Zamanını boşa harcıyorsun Çeviri Fransızca
188 parallel translation
Zamanını boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Tu perds ton temps,
Aksi taktirde, zamanını boşa harcıyorsun.
Sinon, vous perdrez votre temps.
Bay Gentry'nin peşinden koşarak zamanını boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps à courir après M. Gentry.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Ce serait du temps perdu.
Bay McCord, zamanını boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
Zamanını boşa harcıyorsun, dedi.
"Pourquoi perdre votre temps avec lui?"
Direnerek zamanını boşa harcıyorsun Kendinden fazlasını bulacaksın.
Vous comprendrez bien vite que si vous lui plaisez
Zamanını boşa harcıyorsun.
- Quoi? - Un homme qui traîne, un désoeuvré.
Eğer bu korkunçluk karşısında kibar olmadığımı düşünüyorsan zamanını boşa harcıyorsun.
Si tu viens me dire que j'aurais dû être moins dur avec lui... tu perds ton temps.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Pas possible autrement. Vous perdez votre temps.
Zamanını boşa harcıyorsun, anne.
Tu perds ton temps, maman.
Sürekli zamanını boşa harcıyorsun. Daha başka işler yapmalısın.
Tu perds ton temps avec les autres.
Brazneck, zamanını boşa harcıyorsun.
Brazneck, vous perdez votre temps.
- Zamanını boşa harcıyorsun!
- Vous perdez votre temps!
Zamanını boşa harcıyorsun.
Vous gaspillez votre temps.
Tam profesyonel işi, zamanını boşa harcıyorsun.
Ce sont des pros, vous perdez votre temps.
Zamanını boşa harcıyorsun!
Tu perds ton temps!
Zamanını boşa harcıyorsun Şerif.
Vous perdez votre temps, shérif.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Vous perdez votre temps.
Zamanını boşa harcıyorsun.
On perd un temps précieux. Ne résiste pas.
Frank, burada zamanını boşa harcıyorsun.
Frank, tu perds ton temps.
Zamanını boşa harcıyorsun, Watson.
Vous perdez votre temps, Watson.
Düşündüğüm şeyi öneriyorsan, zamanını boşa harcıyorsun.
Si tu suggères ce à quoi je pense, tu perds ton temps.
Yamok salçası almaya çalışıyorsanız zamanını boşa harcıyorsun.
Si tu veux m'acheter de la sauce yamok, tu perds ton temps.
Quark, sen hem benim hem de kendi zamanını boşa harcıyorsun.
Quark, vous perdez votre temps, et le mien.
Teslim olmamı istemek için buraya geldiysen zamanını boşa harcıyorsun.
Si vous me demandez de me rendre, vous perdez votre temps.
- Zamanını boşa harcıyorsun, Garak.
- Vous perdez votre temps.
- Beni arzuluyor. - Niye böyle dalavereler'le zamanını boşa harcıyorsun?
- Ã ‡ a, c'est mes marmots.
Ahlaksız şiirlerle uğraşarak zamanını boşa harcıyorsun.
Et vos poèmes obscènes. Ils ne le sont pas.
Güvenlik, Köprü'ye! Zamanını boşa harcıyorsun, Harry.
Mon équipage effectue aussi un balayage du secteur.
Adın bu listede yoksa herkesin zamanını boşa harcıyorsun demektir.
Si votre nom n'est pas sur la liste, vous nous faites perdre notre temps.
Pekala, bana kalırsa bir Rolex bulmayı ummadığın sürece zamanını boşa harcıyorsun.
A moins de trouver un bijou, tu perds ton temps.
Zamanını boşa harcıyorsun, Binbaşı.
Vous perdez votre temps, capitaine.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Tu perds ton temps.
Q! Zamanını boşa harcıyorsun. lcheb'i sadece o kurtarabilir.
Tu vas retrouver le vaisseau que tu as attaqué.
Paranı ve zamanını boşa harcıyorsun.
Tu ne fais que perdre ton temps et ton argent.
Zamanını boşa harcıyorsun, evlat. - Bir hafta sürdüremezsin.
Tu perds ton temps, petite.
- Üzgünüm, zamanını boşa harcıyorsun. Konu Fred.
- Désolé, mais tu perds ton temps.
- zamanını boşa harcıyorsun.
- Si je pouvais emprunter... - Vous perdez votre temps.
Zamanını boşa harcıyorsun çünkü haftanın her günü ben senden daha korkuncum.
Tu essayes de me faire peur? Tu perds ton temps...
Bu şekilde zamanını niçin boşa harcıyorsun, Holmes?
Mais enfin!
Zamanını tütün satarak boşa harcıyorsun!
Perdre son temps à trafiquer!
Zamanınızı boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
Zamanını boşa harcıyorsun Fergy. Yağmur yağacak.
Tu perds ton temps, Fergie.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps.
Zamanını boşa harcıyorsun!
Pour toi, peut-être.
- Sakın ol, kahrolasıca! Zamanımı boşa harcıyorsun!
Ta gueule, merde!
Zamanını boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps, Scully. Ils ne te croiront jamais.
Zamanını boşa harcıyorsun. Asla sana inanmazlar.
Ils ne te croiront jamais.
Zamanını boşa harcıyorsun.
J'ai espéré et prié que vous soyez mort, enfoiré de fumeur. Vous perdez votre temps.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144