotoğrafı var ki, iki telefon almak zorunda kalmış. Ve ikincisine de numara almış, onun için de fatura ödüyor.
Michael a tellement de photos de ses enfants qu'il a dû prendre deux téléphones avec deux numéros, et pour lesquels il paye deux factures.
Hayır. Zaten o kulübede telefon da çekmiyor.
Non et il n'y aucun réseau à la cabane.
Bidwell'ın bilgisayarını gözden geçirdim ve telefon kayıtlarını araştırdım.
Ok, donc j'ai fouillé dans l'ordinateur de Bidwell et j'ai vérifié ses relevés téléphoniques. Il appelle surtout son ex-femme.
Bir şeyler ters gitti ve telefon açmak istedi.
Quelque chose a mal tourné et il a changé en dernière minute.
Bilinmeyen bir numaradan yapılmış ben de önce numarayı bilinir yaptım ve kontörlü bir telefon çıktı.
C'est un numéro de téléphone inconnu, donc j'ai fait ce que je fais, et obtenu le numéro, et il venait d'un téléphone prépayé.
Telefon henüz kullanılmadı ve hareket etmedi.
Ce téléphone n'a pas été utilisé et n'a pas bougé.
Ve bu akşam telefon açtı ve suyunun geldiğini söyledi ama iki ay daha vardı.
Et ce soir, elle m'apprend qu'elle vient de perdre les eaux, 2 mois avant terme.
Çünkü şu an altı tane telefon geldi ve Gareth'tan gelen telefona bakıyorum şu an kimlerin aradığını ve Gareth'ın bana ne diyeceğini tahmin etmeye çalışıyorum.
Parce que si je regarde, j'ai 6 messages, de Gareth, empilés sur mon téléphone, et j'ai une idée du contenu, de ce qu'il raconte,
Sonrasında da telefon çaldı ve her şey değişti.
Ensuite le téléphone a sonné et tout a changé.
Pekala, e-mail ve telefon kayıtlarını araştırın.
D'accord, fouille dans ses emails et ses enregistrements téléphoniques.
Şimdi yapmamız gereken sizin evinize gitmek ve telefon hattınız için takip ve tuzak ekipmanlarını kurmak. Böylece aramaları için hazır olacağız.
Maintenant ce que nous devons faire c'est aller chez vous et mettre en place un piège, tracer votre ligne téléphonique et nous serons prêts pour leur appel.
Orada kal ve telefon bekle.
Terrez-vous là et attendez d'être contacté
- Peki ya telefon?
- Et le téléphone?
Ben bir telefon edip geleceğim, tamam mı?
Je vais juste faire un tour dehors et passer un rapide coup de téléphone, ok?
Profesörün dediği gibi Benji'nin cep telefonunda Cumartesi gecesi bir çağrı vardı ve çağrı için arayan tek kullanımlık bir telefon kullannıldı.
Donc, le professeur a dit qu'il y a eu un appel provenant du téléphone de Benji, samedi soir, et c'est le cas, mais celui qui a appelé a utilisé un téléphone jetable.
Eğer Cameron'ın telefon numarasını öğrenirsen, onun yerini belirleyebiliriz ve gizlice onu kontrol ederiz.
Si tu as son numéro de téléphone, on peut le localiser et le surveiller discrètement.
Onu o kadar çok seviyorsun ki tekrar tekrar onu arayabiliyorsun Onu tanımamana rağmen telefon kullanamamana rağmen ya da numaranın ne olduğunu bilmemene rağmen.
Tu l'aimes tellement, que tu l'appelles encore et encore et encore, même si tu ne sais pas qui c'est ou même utiliser un téléphone ou sans savoir ce qu'est qu'un numéro.
Telefon dün gece bir süre kesikti ve buraya gelebilmem de biraz zaman aldı.
Le téléphone était un peu indisponible hier soir et ça m'a pris un peu de temps pour venir ici.
Bakın, muhtemelen bir yerin bodrumundadır ama yaşıyorsa telefon edecek- -
Elle est probablement dans une cave quelque part, mais elle est en vie, et elle a appelé...
Telefon... Telefonu ne halde?
Son portable, et son portable?
Cep telefon vericileri çalışsaydı yerel hatlar kopmasaydı elektrik gitmeseydi ve acil durum telsizi bozulacak bugünü bulmasaydı tabii olurdu.
Si le téléphone et les lignes n'étaient pas coupées, l'électricité n'était pas coupée, et la radio d'urgence n'avait pas choisi aujourd'hui pour me lâcher.
Mali durumunu ve telefon kayıtlarını inceleyin.
Sortez ces comptes et ses relevés téléphoniques.
Burada telefon çekmiyor ve çoktan biri kayboldu ve onu arıyorum.
Il n'y a pas de réseau, et je dois déjà rechercher un gars qui a disparu.
Sabah kahvaltımın orta yerindeyken FBI'dan bir telefon aldım. Vzakonye satıcısı ile tersyüz operasyonu yaptığımızla ilgili neden bilgilendirilmediklerini soruyorlardı.
Donc, je suis au milieu du petit déjeuner ce matin, et je reçois un appel du FBI demandant pourquoi ils n'ont pas été informés qu'on lance une renversée sur le dealer Vzakonye.
Sizden telefon aldığıma şaşırdığımı söylemeyeceğim, yalnızca tekrar çağrılmak güzel.
GREG : Je ne vais pas dire que j'ai été surpris de recevoir un appel, c'est juste que... Et bien, il est bon d'être demandé de revenir.
... sonra akılda yer etmek için yüzlerce telefon çağrısı ve mektup atıyorsun... romantizm bir danstır- - siz ileri gidersiniz, onlar geri gelir ve sonra tam tersi olur.
Et au final tout s'est écroulé après vos centaines de coups de téléphones et vos lettres... La romance est une danse... Vous êtes allé de l'avant, ils reviennent, et ainsi de suite.
Peggy Kenter'la boşanmanı yazan muhabir arasında geçen telefon konuşmaları kayıtları.
Les relevés téléphoniques entre Peggy Kenter et le journaliste qui a fait l'article sur ton divorce.
telefon ettim 16
telefon etmem lazım 17
telefon etmeliyim 19
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
ettore 17
ettim 71
ettin 18
telefon etmem lazım 17
telefon etmeliyim 19
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
ettore 17
ettim 71
ettin 18
etme 17
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmiyorum 100
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmiyorum 100
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47