Aman ya Çeviri Fransızca
522 parallel translation
Aman ya...
Fouillez partout!
Aman yarabbi, bunu bulaşık makinesine atmıyorsunuz ya?
Vous ne trempez pas ça dans des détergents, au moins!
- O tren var ya, aman yarabbi... Kompartımanda 39 saat oturdum.
- Le voyage en train, nom de Dieu... 39 heures assis dans ce wagon avec cette bouffe dégueulasse.
Aman Ya rabbi.
Mon Dieu.
Aman ya!
Seigneur!
Aman ya, ben hiç gerçek altın bulamıyorum.
Mince alors, j'en ai pas encore trouvé.
Aman ya.
Merde.
Aman ya.
Je rêve!
Aman tanrım. İnci kolye, ya kopsaydı...
Les perles... si elles s'étaient brisées.
Aman ya Rabbi, ne diyorum ben?
Mes aïeux, qu'ai-je dit!
Aman burnunu dinamit dolu bir fıçıya sokma da!
Fourre pas ton nez dans un baril de dynamite.
Aman Tanrım, bu bölgede değil ya?
Mais pas dans cette région?
Aman, ya.
Mais non.
Aman aman, ya canı yanarsa...
Ce serait terrible sinon...
Aman be! Yemedik ya oğlunu!
Je ne vais pas le manger, ton fils!
Aman ölmedin ya! Belki de onları götürdüğü için Ormancıya teşekkür etmelisin.
Tu ferais mieux de remercier la forestière.
Bence onu sen hayal ettin. Ya da... aman tanrım.
Vous avez dû vous l'imaginer ou alors...
Aman, ya!
Pourquoi tu en viens toujours aux mains?
Aman ya Rabbi, amma gevezesiniz!
Reprenons le numéro 17...
- Bunu ya-pa-mazsın! - Aman Tanrım!
Tu n'as pas le droit!
Ya kaçacaklar, ya da odun yığınları arasında yenilecekler. Aman verilmeyecek!
Ou ils partiront en courant ou ils seront battus dans les tas de bois.
Tamam. Aman Tanrım! Bütün bunları yemeyeceksiniz ya?
Bien entendu, monsieur ouh là là, mais, vous n'allez pas manger tout ça?
Ya! Aman Yarabbi, karar vermek ne kadar zor ne nereye verilecek...
Mais il faut beaucoup de temps pour organiser tout ça.
Aman ya rabbi.
- Seigneur!
Plaza'ya varmışlar. Aman tanrım!
Ils ont atteint la grand place.
Ya, aman, bildiğiniz kurşun izleri işte.
Ce sont des blessures très ordinaires.
Aman Tanrım, Yargıç. San Antonio'ya geliyormuş.
Mon Dieu, juge, elle vient à San Antonio!
Aman abi ya!
Oh, mec!
Tanrıya olan aşkım için aman aman ödüllendirilmedim ve Seamus bana, yararlı olduğum sürece bunun bir dezavantaj olmadığını söyledi.
Aimer Dieu n'était pas mon fort. Seamus m'a dit que ce n'était pas un problème du moment que je me rendais utile.
- Ya Opry? Şarkı söyleyebilecek mi? - Aman Tanrım.
Pourra-t-il chanter à l'Opry?
Aman! Ya Anne, lütfenn?
Allez Maman, s'il te plaît?
Yapma Dave, AlDS kapacaksın. Veba ya da uçuk! Aman Tanrım.
Dave, tu vas attraper le sida ou la peste ou de l'herpès!
- Aman ya, siz beni öldüreceksiniz. - Hadi be!
Vous les nègres, vous me tuez.
Aman Tanrım, tabi ya.
Mince, c'est vrai!
Aman Tanrım, bu ya İngiliz ya Bahamalı ya da ona benzer bir şey olmalı.
Ce type est anglais ou il vient des Bahamas.
.. aman tanrım diye düşünür.. - İyi ya gel, 4'te Basingstoke'ta olmalıyım..
- Dépêche-toi, je dois faire vite.
Aman tanrım. Kıskançlıktan kavga çıkardın, ve o da seni kapıya fırlattı.
- Je t'assure, c'est très bien.
Tam da üçüncü kenti yapmıştım, zarı almak için karşıya eğilirken bir şey bana çarptı ve bir baktım, aman Allah'ım soyulmuşum.
Je venais juste de marquer ma troisième croix consécutive, j'ai ramassé les dés, quelqu'un m'a bousculée, et mon Dieu, je me suis faite voler!
Beni Meksika'ya mı götüreceksin? Aman Allah'ım.
Tu vas m'emmener au Mexique?
Aman Allah'ım. Şimdiye kadar muhtemelen Meksika'ya varmışlardır.
Bon Dieu, ils sont probablement au Mexique...
Aman Tanrım! Donahue'ya bakın!
Regardez Donahue!
Aman Tanrım! Ya çin'deki deprem?
Le tremblement de terre en Chine?
- Aman Tanrim. Ya Midwich?
- Mon Dieu, et Midwich?
Havamız bittiğinde ve ıslık çalamadığımızda ya da öldüğümüzde buna pişman olabilirim fakat aman be ne olacak.
Je pourrais le regretter quand on manquera d'air et qu'on ne pourra plus siffler ou rester en vie, mais après tout...
Aman of, görmedim dedim ya.
Je t'ai déjà dit que je ne l'ai pas vu!
Aman Tanrım, tabii ya.
Mais oui, tu as raison.
- Aşağıya. Aman Tanrım! Asla başaramayacağım!
Mon Dieu, je n'y survivrai jamais.
Aman Tanrım. Sevin ya da nefret edin ama sıra dışı disk jokey Howard Stern Washington'a bir numaraya doğru ilerliyor.
Adoré ou haï, l'extravagant DJ Howard Stern a crevé l'audimat aujourd'hui, devenant No 1 à Washington.
- Aman ne de özgür ya!
Liberté, tu dis?
Aman bu ay Londra ya gitmek istiyor.
Aman doit aller à Londres.
Aman, düğün aralıka kadar olmayacak, neden bu arada Londra ya gidip gelmiyorsun?
Aman, vu que le mariage est en Décembre... pourquoi tu ne retournes pas à Londres?