Zaman geçiyor Çeviri Fransızca
647 parallel translation
Bu arada, zaman geçiyor, bizimse çok geç olmadan dışarıda yapacak işlerimiz var.
D'ici là, nous avons à faire avant la tombée de la nuit.
Bunu istemiyorum ama sürekli zaman geçiyor.
Ce n'est pas ce que je veux, mais je n'ai plus de temps.
Hadi, zaman geçiyor.
Vite, le temps passe.
Zaman geçiyor.
L'heure tourne!
Zaman geçiyor, biliyorsun, fakat kafada ve hayal gücünde geçmiyor.
Eh bien, le temps passe, je sais, mais dans mon l'esprit... tout est pareil.
Ama zaman geçiyor.
Le temps passe vite.
Zaman geçiyor, David.
Vous perdez du temps.
Senyor Don Roque, zaman geçiyor.
Le temps passe, Don Roque, et...
Fakat zaman geçiyor ve seni koridorun karşı ucunda buluyoruz.
Au bout d'un moment, on vous retrouve à l'autre bout du corridor.
Otobüsler ne zaman geçiyor?
Quand passent les bus?
Zaman geçiyor.
L'heure.
- Zaman geçiyor, sana yardım etmek istiyorum. -
Le temps presse et je tiens à vous aider.
Spock'ın beynini bulmak için zaman geçiyor - sekiz saat ve 29 dakika.
Temps restant pour retrouver le cerveau de Spock : 8 h et 29 min.
Zaman geçiyor.
L'heure tourne.
Zaman geçiyor.
Mais c'est fini.
Bilirsin ya, zaman su gibi akıp geçiyor.
Le temps passe vite.
Zaman çok çabuk geçiyor.
Le temps passe...
Zaman çok çabuk geçiyor.
Le temps a passé vite.
Konağım oradan bir mil ötede. Yönetim kurulu başkanı olarak zamanımın çoğu orayı idare etmekle geçiyor
Elle se trouve sur mes terres et j'en suis l'administrateur.
Elbette ki biz savaşın gerisindeydik, ama zaman çok hızlı geçiyor.
Cette phase de prospérité consécutive à la guerre ne durera pas.
Akşam olunca zaman çabucak geçiyor.
Et puis, le soir, le temps s'accélère pour se rattraper.
Baylar, bu işi ele alma zamanı geldi geçiyor.
Nous devons rétablir l'ordre.
Zaman su gibi akıp geçiyor.
Comme le temps file vite.
Zaman boşa geçiyor.
Ne perdons pas de temps.
Zaman nasıl geçiyor.
Comme le temps passe.
Yılda 12,000 mil uçuyor ve 1,200 saatten fazla zamanı havada geçiyor.
Il vole 20'000 kilomètre par an, et a plus de 1'200 heures dans son le journal de vol.
Çok iyi # - Nasıl tüm zamanın dolu mu geçiyor?
Alors, tu es pris par ta vie mondaine?
Zaman ne çabuk geçiyor!
Comme le temps passe vite!
- Zaman ne de çabuk geçiyor.
- Comme le temps passe.
Zaman çok çabuk geçiyor.
Le temps passe vite.
Evlenip bir aile kurmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Il est temps que tu te maries et que tu fondes ta propre famille.
Zaman akıp geçiyor.
Hâtez-vous!
Zaman ne hızlı geçiyor!
Que le temps passe vite!
Ayrıca, evde zaman çok ağır geçiyor.
Et puis, à la maison, le temps est si long.
Zaman akıp geçiyor.
Le temps passe si vite...
Zaman su gibi geçiyor.
Oui, c'est vrai.
Günler hep aynı olunca zaman da çabucak geçiyor.
Le temps passe vite, quand les jours se ressemblent.
- Zaman çok çabuk geçiyor.
Ce n'est pas le moment de partir.
Zaman çabuk geçiyor...
Le temps nous est compté...
Nasıl oluyor da zamanımın çoğu seni dinlemekle geçiyor?
Pourquoi est-ce que je passe tout mon temps à t'écouter?
- Zaman çok hızlı geçiyor.
- Le temps a passé si vite.
Açıkça zaman geçiyor.
C'est pour gagner du temps.
Yapma, aklından neler geçiyor biliyorum ama ne yeri ne de zamanı.
Je sais à quoi tu penses, mais c'est ni le moment, ni le lieu.
- Zaman çabuk geçiyor.
Ca alors!
Bizim öykümüz, şiddetli kışların olduğu bir yerde, zamanımızın Hristiyan alemi kadar keskin bir ayazda geçiyor.
Cet hiver-là, en décembre, les froids surgirent, violents, tout comme à l'époque le mouvement chrétien déferlait sa passion.
Oyalanma geçiyor zaman Didinip uğraşırken sen
Ne passe pas tes jours A pisser toute la saison
Senden mektup aldığım her zaman... günler daha iyi geçiyor.
"Quand je reçois une lettre de vous, tout va beaucoup mieux." "Envoyez-moi une mèche de vos cheveux."
Daniel zaman geçiyor.
Daniel, on perd du temps.
Yedi sene mi? Zaman nasıl geçiyor, değil mi?
Le temps passe vite, n'est-ce pas?
Zaman nasıl da geçiyor!
Comme le temps passe!
Zaman ne kadar hızlı geçiyor. Bana daha dünmüş gibi geliyor.
Le temps passe à une vitesse, il semble que c'était hier.
geçiyor 19
geçiyordum 27
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zamanın var mı 17
geçiyordum 27
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zamanın var mı 17
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43