English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Ama bana

Ama bana Çeviri Fransızca

26,176 parallel translation
Dinle, kalamadığım için kusura bakma, ama bana bir iyilik yap bundan sonra bana hüzünlü gözler deme.
Désolé, je dois filer. Mais sois gentille. Dorénavant, ne m'appelle plus Yeux de loutre.
Dinle, bunu altıncı küçücük tekiladan dolayı diyor olabilirim ama bana destek olduğun için ve o senaristlerin beni hayatından çıkarmasına izin vermediğin için teşekkürler.
mais merci de te battre pour moi et ne pas laisser ces rédacteurs me couper de ta vie.
İyiyiz, döneceğiz dedim ama bana inanmıyor.
Je lui ai dit qu'on allait bien, qu'on rentrerait, mais elle ne me croit pas.
"Tanışalı 27 gün 9 saat oldu." "Ama bana hâlâ cevap vermedin." "Sanırım'hayır teşekkür ederim'diyeceksin."
Je présume que c'est "non, merci"
Ama bana yardim etmen gerek Quinn.
Mais tu dois m'aider là, Quinn.
Ama bana göre, bu onun en mükemmel hediyesi.
Pour moi, voici son don le plus précieux.
Onları karla satmak için bir anlaşma üzerinde olduğunu hissediyordum ama bana hiç detaylardan bahsetmedi.
Je crois qu'elle était sur un coup pour les revendre à profit, mais je ne sais pas les détails.
İyimser gözükmekten nefret ederim ama bana oldukça samimi gibi geldi.
Je déteste être l'optimiste, mais on aurait dit qu'elle était sincère.
Evet, biliyorum. Öylece içeri girmek istemedim ama bana Chloe hakkında dönüş yapmadın.
Je ne voulais pas m'inviter, mais tu ne m'a pas dis pour Chloe.
Ama bana sökmez.
Mais pas moi.
Lucky U satan kimseyi bulamadın ama bana Utopium satıcılarını yakalamak için olabildiğince yardım ettin, değil mi?
Vous ne pourriez jamais trouver quelqu'un vente de Lucky U, mais vous sûr que l'enfer aidé me faire descendre un grand nombre de concessionnaires utopium, hein?
Denerim ama bana inanmazsınız.
Je vais essayer mais vous ne me croirez pas.
Farkındayım, sadece bir saattir tanışıyoruz ama bana güvenirsen söz veriyorum, bu devi incitmeden neyin peşinde olduğunu öğrenebilirim.
Et je sais que vous ne me connaissez que depuis une heure, mais si vous me faites confiance, je vous promets que je peux trouver après quoi en a cet ogre sans le blesser.
- Söyleyeceğim ama bana söz ver.
Je te le dis, mais tu dois me promettre quelque chose.
Ama bu teknoloji bana kocam Elliot Jones'u hatırlatıyor.
Mais cette technologie a été mise au point par mon mari.
Bana birini ayarlaman çok nazikçeydi ama aklından ne geçiyordu?
C'était vraiment sympa de ta part d'essayer de me caser, mais bordel à quoi tu pensais?
Yani bana buraya aradıklarını söylemeye geldin ama dediklerini dinlemedin mi?
Donc tu es juste venue jusque ici pour me dire qu'ils ont appelé, mais tu n'as pas, genre, écouté ce qu'ils ont dit?
Bana devlet için çalışan özel zekâya sahip biri olduğunu söyledin ama bundan şüpheliyim, çünkü beynin yarısını kullanan biri bile o akşam yemeğinin bir başarı olduğunu düşünemezdi.
Tu-tu dis que tu es le génie qui travaille pour le gouvernement, mais j-j'en doute, parce que même quelqu'un avec un demi-cerveau ne penserait pas que ce dîner ait été un succès.
Telefonu bir hanım açacak ama ne zaman olursa olsun gece gündüz, bana mesajı iletecektir.
C'est une femme qui répondra et me transmettra le message. N'importe quand. Jour comme nuit.
Ama şimdi bana söylediğin şey çok daha önemli.
Mais ce que vous venez de me dire est bien plus important.
Ama bakanlarım bana yalanlar söyleyip gerçekleri saklarsa bunu nasıl yapabilirim?
Et comment le puis-je si mes ministres complotent et me cachent la vérité?
Güven bana, o bir kaçakçı olabilir ama, çok da iyi bir sanatçıdır.
Fais moi confiance... C'est un artiste.
Buna rağmen gevreğimin kremalı kısımlarını ayırma gibi bir huyun var ve bana krema oranı idealden düşük gevrek bırakıyorsun. Ama bunu mazur göreceğim...
Bien, vous avez une habitude de ramasser les guimauves sur mes céréales, me laissant avec un ratio moins-que-idéal de guimauve en morceaux croquants, mais, vous savez, je vais laisser cette diapositive...
Ama bu mümkün olmamalı çünkü zombi avcımız Bölge Savcısı'nın zombi olmadığına dair bana yemin etti.
Mais cela ne devrait pas être possible, parce que notre chasseur de zombie me jura que le procureur de district a marché parmi les vivants.
Bana uğrayacağından emin değildim ama.
Je ne savais pas si tu allais passer, par contre.
Ama önce bana söz vermen gerek.
Mais avant, vous devez me promettre quelque chose.
Ama, psilosibinin ve diğer uyuşturucuların bana yaptığı şeyler hoşuma gitmedi.
- Mais? - Je n'ai pas aimé l'effet de la psilocybine et autres drogues.
Senin şefkatsiz bir dallama olduğunu söylerdim ama aslına bakarsan bana bu yüzden ulaştı.
Je vous traiterais bien de salaud insensible, mais c'est pour ça qu'il me contacte.
Evet, ve bana sorarsanız bunu profesyonellik dışı buluyorum ama yönetmenimiz. "çıkmak yok" prensibini reddetti, o yüzden...
Oui, et je trouve ça vraiment pas professionnel si tu veux savoir, mais le directeur a complètement rejeté l'idée de d'avoir une règle anti rendez-vous galant, donc...
Bana ne olacağını bilmiyorum ama etrafta olmamam belki de ikimiz içinde daha iyi olur.
Je ne sais pas ce qu'il va m'arriver mais peut-être qu'on se porterait mieux si je n'étais plus là.
Ama güven bana intihar etmeyecek ve o değişine kadar hiçbir şey değişmeyecek.
Mais crois-moi, elle n'est pas entrain de se suicider, et rien ne va changer tant qu'elle ne changera pas.
- # Kaptım adamı ama # - # Başta aitti bana #
- ♪ Ça n'a pas empêché Gal de m'aimer ♪ - ♪ Mais je l'ai eu en premier ♪
Ama adeta bir yük treni bana çarptı.
Mais je me suis embrassé par un train de marchandises.
Adamların için üzgünüm Tom. Ama inan bana burada benden ve tedaviyi sınırdan kaçıran o kızdan daha büyük şeyler oluyor.
Je suis désolé pour tes hommes, Tom... mais je te promets qu'il y a quelque chose de plus important qui se passe ici que moi et cette fille faisant passer du vaccin par les frontières.
Tabii. Gezegendeki bütün erkeklere elle ama sıra bana gelince mesafe koy.
Oh, évidemment, tu peux tripoter tous les autres hommes de cette planète, mais moi je suis la limite.
Fiziksel olarak iyiyim ama milletin sebepsiz yere bana kızmasına üzüldüm.
Physiquement, oui, mais je suis en colère car tout le monde m'en veut sans raison.
Leonard bana çorba yaptı ama ben ona kötü davrandım.
Leonard m'a fait de la soupe, et j'ai été méchant avec lui.
Adam işini kaybetti ama Bay Hinckley bana çikolata verdi.
Papa a perdu son travail mais Mr. Hinckley m'a donné un caramel.
Ama eğer kararı ben vereceksem kendinizi bana sunmalısınız.
C'est juste que je vais devoir prendre cette décision, alors lancez-vous.
Bana Cece derler ama yazılışı S-I-S-I şeklinde son I'da aksan var.
Et on m'appelle Cece, mais épelé S-i-s-i, et avec un accent sur le dernier i.
Şimdilik biraz rahatla, ama şu konuda da bana güven, kalp krizi numarası yapmadıkça kaçınılmaz olandan kurtulamayacaksın.
Tu as un petit sursis pour l'instant, mais crois-moi, à moins de simuler une crise cardiaque, il n'y a aucun moyen d'éviter l'inévitable.
Garcia hepimizi sıraya soktu ve tabii ki ilk sıra kendisindeydi, ama bir vaka için ofiste kalması gerektiğinden piyango bana vurdu.
Garcia a organisé nos visites et elle voulait venir la première, mais ils avaient besoin d'elle sur une affaire, donc j'ai été la chanceuse.
Bana büyü yapıcak olsaydın, çoktan yapmıştın ama yapmadın
Et si tu voulais me lancer un sort, tu l'aurais déjà fait. Et tu ne l'as pas fait.
Richard ın bana söylediği birşey, ama onu almamız için bir yere gitmemiz lazım.
Quelque chose que Richard m'a dit, Mais nous devons aller quelque part pour l'obtenir.
Bana söz vermesini istemiştim : " Asla ama asla yollama.
Mais je lui avais fait jurer de ne jamais en envoyer.
Bana bağırdığını hatırlıyorsun ama bunu unuttun mu?
Dis-moi ce que tu veux! Tu te souviens pour me crier dessus mais tu oublies mon cadeau?
Haydi ama çocuklar, bir şeyler söyleyin bana!
Allez les gars, J'ai besoin d'une mise à jour!
Sheldon için uygun olmadığımı düşündüğünün farkındayım ama inan bana en iyi şansı benim.
Je sais que vous pensez que je ne suis pas celle qu'il faut pour Sheldon, mais croyez-moi, je suis sa meilleure option.
Hayır. Ama son zamanlardaki davranışların bana kendi geçmişimi anımsattı.
mais ta manière de te comporter a réveillé quelques souvenirs.
Sevdiklerini kaybeden yüzlerce insanla konuştum ben ama söyleme şeklinde bir tuhaflık... Hiç inandırıcı gelmedi bana.
J'ai parlé à plusieurs victimes qui ont perdu un être cher, mais il y a quelque chose dans la façon dont il le dit... ça ne semble pas sincère.
Ama bundan sonra bana yardım etmen gerekir.
Mais je veux que vous soyez honnête avec moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]