English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yapmayın ama

Yapmayın ama Çeviri Fransızca

688 parallel translation
Yapmayın ama.
Poussez-vous.
Yapmayın ama.. Beni gördüğünüze sevinmediniz mi?
Vous devriez vous réjouir.
Yapmayın ama Bay Hilliard.
Assez, M. Hilliard.
Beyler, yapmayın ama. Lütfen?
Allons, les gars.
- Benim zayıf yönlerim çok fazla. - Yapmayın ama.
J'en ai de grandes.
- Monsenyör, yapmayın ama!
Monseigneur?
- ama ben asla Friedersdorf'a dönmeyeceğim. - Yapmayın lütfen.
Je ne retournerai pas à Friedersdorf.
- Bana uyar, ama işkence yapmayın!
- Il faut essayer! Inutile de me torturer. C'est ma taille, je te dis.
Sabunu alın Ama sabunlar gibi yapmayın
Attrapons le savon Et gare aux tire-au-flanc
Evet. İdamları haber yapmayı sevmem ama söylemem gerekir ki bu hiç umurumda bile değil.
Je n'aime pas les exécutions, mais celui-là ne l'a pas volé.
Yapmayın, lütfen. Lütfen Martin, özür dilerim, ama... - Elbette, anlıyorum.
Non, s'il vous plaît, envoyez-les par la poste, désolé, mais...
Yapmayı isterdin, ama yaptığını sanmıyorum.
Vous auriez aimé le tuer, mais vous ne l'avez pas fait.
Bir aralar bunu yapmayı düşündüm ama vazgeçtim çünkü onu tekmelemeyi çok seviyorum. Çünkü sesi çıkmıyor!
Oui... je le ferai un de ces jours, j'adore lui donner des coups, je n'ai qu'elle à battre.
Hayır, bu çok iyi değil. Ama bunu yapmayı seviyorum.
Non ce n'est pas très joli, mais j'aime faire ces dessins.
Bu işi Hoyle'ın yöntemine göre yapmayı isterim Dave ama Joyce benim için çok önemli.
Je veux suivre la théorie de Hoyle. Mais, Joyce est très importante pour moi.
... ama bir anıt ya da tapınak yapmayı düşünmedik.
Cela fait quelques siècles mais nous n'avons pas cru nécessaire de construire des monuments.
Bu hafta için ödeme yapmayın ona, ama tatilde çalıştığını ödeyin.
Vous lui donnerez ses indemnités de congé.
Bu yolculuğu yapmayı çok istiyor olabilirim,... ama yanımda yük olarak bir kadın taşımak da tam bir aptallık.
Je suis peut-être fou de faire ce voyage, mais je ne suis pas idiot! M'encombrer d'une femme serait ridicule!
Çok kibarsınız, ama galiba beceremedim. Yapmayın.
Vous êtes gentil, mais je ne crois pas avoir réussi.
Ama kendi başınıza iş yapmayın.
Mais ne rusez pas avec nous.
Ama bunları yapmayı denediğimde, alaya alınıp dalga geçilmekten korktum, ve kabuğuma çekildim.
Mais dès que je m'y attelais, je redoutais les moqueries, le ridicule et je retournais dans ma coquille.
Ama lütfen gürültü yapmayın.
Mais pas de bruit.
Hadi ama, millet, yapmayın bunu... Hadi ama... Ateşi karıştır, daha iyi yanar.
Allons les garçons, ne faites pas ça... arrêtez... attisez le feu, il prendra mieux.
Size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin. Ama yaptıklarını yapmayın. Çünkü öğüt verirler, kendileri yapmazlar.
Faites et observez tout ce qu'ils disent, mais n'imitez pas leurs œuvres, car ils disent, mais ne font pas.
Hadi ama, böyle yapmayın!
Ne faites pas ça!
Nasıl yapabildiğine dair açıklama yapmayı reddetti. Ama işte 13 yıl öncesinin görüntüleri gözümüzün önündeydi Pike'ın gemiye komuta ettiği dönem.
Il a refusé d'expliquer comment il se pouvait que nous ayons eu devant nous des images datant d'il y a 13 ans, des images de Pike du temps où il était capitaine.
Karanlık bir ortamdayım ama... Lütfen yapmayın...
l understand the humour noir but vraiment...
Ama yardımını düşünecek olursak bunu tek başıma yapmayı isterim!
Mais comprends-moi... tout commencer par toi... alors que je pourrais commencer seul...
Ama siz böyle yapmayın.
Mais ne vous laissez pas faire!
Ama hayır, yapmayın, bu çok ciddi bir durum.
C'est très grave ce que vous dites!
Ama gürültü yapmayın.
Allez jouer, mais ne faites pas de bruit.
Yapmayın. İyi niyetlisiniz mutlaka ama son olaylardan sonra dikkatli olmamız lazım. Hangi adam bu?
Je me doute que vous ne nous voulez aucun mal, mais après l'autre jour, nous devons être prudents.
Hampstead Heath'te sabahları 7'de jogging yapmayı denedim. Ama terlemek yerine iştahım açıldı.
J'ai essayé de courir à Hampstead Heath pour stimuler mon corps, mais je n'ai fait que stimuler mon appétit.
Ama madam yapmayın. Kraliyet domateslerine el süremem, yalnız bırakılmadığımız sürece Domates!
Madame, jamais... je ne poserais la main sur vos royales tomates en public.
Ama bu yüzden bu kadar telaş yapmayın.
C'est pas grave.
Sana yaptığım yatırımın hakkını ver. Ama bazı insanlar alem yapmayı seviyor... ve işte bunların çocukları liderler, ayktakımını harekete geçirir bunlar.
FRITZ LE CHAT... que leurs fils sont des leaders... des fomentateurs de troubles.
Haklısın ama cehennemde banyo yapmayı seçtiğinizden ikiniz de şanssızsınız.
Va savoir. Tu es mal tombé, à vrai dire. C'est une source infernale, ici.
Yemek yapmayı seviyorum ama fırsat olmuyor. Dick çok meşgul.
J'adore cuisiner mais je n'ai pas l'occasion, Dick est trop occupé.
Birkaç gün sonra, tekrar yapmayı denedim. Ama hiç ümit yoktu.
Puis deux jours apres j'ai recommence, j'ai essaye de courir encore... mais ca n'a pas marche.
Ama, sonra, yapmayı düşündüğüm hiçbir şeyi yapmadım.
Mais je n'ai jamais fait ce qu'on attendait de moi.
Yapmayın ama.
Eh, calmez-vous.
Ama bunu telafi etmek için, onun dudaklarını dişi varmış gibi renklendirmiş ve ona öyle iyi kızgın rolü yapmayı öğretmiş ki bir fili bile korkutabilecek hale gelmiş.
Pour se racheter elle lui a dessiné de fausses dents... et elle lui a appris à se montrer si féroce... qu'il peut même intimider un éléphant.
- Ama fazla gürültü yapmayın ha.
Mais ne faites pas trop de bruit. Pas un soupir.
Şunu izleyin. Nate Salsbury uzun konuşmalar yapmayı sevmez ama Amerikan milli ailesinin bir üyesi olduğunuz için sizinle gurur duyduğumu söylemek istiyorum.
Nate Salsbury n'est pas bavard, mais il veut dire... qu'il est fier que vous soyez fiers... de faire partie de la famille nationale de l'Amérique.
Dinle, ailenin gazetesi bu gezi için ödeme yapmış olabilir, ama şu andan itibaren, palyaçoluk yapmayı kesin. Anladınız mı?
Le journal de votre oncle a beau financer l'expédition, vous allez me faire le plaisir de cesser vos idioties, compris?
Hadi ama yapmayın!
Viens, on va faire ça ici même! Arrêtez!
Tabii ki bunu düşünebilirsiniz ama yapmayın.
Vous pouvez y penser mais ne le faites pas.
Ama evin kadınıyla iş yapmayı tercih etmeni ilginç buluyorum.
Mais je trouve intéressant que vous préfériez traiter avec une femme.
Hadi ama çocuklar, yapmayın artık.
Allons ça suffit, les enfants.
Size elimden gelen yardımı yapmayı isterim Müfettiş ama Bay Morlar hakkındaki notlarıma bakıyorum da söylediğiniz gibi onu saldırmayı düşünecek birine dair hiçbir iz bulamıyorum.
J'aurais aimé vous aider mais en relisant mes notes je n'ai rien vu qui puisse expliquer qu'on l'attaque.
Şikayet etmek istemiyorum ama çekimiz gelmezse bu boku bedava yapmayız.
Je ne veux pas me plaindre, mais ça fait deux semaines qu'on n'a pas nos chèques.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]